Hayvanlara ‘onlar ve bizler’ diye mi yaklaşıyorsunuz?

Güncelleme Tarihi:

Hayvanlara ‘onlar ve bizler’ diye mi yaklaşıyorsunuz
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 03, 2005 00:00

EÄŸer öyleyse, ciddi bir sorununuz olabilir!... Georgia, ziyaretçilerin kendisine yaklaÅŸtığını görünce aÄŸzını suyla doldurmak için musluÄŸa koÅŸuyor ve sonra öteki ÅŸempanzelerin arasına karışıyor. Georgia, ziyaretçilerden biri yanına gelinceye dek dakikalarca aÄŸzı kapalı bekleyebiliyor. AÄŸzındaki suyu püskürttüğünde ortalık çığlıklar ve kahkahalarla inliyor. Peki bu muzipliÄŸi nasıl deÄŸerlendireceÄŸiz?Hayvanları "onlar", insanları "bizler" olarak mı nitelendiriyorsunuz? Ä°nsanların hayvanlar aleminin eÅŸi benzeri olmayan bir türü olduÄŸuna mı inanıyorsunuz? Primatolog Frans de Waal, eÄŸer öyleyseniz sizi "antropoyadsıma" olduÄŸunuzu söylüyor. Bir baÅŸka deyiÅŸle, öteki hayvanların insanı andıran özelliklerini ve insanların hayvansı yönlerini görmezden geliyorsunuz. Ve çoÄŸumuzun yabancı olduÄŸu ÅŸu düşünceleri dile getiriyor: "Ya da, hayvanlara belki de hiç olmadık duygular yakıştırıp köpeklerin suçluluÄŸa kapıldıklarını ve atların onurlu davrandıklarını öne sürüyorsunuz. Hayvanların bu tür duygular yaÅŸamalarının olanaksız olduÄŸunu söylemeye çalışmıyorum. Ne var ki, bu gibi yorumlar genellikle insana özgü duyguların hayvanlara mal edildiÄŸi insanbiçimci (antropomorfik) bir temele dayanıyor. Bilim insanları yıllarca insanbiçimciliÄŸe kuÅŸkuyla yaklaşırlarken, antropoyadsımayı da göz ardı etti. InsanoÄŸlu genellikle kendisini farklı bir yere oturtma eÄŸiliminde olduÄŸundan, insanbiçimcilik gerçekten de bir sorun olabilir. Ä°nsanbiçimciliÄŸi eleÅŸtirenler hayvanların insan olmadıklarını söylüyorlar. Haklılar da. Ancak, bu arada insanların hayvanlar aleminin bir parçası olduÄŸunu unutuyorlar. Åžempanze Georgia’nın öyküsü bu duruma ışık tutabilir.Georgia’nın öyküsüGeorgia, Yerkes Ulusal Primat AraÅŸtırma Merkezi’nde yaÅŸayan bir ÅŸempanze. Ziyaretçilerin kendisine yaklaÅŸtığını görünce aÄŸzını suyla doldurmak için musluÄŸa koÅŸuyor ve sonra öteki ÅŸempanzelerin arasına karışıyor. Gözlerinden hiç bir ÅŸey kaçmayan en sıkı gözlemciler bile onda sıradışı herhangi bir durum sezmiyorlar. Georgia ziyaretçilerden biri yanına gelinceye dek dakikalarca aÄŸzı kapalı bekleyebiliyor. AÄŸzındaki suyu püskürttüğünde ortalık çığlıklar ve kahkahalarla inliyor. Bir kezinde Georgia’nın musluÄŸa koÅŸturup gizlice yanıma yaklaÅŸtığını fark edince, gözlerimi gözlerine dikip Felemenkçe,"Seni gördüm," diyerek onu uyardım. Hemen geriye çekildi. AÄŸzındaki suyun bir bölümünü tükürdü, bir bölümünü de yuttu. Onun Felemenk dilini anladığını söylemem abes olur. Gelgelelim, yaptığından haberdar olduÄŸumu ve kolay kolay oyuna gelmeyeceÄŸimi sezinlemiÅŸti. MesleÄŸi gereÄŸi bu canlılarla yakından ilgilenen bizler zaman zaman garip durumlara düşeriz. Onların yaptıklarına insana özgü yorumlar getirmekten kendimizi alamayız. Bu da, çoÄŸu evcil sıçanlar, güvercinler, domuzlar, ya da hayvanla hiç ilgisi olmayan canlılarla çalışan bilim insanlarıyla filozofların yaÅŸadığı türde bir öfkeye yol açar. Ödül getiren oyunEleÅŸtirmenlerin aktarmaya çalıştıkları ileti kabaca şöyledir: "Georgia kafasında herhangi bir ÅŸeyi tasarlamamıştır; Georgia insanlara ÅŸaka yaptığının bilincinde deÄŸildir; Georgia yalnızca birtakım ÅŸeyleri farelerden çok daha hızlı öğrenebilmektedir." EleÅŸtirmenler Georgia’nın yaptıklarının kökenini onun özünde aramak yerine, çevresinde aramaya ve bunun davranışlarını nasıl biçimlendirdiÄŸini bulmaya çalışırlar. Georgia yalnızca bu tür bir davranışın kendisine insanları kızdırmak ve ÅŸaşırtmak gibi karşı konulmaz bir ödül kazandıracağını keÅŸfetmiÅŸtir. Iyi de, Georgia’nın öyle davranmasına neden göz yummalı? Aynı ÅŸeyi bir insan yapmış olsaydı, bu davranışından sorumlu tutulurdu. O halde bizlerle çok yakın benzerlikler taşıyan bir hayvanın etki-tepki sürecinin edilgen bir aracı sayılması neden? Burada yalnızca insanbiçimcilikle antropoyadsıma arasında bir seçim söz konusu olmakla kalmayıp, bilimin baÄŸrına bastığı cimrilik kavramının iki yönü arasında da bir seçim söz konusudur. BiliÅŸsel cimrilik, olayları daha "basit" zeka yetenekleriyle açıklayabildiÄŸimiz sürece "karmaşık" nitelemelerden uzak durmamızı söyler. Böylelikle, aldatmaca yerine koÅŸullandırılmış tepki gibi basit bir açıklamayla yetinmek durumunda kalırız. Ortak geliÅŸme süreciÖte yandan, evrimsel cimrilik ortak geliÅŸme sürecini göz önünde bulundurur. Yakın benzerlikler taşıyan canlıların aynı davranışları sergilemeleri durumunda bu davranışların altında yatan nedenlerin de büyük bir olasılıkla aynı olduÄŸuna inanır. Bir baÅŸka seçenek, benzer davranışlara yol açan farklı süreçlerin evrildiÄŸidir ki, evrimsel açıdan aralarında yalnızca birkaç milyon yıllık bir fark olan canlılar için hiç de ekonomik bir varsayım sayılmaz. Söz gelimi, köpeklerle kurtların sergiledikleri aynı davranışlar için farklı nedenler öne sürmüyorsak, genetik açıdan çok daha yakın benzerlikler taşıyan insanlar ve ÅŸempanzeler için neden böylesi bir yaklaşım sergileyelim? Hangi açıklama?Kısacası, bir ikilemle karşı karşıyayız. Karmaşık biliÅŸsel açıklamalar yerine basit olanları yeÄŸlemek zorundayız, ama bu da insanlarla maymunlar arasında hangi ortak davranışa farklı bir açıklama getirildiÄŸine dayanarak bir çifte standart uygulanması anlamına gelmektedir.Belki de kendimize yepyeni sorular sormalıyız. Bir hayvanın zihinsel yaÅŸamını hafifsemenin mi, yoksa onu göklere çıkarmanın mı riskini göze almalıyız? Insanbiçimcilikle antropoyadsıma arasında bir benzerlik olduÄŸuna ve her birinin de kendine özgü güçlü ve güçsüz yanları bulunduÄŸuna göre, basit bir yanıt söz konusu olamaz. Oysa, olay evrimsel bir bakış açısından ele alındığında, antropoyadsımanın giderek kuÅŸku götürdüğünü söylemek hiç de yanlış olmaz. Görünüşe bakılırsa, karmaşık ve bildik bir içsel yaÅŸam Georgia’nın yaramazlığına getirilebilecek en pinti açıklama olacaktır. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!