Gerçek bir beyefendi olmaya ne dersiniz?

Güncelleme Tarihi:

Gerçek bir beyefendi olmaya ne dersiniz
Oluşturulma Tarihi: Aralık 26, 2009 00:00

Atatürk’ün şıklığı bütün dünya tarafından kabul edilir. Kıyafetlerindeki doğru seçimler ve cesaret her zaman modacılara yön gösterir. Düşünün... Ata binerken papyon takıyor ve bunu kendine yakıştırıyor. Her erkek bir gün Atatürk gibi şık ve beyefendi olmanın hayalini kurar. Ama bu sanıldığı kadar kolay değil. Sadece günün modasına uymak yetmiyor. Aynı zamanda beyefendi gibi davranmak gerekiyor. Peki kime beyefendi deniyor? “Atatürk Gibi Beyefendi ve Şık Olmak” isimli kitabın yazarı Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Jinekolog Prof. Dr. Oktay Kadayıfçı’yla beyefendiliğin anlamını ve kurallarını konuştuk.

Bir doktorun böyle bir kitap kaleme alması ilginç gelebilir ama o özellikle doktorların beyefendi, şık ve temiz olmak zorunda olduğunu düşünüyor. Prof. Dr. Oktay Kadayıfçı doktor olan babasından örnek veriyor: “Hiçbir koşulda kravatsız gezmezdi. Ata bile kravatlı binerdi. Bana hep, hekim doğru yönde herkesten biraz farklı olmalı derdi. Benim bir başka şansım daha vardı. Annem, bir Osmanlı paşasının kızıydı. Çok görgülü ve şık bir kadındı.”

Kadayıfçı’nın kitap yazma hikayesi bir gün alışverişinin büyük bir çoğunluğunu yaptığı, Nişantaşı’ndaki Edwards of Hisar’da “The Gentleman” adlı bir kitap görmesiyle başladı. Mağazanın sahibi de olan işadamı Rahmi Koç’un bu kitabı beğendiğini duydu. Neden böyle bir kitabın bizde olmadığını düşünerek kolları sıvadı. Çok daha kapsamlı olan kendi kitabını yazmaya karar verdi. Kadayıfçı’nın kitabı hazırlarken amacı asla kimsenin giyim tarzını ya da stilini eleştirmek değildi: “Kitaba beyefendi olmanın kurallarını ekledim. Çünkü insanlar arası iletişim gittikçe dejenere olmaya başladı. Sonuç tatsızlık ve kavga oluyor. Eğer insanlar davranışlarını belli kurallar içerisinde yaparsa ve bu kurallar herkesçe bilinirse hem yanlış anlaşılma olmaz, hem de insanlar birbirine daha saygılı olur.”

Kitabın hazırlık aşaması 3.5 yılını aldı. Akademisyen olduğu için kitapta sözünü ettiği, her şeyin kaynağını göstermeye çalıştı. Atatürk fotoğrafları dışında kendi arşivinden yararlandı. Bazı fotoğrafları da internetten izin alarak ya da ücret ödeyerek elde etti.

ANNEM MİSAFİR GELDİĞİNDE İKİ KERE KIYAFET DEĞİŞTİRİRDİ

Proje için hiçbir firmanın sponsorluğunu da almadı: “İçinde Atatürk ismi olan bir kitap için sponsor aramak, bana duygu sömürüsü gibi geldi. Ayrıca eğer bir kurumdan sponsorluk alsaydık tarafsızlığımıza gölge düşecekti. Böyle bir duruma düşmek istemedik ve tüm masrafları bizzat kendimiz karşıladık” diyor.

Kadayıfçı’ya öncelikle beyefendi kelimesinin tam olarak anlamını soruyoruz: “Bey ve efendi kelimelerinin birleşmesinden meydana gelen, saygı belirtmek amacıyla erkek adlarının sonuna getirilen bir terim. Bey, eski Türkler arasında büyük bir unvandı. Boy gibi küçük topluluklar veya küçük devletleri yöneten kişilere ‘Bey’ denirdi. Evrensel anlamıysa, kitapta belirttiğim gibi yaşamı, başta çevresindeki hanımefendiler olmak üzere, herkese kolaylaştırmak ve güzel kılmaktır. Tüm bu tanımlar göz önüne alınırsa Atatürk gerçek bir beyefendiydi.”

Kadayıfçı, bir erkeğin beyefendi olmasında genetik özelliklerinin etkili olduğu görüşünde. Tabii 13-17 yaşları arasındaki eğitimle de bir erkeğin rahatlıkla beyefendi olabileceğini söylüyor. Peki Atatürk gibi bir beyefendi olmak için neler yapmanız gerekiyor: “Her şeyden önce Atatürk’ü yaptıklarını değerlendirerek anlamaya çalışmalısınız. Atatürk 57 yaşında öldü ve bu kısa yaşama neler sığdırdığını idrak edebilmelisiniz. Bilgili, cesur ve kendine güveniniz olmalı. Daha da öte çevrenizdekilere saygınız olmalı. Örneğin, annem evde her an çok şık gezerdi. Eve bir misafir geldiğinde annemi çok şık görürdü ama misafirle otururken birden izin ister, gider bir başka şık kıyafetle geri gelirdi. Bir gün anneme ‘Kıyafetin çok iyiydi neden değiştirdin?’ diye sordum. O da ‘Yeni bir kıyafet giymekle gelen konuğa daha şık ve bakımlı görünmek istediğimi ifade etmek istedim. Bu ona verdiğim değeri gösteren, kelimelerle ifade edilemeyecek, önemli bir harekettir’ dedi.”

BEYEFENDİNİN DOLABINDA BUNLAR OLMALI

Mutlaka koyu bir takım elbise, mümkünse gri prens degal veya pötikare takım elbise, koyu gri veya füme iki pantolon, lacivert ve camel rengi blazer ceket... Bu elbiselerle uyumlu kravat, en az iki beyaz, iki mavi ve iki de bej gömlek. Çoraplar mutlaka füme veya siyah olmalı ve dize kadar uzanmalı. Bir beyefendinin elleri ve yüzünden başka, vücudundan çıplak bir kısım görünmez. Hafta sonları için de abartısız bir bluejean, spor gömlek, birkaç uyumlu kazak ve mont.

ASLA TAKLİT KULLANMA BEYAZ MENDİLİN OLSUN

Erkekte aksesuvar son derece önemli. Saat, kol düğmesi, kravat iğnesi, kalem, cüzdan, gözlük, anahtarlık, çakmak, puro veya pipo kabı gibi. Tabii bir beyefendi asla taklit kullanmaz. Eğer saati altın değilse, altın kol düğmesi takmaz. Kruvaze ceket giymişse kravat iğnesi takmaz. Mutlaka ceketinde beyaz mendil vardır. Eğer akşam bir kadınla beraberse yakasına çiçek takabilir.

GÖMLEK İLİKLERİ MUTLAKA ELDE AÇILMALI

Takım elbise seçimi çok önemli. Bunun için öncelikle kumaş cinsine dikkat etmeli. Mevsime göre ince veya kalın kumaş elbise seçilebilir. Düz siyah, füme veya klasik bir desen seçilmeli.
Özellikle ceketin, başta kollar olmak üzere birçok kısmı elle takılmış olmalı ve ilikler mutlaka elle açılmış ve örülmüş olmalı. Çünkü makinede açılmış ilikler kesildiğinde çirkin beyaz lifler gösterir. Astar cekete uyumlu olmalı ve kollarından gömleğin kolları en az 1-2 santim görünmeli.
Pantolonun paçası ne çok uzun, ne çok kısa olmalı ayakkabıya hafif değmeli.
Kişiye uygun yaka seçimi önemli. Gömleğin düğmelerinde sedef tercih edilmeli. Özellikle yan dikişleri tek iğne dikişi olup, gömleğin ön ve arkasını birleştiren köşede bir köşebent bulunmalı. Yaka balenleri takılıp çıkartılan tarzda ve gömleğin arkası önünden biraz daha uzun olmalı.

5 MADDEYLE ŞIKLIK

Temiz olun.
Eski olabilir ama kaliteli ve temiz ayakkabı giyin.
Giysiler arasındaki renk uyumuna dikkat edin. Eğer karmaşık renklerde uyum için yeteneğiniz yoksa iki rengi tercih edin.
Tüm giysileriniz yine eski olabilir ancak kaliteli ve ütülü olsun. Ancak hiçbir zaman terziden yeni çıkmış gibi gıcır gıcır görünmesinler.
Duruşunuz kıyafetinize uygun bir hareketlilik versin.

HAVYAR KONUSUNDA BİLGİNİZ OLMALI

Bir beyefendinin maddi durumu ne olursa olsun havyar ikram edilen bir yerde bulunma olasılığı oldukça yüksektir. Mutlaka havyar konusunda belli bir bilgiye ve havyar ritüeline uyulması gerekir. Eğer servis edecekseniz iyi bir havyarı mutlaka bilinen bir dükkandan satın almak gerekir. Fiyatlarına göre bir sınıflandırma yapmak gerekirse, Almaz, Royal black ve Beluga, havyarların en iyileridir. Ayrıca Botarga, yani balık yumurtalığıyla havyar birbirine karıştırılmamalı, ikisinin farklı şeyler olduğu mutlaka bilinmeli.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!