Hüzünlü final var

Güncelleme Tarihi:

Hüzünlü final var
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 11, 2006 00:00

Şenay Düdek’in aynı adlı kitabından uyarlanan ve Kanal D’de yayınlanan Yaşanmış Şehir Hikayeleri adlı dizinin üç başrol oyuncusu Kelebek’in sorularını yanıtladı. Oyuncular dizideki parıltılı hayatın hüzünle biteceğini söylediler.

Bunların hepsi birbirine benziyor

- Senaryo size geldiğinde neler düşündünüz?

Hikayenin yaşanmış bir hikaye olması bir avantajdı. Ece Yıldız’ın hikayesi bizim bildiğimiz bir hikaye. Benimde teyet geçip asla içine girmediğim bir çember aslında. Çok yakından görüp takip edebilme şansımın olduğu, asla içinde bulunmayı tercih etmediğim bir hayat hikayesi. Şöhret, para ve güç için türlü tavizler veren bunun için herşeyi mübah sayan bir assolist bu kadın. Gündelik hayatında oynayan bir kadın.

- Dizide şarkı da söylüyorsunuz...

Daha çok alaturka şarkılar söylüyorum. Ama gazino sahnelerinde daha gazino ağzı hoppa bir durum var. Şarkı söylemek benim genlerimde var. Bu projeyi kabul etmemin birinci sebeplerinden biriydi şarkı söylecek olmam. Çok değişik bir rol. Onlar zaten gündelik hayatında oynuyorlar. Bu nasıl bir hırstır ki, insana verilmeyecek tavizler verdirtiyor anlamış değilim.

- Şimdiye kadar oynadığınız rollerden uzak dramatik bir hikaye bu....

Bu gerçekten yaşanmış bir hikaye olmasına ve bunları yaşayanlar hala yaşıyor olmasına rağmen bu iş kurguya döküldüğünde bir takım değişikliğe uğramış. Hikaye gerçek hayattaki gibi bitmiyor. Ama kadın düşüşe geçiyor, uyuşturucu bağımlısı oluyor. 13 bölümün sonunda bayağı kötü bir noktada bitiriyor.

- Oynadığınız karakterin gerçek hayatta kim olduğunu hiç merak ettiniz mi?

Hayır hiç ilgilenmedim. Bunlara baktığımız zaman ortak bir takım davranış biçimleri var. Bunların hepsi birbirine benziyor. Birkaç mimik farklılığı haricinde hepsinin aynı tavrı var. Onlarınki ortak bir hikaye.

- Peki şöhret sizce ne ifade ediyor?

Yani şöhret benim için bir sonuç. Oynadığım karakter ve benzerleri için şöhret bir amaç. Bazen çok ortalıkta olmak dezavantaj oluyor. Bu kadar kirlenmemiş birini tercih ediyorlar. Bende mümkün mertebe kendimi kirletmemeye çalışıyorum. Ben ne modadan anlarım ne giyim kuşamdan. Mesela kürk giymem, cilt bakım ürünleri için hayvanlar üzerinde test yapılmış mı bakarım. Bunlar benim için modadan daha önemli.

Tek saf karakter Zeynep

- Zeynep’in sekreterlikten assolistliğe uzanan hikayesi size şaşırtıcı geldi mi?

Dizide sekreter bir kızı oynuyorum. Patronuyla yaşadığı bir takım ilişkiler sonrası hayat onu hiç ummadığı yerlere getiriyor. Ama tüm yaşadıklarına rağmen hiçbir zaman masumiyetini bozmayan çok saf ve temiz bir kız. Dizinin tek saf ve temiz karakteri.

- Zeynep’te kendinizde yakaladığınız birşeyler var mı?

Zeynep tüm yaşadıklarına rağmen hiçbir zaman kendini bu hayata ait hissetmiyor. Benimde öyle bir tarafım var. Ben işimi yapıp çekiliyorum. Gözden uzak bir hayatı seviyorum. Biraz gizli kalmayı seviyorum. Bu yönlerim benziyor Zeynep’e.

- Rol seçer misiniz?

Bir oyuncunun böyle kaygılar gütmemesi gerekir. Rol değil ama her proje içime sinecek diye birşey de yok. Yanında oynacağım oyuncular çok önemlidir, bu tür kaygılarım oluyor. Ama onun dışında fahişe rolü oynarsam farklı algılanırım diye birşey yok.

- Ya sizin özel hayatınız?

Çok dikkatli yaşayan biriyim. Aklıma her geleni yapan uçuk kaçık yaşayan bir insan değilim. Oyuncu hiçbir zaman özel hayatıyla eleştirilmemeli. Aman yakalanmayayım diyebilecek hiçbirşey yaşamıyorum.

Janjanlı hayat sürmek kolay

- İlk oyunculuk deneyiminiz değil sanırım...

İlk TRT’de ’Zeytin Dalı’ dizisinde oynadım. Bunun yanısıra müzisyen yönümde var tabi. Son olarak "Dağlarına Kar Olurum Yar"adlı albümüm çıktı.

- Proje ilk geldiğinde neler düşündünüz?

Çok hoşuma gitti senaryoyu okuduğumda. Bana çok benzeyen bir adam o yüzden zorlanmayacağımı düsündüm. En önemlisi türkü söylüyor. Ayrışan noktamız da var. Mesela istemeyerek katil olması.

- Peki oynadığınız karakterin gerçek hayatta kim olduğunu merak ettiniz mi?

Merak etmiyorum çünkü kardeşini öldürerek bir yerlere gelen, hayatı bu şekilde cereyan eden bir kaç kişi vardır herhalde... Herkes olabilir diye düşünüyorum.

- Bu camianın ışıltısına kapıldığınızı hissettiğiniz anlar oldu mu?

İşin janjanlı kısmında olmak çok kolay. 7 yaşından beri müziğin içindeyim. Ama benim bir takım yaşadığım şeyler oldu. Yalan söylemeye gerek yok. Bazı şeyleri insanlar bilerek göz önünde yaşıyor ve kendilerini yıpratıyorlar o anlık artı zannettikleri puanın sonradan beş altı tane eksiye dönüşeceğini bilmiyorlar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!