İsmi Açıklanmayan

Erkek milletini iyi bildiğim için (Ben yarım asra yakındır bir erkekle yaşıyorum, biliyorsunuz. Gece yatağa birlikte giriyoruz, sabah traş olurken uykulu gözler ve pis sakalıyla herif yine karşımda, işe gelirken benimle, gazetede benimle, bir b.k yesem vicdan azabı gibi tepemde... Bu Serdar’dan çoktan gına geldi!)

Sözümü terbiyesizce kesmeden önce diyordum ki, iyi tanıdığım için, erkek denilen domuzdan örnek vereyim: Erkek milleti, bikinili bir kadını rontlamayı asla ihmal etmemekle beraber, yırtmacından acıcık eti göründü mü müthüüüş tahrik olur. Arka koltuktaki kadının eteği kısadır ümidiyle, taksinin altına atlar...

Gizli kapaklıdan ve mümkünse ronttan çok zevk alır hasılı.

Belki de “İsmi açıklanmayan” lafının bizlerde yarattığı ağır tahrik bu genetik huyumuzdandır.

*

Türkiye’nin ve İstanbul’un vergi rekortmenleri açıklandı. Bizim patron İstanbul’da birinci oldu. Gazetelerde vergi rekortmenleri listeleri açıklandı. Bakıyorum herkes aynı soruyu soruyor:

- Serdar sen gazetecisin bilirsin, ikinci sıradaki o ‘İsmi açıklanmayan’ kim?

Yahu ‘Adı açıklanan’ birinciye, üçüncüye, dördüncüye, yüzüncüye baksanıza...

Niye illa ‘Adı açıklanmayan’ ?

Çünkü röntgeni severiz ya, tahrik oluruz...

*

Bu suallere verebileceğim tek ve aynı cevap şudur:

İsmi Açıklanmayanlar arasında maalesef ben bulunmuyorum.

Dost ve akrabalara teesürle duyrulur!