Grip aşısı...

HÜRRİYET'in Ankara Bürosu'na gelen ekip, personele grip aşısı yapmaya başladığında ben istemedim. Çocuklar ‘‘Yaptırmalısın, bir defa aşı oluyorsun, sonra grip yanından bile geçemiyor’’ dediler.Oysa ben gribin iyi bir şey olduğunu düşünüyorum.Bence ben grip olmalıyım.Sadece grip olduğumu bildiğim halde, boynumu büküp ‘‘Çok hastayım’’ demeliyim. Benim için özel ıhlamur ocakta kaynamalı. Kanepede battaniyelerin altında, gerekmediği halde ‘‘Ah..’’, ‘‘Of...’’, ‘‘Aman...’’, ‘‘Uf...’’ gibi sesler çıkartmalıyım.Eş-dost telefonla ararken, karım onlara ‘‘Kaç defa söyledim, hiç kendine dikkat etmiyor’’ demeli, onlar ise ‘‘Havalardan...’’ diye yanıt vermeliler.Tek gözümü kapatıp, öbürünün aralığında etrafı dikizlerken, aslında sevildiğimi düşünmeliyim. Gazetede ‘‘Rahatsızlığı nedeniyle yazısını yazamamıştır’’ duyurusu çıkmalı, bizim Leyla, ‘‘Okuyucuların arıyorlar, seni sevdiklerini söylüyorlar’’ demeli.Ateşim yükselmeli ve ateşin rüyasında da olsa bir elin başımı okşadığını hissetmeliyim.Grip olmalıyım.*İnsanoğlu hastalıklara karşı elbette önlem almalı.Ama temiz-sağlıklı-doğal bir çevre yaratmak yerine, aşılardan ve ilaçlardan bir kavanozun içine kendini kapatmamalı insan.Güneşsiz, havasız, ağaçsız, yeşilsiz, mavisiz beton binaların arasına doluşup, sonra grip olmamak için aşılanmak... Yaylaların, ırmakların, denizlerin, ormanların yok edilişini umursamayıp, sonra sağlıklı kalmak için kolu-bacağı deldirmek...Dünyamız pislik-kir-pasla örtülürken, grip bile olamamak...Bana doğru gelmiyor.*Ben grip olmalıyım.Ihlamurum kaynamalı ocakta.Üstümü örtsünler diye battaniyemi arada bir yere atmalıyım. Kimse sormadığı halde ‘‘Çok kötüyüm’’ demeliyim.Sadece grip olduğumu bilsem de ‘‘Bu dünya yalan...’’, ‘‘İnsanoğlu fani...’’, ‘‘Dünyanın sonu yok...’’ gibi gizemli laflar etmeliyim, alttaki tek gözüm açık...Bir buket çiçek gelmeli odama.Başımı okşamalı birisi.İnsan gibi grip olmalıyım.