Güçlü olan güçsüzü ezer

Güncelleme Tarihi:

Güçlü olan güçsüzü ezer
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 15, 2011 23:19

Kristof Kolomb’un Amerikan yerlilerinin yurdunu işgali ile dünyanın dört bir yanında güçsüz halkın haklarının elinden alınması arasında pek fark yok. Yıllar geçmiş, medeniyet gelmiş ama insanoğlu bir adım ileri gidememiş.

Haberin Devamı

Usta yönetmen Iciar Bollain, Yağmuru Bile’de, film içindeki filmde Kristof Kolomb’un evini işgal ettiği yerli halkı oynayan Bolivya yerlilerinin gerçek hayatta maruz kaldıkları haksızlıklar üzerinden güçlünün güçsüzü ezmesini anlatıyor. Gael Garcia Bernal, Luis Tosar ve Karra Elejalde’nin başrolü oynadığı Yağmuru Bile, İspanya’nın bu yılki Oscar adayıydı.

Bolluca’da bir orman arazisi.
Evlere evcil hayvan olarak alınıp atılan, doğal yaşam alanları şehirleştirildiği için kalabalık caddelerden toplanıp buraya bırakılan 200 köpek.
Çoğu hasta ve yaşlı.
Aralarında bebekler de var.
Başlarındaki Burhan Bey varını yoğunu bu hayvanların iyiliği için harcamış.
Onlarla yatıyor, onlarla kalkıyor.
Ve şimdi köpeklerin bulunduğu arazi, sahibinin kum ocağı olarak kullanmaya başlayacak olması nedeniyle boşaltılacak.
Arazi sahibinin de suçu yok tabii, adam sahibi olduğu araziyi kullanmak istiyor.
Sorun bu köpekleri taşıyacak 3-4 dönüm yeni arazinin henüz bulunamamış olması.
Arnavutköy belediyesi ile iletişim sürmekte, diğer taraftan orman bakanlığından haber bekleniyor.
HAÇİKO (Hayvanları Çaresizlik ve İlgisizlikten Koruma Derneği) olarak, Burhan Bey ve bu köpekler için elimizden geleni yapıyoruz.
Belki sonuç alınacak, umarım sonuç alınacak.
 DÜNYANIN KANUNU ZALİMİN ZULMÜ
 Gelmek istediğim konu şu:
Canlıların (ister insan ister hayvan olsun) doğal yaşam alanları kendilerinde hak gören başka canlılar (genelde insanlar) tarafından her zaman işgal edildi.
Dünyanın kanunu oldu bu.
Amerikan yerlilerinin evlerini beyazlar istila etti.
Sonrasında buna benzer işgaller sürdü gitti.
Yağmuru Bile, yüzyıllardan beri süregelen bu hadsizliği, bu istilayı, bu haksızlığı iki farklı olayı birleştirerek anlatıyor.
Karşımızda film içinde film var.
İdealist sinemacı Sebastian (Gael Garcia Bernal), altın saplantılı olarak resmettiği Kristof Kolomb’un Amerikan yerlilerinin yurdunu işgalini ve işgalci eylemlerini anlattığı bir film çekmek üzere Bolivya’daki Cochamaba’ya geliyor.
Buranın yerli halkını da Amerikan yerlileri olarak filminde oynatıyor.
Filmde ezilen Amerikan yerlililerini oynayan bu yerliler gerçek hayatlarında da, ellerinden su kaynakları alınan ve buna isyan eden ezilmiş halk aslında.
Suyun özelleştirilmesine karşı çıkan bu halk çekimler sırasında ayaklanınca hem ülke, hem de film ekibi büyük bir kaosa sürükleniyor.
 İSPANYA’NIN OSCAR ADAYIYDI
 Son derece etkileyici bir hikayeye ve büyüleyici bir görselliğe sahip olan Yağmuru Bile’nin yönetmen koltuğunda Gözlerimi de Al (Te Doy Mis Ojos) filmi ile uluslararası bir başarı elde eden Iciar Bollain var.
Senaryo Ken Loach’un vazgeçemediklerinden Paul Laverty’ye ait.
Bu iki güçlü ismin ortaklaşa çektiği film, bu yıl İspanya’nın Oscar adayı olmuştu.
Üstelik 9 filmlik son eleme listesine de girdi.
Bununla da bitmiyor.
Yağmuru Bile, İspanya’nın Oscar’ları sayılan Goya ödüllerine 13 dalda aday oldu.
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu, Müzik ve Sanat Yönetimi dallarında ödül aldı.
Yağmuru Bile için gerek hikayesi, gerek görselliği, gerekse de etkileyici oyunculuklarıyla haftanın en iyisi diyebilirim.
Bir film çekimi ve bir ayaklanma çerçevesinde insanoğlunun o değişmeyen çirkin yüzünü mükemmel bir şekilde perdeye aktarmayı başarıyor.

Haberin Devamı

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ

Haberin Devamı

Güle güle Harry Potter

HARRY POTTER AND THE DEATHLY HALLOWS
HARRY POTTER VE ÖLÜM TUZAĞI
Yön: David Yates
Oyn: Daniel Radcliffe, Rupert Grint, Emma Watson, Helena Bonham Carter
Tür: Dram
Süre: 130 dk.

Ölüm Yadigarları: Bölüm 2, David Yates tarafından ikiye bölünmüş son kitabın ikinci sinema filmi. Harry ve arkadaşları, ilk bölümde bir kısmını ortadan kaldırdıkları hortlulukların geri kalanını yok ederek, Lord Voldemort ile olan savaşta daha avantajlı hale gelmeye çalışıyorlar. Bu son filmin sürprizleri bol. Harry Potter ve Voldemort arasındaki amansız savaşın sonucu, Harry Potter’ın aslında kim olduğu gibi merak edilen pek çok sorunun cevabı bu filmde veriliyor. Alan Rickman’ın canlandırdığı Profesör Severus Snape’in asıl amacı ve acılı geçmişi şok etkisi yaratıyor. Filmde önemli bir yer tutan Hogwarts’taki savaş sahneleri ise muhteşem ve heyecan dolu. Görsel efektler konusunda zengin bir film var karşımızda. Görsellik ve Harry Potter-Voldemort kapışmasına odaklanan filmin aksayan ayağı Harry, Harmonie ve Ron arasındaki ilişkilerin zayıf kalmış olması. 8 film boyunca birlikte büyümelerine tanık olduğumuz bu üçlü arasında daha fazla etkileşim beklerdik. Yine de son üç filmde seriyi toparlayan, resmen şaha kaldıran, kendinden eklediği hoşluklarla kendi tarzını ve sinemanın tüm avantajlarını hikâyeye yansıtan David Yates, Harry Potter hayranları için mükemmel bir final hazırlamış demek doğru olur.

Haberin Devamı

İstanbul sokaklarında heyecanlı arayış

40
Yön: Emre Şahin
Oyn: Ntare Guma Mbaho Mwine, Deniz Çakır, Ali Atay, Rıza Akın
Tür: Aksiyon-Dram

Emre Şahin imzalı 40, benim de jüri üyeleri arasında bulunduğum Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde yönetmeni Emre Şahin’e Behlül Dal Genç Yetenek Ödülü kazandırmıştı. Hatta biraz içeriden bilgi olacak ama birkaç büyük ödülün de yanına hayli yaklaşmıştı. Emre Şahin, ünlü gazeteci Haluk Şahin’in oğlu. Ama özelliği bununla sınırlı değil tabii. Amerika’da eğitim gören Emre Şahin, görüntü yönetmenliğinden kurguya, asistanlıktan yönetmenliğe kadar bir film için gereken tüm aşamalarda bulunmuş, pek çok belgesele imza atmış ve ilk kısa filmi Çanta ile pek çok ödül kazanmış deneyimli bir sinemacı. 40 filminin Şahin’in ödüllü kısası Çanta ile yakın bir ilişkisi de var. Hikâye hem maddi hem de duygusal boyutta sorunları olan üç karakterin para dolu bir çantanın peşinde koşma hikayesi üzerine kurulu. 40, sıradışı ve hızlı kurgusu, ilginç karakterleri ve içerdiği kara mizahla farklı ve özellikli bir film. İstanbul’un dolambaçlı sokaklarında geçen nefes nefese bir kovalamaca. Yaz aylarında iyi bir Türk filmi izlemek isteyenlere tavsiye ederim.

Haberin Devamı

Beş erkek bir ceset

LOFT
ÇATI KATI
Yön: Antoinette Beumer
Oyn: Anna Drijver, Katja Herbers, Kim van Kooten, Barry Atsma
Tür: Dram-Gerilim
Süre: 108 dk.

2008 yılında Belçika’da Erik Van Looy tarafından çekilen Loft, ülke tarihinin en çok izlenen filmi olmuştu. Filme bir başka Avrupa ülkesi olan Hollanda’nın el atması gecikmedi. Yeni versiyon Loft’un orijinaline göre en büyük farkı cinayetle ilişkilendirilen beş erkeğin ilişkisinin bu kez bir kadın yönetmenin bakış açısıyla perdeye geliyor olması. Antoinette Beumer’in yönettiği film metresleri ile buluşmak için bir çatı katı kiralayan beş evli erkeğin başına gelenleri anlatıyor. Adamların her birinde evin anahtarı var. Ancak planlar çatı katında bir kadın cesedinin bulunmasıyla alt üst oluyor. Birbirlerini suçlamaya başlayan grup üyeleri zaman içinde birbirleri hakkında ne kadar da az şey bildiklerini anlıyorlar. Biz bu filmi izlerken, orijinal filmin yönetmeni Erik Van Looy’un da kendi filminin, yani Loft’un yeniden çevrimine başladığını hatırlatayım.

Haberin Devamı

Fransa’da göçmen olmak

LE NOM DES GENS
AŞKIN HALLERİ
Yön: Michel Leclers
Oyn: Jacques Gamblin, Sara Forestier, Zinedine Soualem, Carolo Franck
Tür:
Süre: 100 dk.

Bu yılki Cesar ödüllerinden En İyi Senaryo ve En İyi Kadın Oyuncu ödüllerini alan Aşkın Halleri, Fransa’da göçmen olma durumu ve Arap-Yahudi ilişkilerini romantik komedi tarzında birleştiriyor. Michel Leclers’in yönettiği filmin ana kahramanı solcu aktivist, liberal bir genç kız olan Baya Benmahmoud. Hayatını ‘savaşma seviş’ sloganı üzerine kuran Baya, sağcı erkeklerle birlikte olarak onları sol kanada çevirmeyi kendine amaç edinmiş. Baya, orta yaşlı Yahudi Arthur Martin ile tanışınca hayatındaki her şey değişiyor. Ne sağcı ne de solcu olan Arthur’un aile geçmişindeki trajediler bu iki farklı insanın birbirlerine bağlanmalarıyla sonuçlanıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!