Herkes, onlar mutlu bir aileydi diyor öyleyse tüm ailesini öldürüp neden intihar etti?

Güncelleme Tarihi:

Herkes, onlar mutlu bir aileydi diyor öyleyse tüm ailesini öldürüp neden intihar etti
Oluşturulma Tarihi: Mart 06, 2005 00:38

Kemal Kilerci (43), geçtiğimiz 27 Şubat Pazar günü, kendi fabrikasında eşini ve iki çocuğunu birbuçuk saat içinde öldürdükten sonra başına bir kursun sıkarak intihar etti. İddialara göre Kilerci, işlerini büyütmek için büyük miktarda borç almıştı.

Ödemekte zorlanınca da bunalıma girmiş ve bu trajediye neden olmuştu. Oysa ailesi de, kayınpederi de hayli zengin. 57 milyar liralık borcu nedeniyle cinayet işleyip intihar etmesini yakın çevresi hiç inandırıcı bulmuyor. Polis ise elindeki barut izinin her şeyi açıkladığını, Adli Tıp raporunun gerçeği ortaya çıkaracağını söylüyor. Ancak kayınpederi İsmail Sarıkaya ‘muamma’, aile dostu Cahit Teğin ‘Alacaklısı yapmıştır’ diyor. Kemal Kilerci’nin kardeşleri ise konuşmamayı tercih ediyor.

İsmail Sarıkaya, Sivas’ın Zara İlçesi’nin Akören Köyü’nde doğdu. Ailesi 1956’da İstanbul’a taşınmaya karar verdiğinde 17 yaşındaydı. Bağcılar’da kereste atölyesi kurdu. Arazi satışı ve müteahhitlik yaparak hatırı sayılır bir servetin sahibi oldu. Divriği’nin Karageban Köyü’nden Necla Hanım’la evlendi. Kışları, Florya’daki villalarında, haftasonlarını ise Tekirdağ’ın Saray İlçesi’ndeki çiftliklerinde geçirmeye başladılar.

1985 yazı. Sarıkaya Ailesi’nin kızı Aysun, 18 yaşında. Gümüşyaka’daki yazlıklarının bahçesinde oturuyor. Komşularının İstanbul’dan gelen misafirleri, Aysun’u görüp beğeniyorlar. On gün sonra da gelip oğulları Kemal’e istiyorlar. Aysun ve Kemal, kısa sürede evleniyorlar.

İki çocukları oluyor. Gizem ve Alican’ı kolejde okutuyorlar. Kemal Kilerci, Ağrı’nın zengin ve geniş ailelerinden Kilerciler’e mensup. 50 yıl önce İstanbul’a yerleşmişler. Ağabeyleri Cengiz ve Cemal ile birlikte çorap işi yapıyor. İmal ettikleri çorapları yurtdışına ve marka mağazalara satıyorlar.

Merter’deki Sefa Apartmanı şimdi sessiz bir yasta. 4 numaralı dairenin perdeleri sımsıkı kapatılmış. Komşuları Aysun Hanım’ın gelin geldiği günden beri yaşadığı dairenin kapısından geçerken ağlıyor. Gerçeği henüz kabullenememişler.

Üst kat komşusu, 25 Şubat’ta Aysun Hanım’la oturup çay içtiklerini anlatıyor. 38 yaşında ölen Aysun Hanım’ı kadın günlerinin her zaman en esprili ve neşeli kişisiydi diye anlatıyor. 13 yaşındaki Alican’ı, 17 yaşındaki Gizem’i anlatırken gözyaşlarını tutamıyor. ‘Kemal Bey, eşi ve çocuklarına o kadar düşkündü ki... Güleryüzlüydü. Her sabah 6’da çıkıp işine gider, akşam 9’da gelirdi. Eğlenmesini, güzel yaşamasını bilirlerdi. Kemal Bey, neden yaptı, bilemiyoruz.’

Hiç mi aile içi tartışmaya tanık olmamışlardı, hiç mi sesleri yükselmemişti? Apartman sakinleri sözbirliği etmişler: ‘Çok iyi anlaşırlardı. Kavga ettiklerini hiç duymadık.’

Kemal Kilerci ve ağabeylerinin Sefaköy’deki fabrikaları yan yana. Tek bina üçe bölünmüş. Olaydan sonra tabelalar indirilmiş, kapılar kilitlenmiş. Kemal Kilerci’nin kayınpederi İsmail Sarıkaya, damadının evinin ipotekli olduğunu doğrulasa da ekonomik krizde olduğu iddialarını reddediyor. ‘57 milyar lira için yavrumu, torunlarımı, kendini öldürür mü hiç? Kendi ailesi de ben de gayet iyi durumdayız. İstese hemen elde edeceği bir rakam bu.’

Sarıkaya, öyle acılı ki. ‘Yavrumu, torunlarımı kendi ellerimle kabre koydum’ diyor. Olanları aklı almıyor. ‘Muamma’ diyor. Kızının ve torunlarının katili de olsa damadının hakkını teslim ediyor. ‘Yiğit bir adamdı. Akıllı, fikirli, mutlu, çalışkan ve espriliydi. İşine, eşine, yavrularına bağlıydı. Onlar olmadan bir tas su içmezdi. İnançlıydı, tavuk bile kesmezdi.’ İsmail Bey’in kalp hastası eşi Necla Hanım’a gerçeği 3 Mart Perşembe günü açıklamışlar. ‘Canilik, katliam bu’ diye sayıklıyor. İsmail Bey, Kilerci Ailesi’nin toplu halde gelip Kemal’in yaptıklarından dolayı kendilerinden özür dilediklerini söylüyor.

İsmail Sarıkaya, damadının bir özelliğinin de çalışkanlık olduğunu söylüyor. Damadının cumartesi ve pazar günleri bekçiyi izne gönderip ailesiyle birlikte fabrikada kahvaltı yaptığını anlatıyor. Sonra hep birlikte atölyede temizlik, makinelerin tamir ve bakımını yaparlarmış. ‘Olaydan sonra Kemal’in otomobilinin bagajında kahvaltı malzemeleri bulduk. Taze ekmekler, peynir... Hiç dokunmamışlardı.’

Kemal Bey, ruhsatlı tabancasıyla önce eşi Aysun’u sonra da oğlu Alican’ı öldürdü. Olanlardan habersiz kızı Gizem’i, fabrikanın yanındaki ayakkabı mağazasına gönderdi. Mağaza görevlileri sık sık alışverişe gelen Kilercileri yakından tanıyor. O gün Gizem’le ilgilenen satış görevlisi Hatice, olayın şokundan çıkamamış. ‘Düşünün, son gören kişi olmak ne korkunç!’ Gizem’in beğendiği dört tokalı taba renkli çizmeyi gösteriyor: 149 YTL. ‘40 numara olanını istemişti. Tam deneyecekti ki Kemal Bey geldi. Sesini yükselterek kızını çağırmasına şaşırdım. Yüzü asıktı. Gizem’i alıp götürdü.’

CAHİT TEĞİN (Aile dostu)

Alacaklısı yapmıştır

Neden evde değil fabrikada? Başkası ya da başkaları yapmış olabilir. Büyük miktarda borçlandığı alacaklısı yapmıştır. Görgü tanığı bırakmamak için de aile fertlerini öldürmüştür. Kemal Bey için 57 milyar lira nedir ki? Kayınpederi Yahya Demirel’in ortağıydı. Bir villa satar öderdi. Önce karısını öldürecek, birbuçuk saat sonra çağırıp oğlunu, on dakika sonra kızını, sonra da kendini... Böyle işler bir anda yapılır. Akıl alacak gibi değil.

PROF. KEREM DOKSAT (Psikiyatr)

Psikotik depresyon

Eşini ve çocuklarını öldürüp intihar etmeden önce yazdığı mektubu da düşünecek olursak, kişi olayda psikotik bir depresyon yaşamış olabilir. Ağır suçluluk hezeyanları içeren bu tür vakalarda, yakınlarını dünyadaki belalardan kurtarmak için öldürenlere çok rastlanıyor. Belli bir sebep olmadan da öldürebiliyorlar. Kilerci’nin neşeli karakteri de ağır psikotik depresyona girme riskini artırıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!