G.O.R.A.’yı korsanlara karşı bir dedektif ordusu korudu

Güncelleme Tarihi:

G.O.R.A.’yı korsanlara karşı bir dedektif ordusu korudu
OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 27, 2005 00:00

Geçen yıl Amerikan Film Akademisi, Baba II ve Baba III gibi filmlerde oynamış 70 yaşındaki aktör Carmine Caridi’yi üyelikten attı. Çünkü Caridi, Oscar almak isteyen film yapımcılarının, evlerinde seyredip deÄŸerlendirsinler diye Akademi üyelerine yolladığı ‘screener’ adı verilen film kopyalarını korsanlara vermekle suçlanıyordu. Bu emektar oyuncunun, Russell William Sprague adında bir korsana postayla ‘Son Samuray’, ‘Matrix Revolutions’ ve ‘Dünyanın Uzak Ucu’ gibi DVD deÄŸeri milyonlarca dolar eden filmleri yolladığı ortaya çıkmıştı. Korsanların bu noktadan sonraki macerasını kolayca izleyebiliriz. Bu ‘screener’ muhtemelen Rusya veya Ukrayna’da bir fabrika ölçeÄŸiyle çoÄŸaltılmış, Türkiye’ye bavul ticaretiyle girmiÅŸ, sokağınızdaki seyyar satıcının tezgahında bir kartonet biçiminde sergilenmeye baÅŸlamış, ‘Son Samuray var mı?’ diye sorduÄŸunuzda seyyar satıcı biraz ötedeki bir otomobilin bagajından bir DVD çıkararak elinize tutuÅŸturmuÅŸtur: 2.5-3 YTL’ye.Bu yöntem, korsanların film endüstrisinin ta içine sızarak çalışabildiÄŸini gösteriyor. Türkiye’de de bu tür olaylar oluyor. ‘O Åžimdi Asker’ filminin montaj kopyalarının korsan piyasasına çıkması gibi. Tabii çok daha kolayı da var: Sinema salonunda küçük bir kamerayla çekmek en sık rastlanan yöntem. ARADA TATLISES’İN CD’SÄ°NÄ° DE KURTARDILARTürkiye’nin hasılat rekortmeni G.O.R.A.’yı korumak için, filmin sahibi BKM ÅŸirketinin aldığı önlemler, korsanların nasıl çalıştığını gösteriyor. BKM, korsanları izlemekle görevli AMPEC adlı ÅŸirketten yardım almakla kalmadı, bir hukuk bürosuyla ve özel güvenlik ÅŸirketiyle (GGA-Gez Göz Arpacık) anlaÅŸtı. Film, ses stüdyosundan montaja eskortlu arabalarla yolculuk etti. Vizyona çıktığı sırada sinema salonlarına gizli müşteri yollanarak hem kamerayla filmi çekenlerin olup olmadığı, hem de bilet satışları denetlendi, noter huzurunda sayımlar yapıldı. Emniyet’le iÅŸbirliÄŸi yapılarak ihbarlar deÄŸerlendirildi. Sadece Ä°stanbul’da yapılan 121 baskında 1 milyon 190 bin 916 G.O.R.A. kartoneti ve birçok CD yazıcı yakalandı. Ä°zmir, Ankara, Diyarbakır, Düzce, Ä°zmit, MuÄŸla, Konya, Adana gibi yerlerde de baskınlar yapıldı; hatta bir baskında G.O.R.A kartonetinin yanı sıra tesadüfen Ä°brahim Tatlıses’in son albümünün kopyaları da bulundu. BKM çalışanları filmin vizyona girdiÄŸi bayram süresince soluk almadan çalıştıklarını anlatıyor. O kadar ki, AFM Sinemaları Genel Müdürü Mehmet Altıoklar, G.O.R.A.’nın giÅŸedeki büyük hasılat baÅŸarısında bu mücadelenin de bir payının olduÄŸuna inanıyor.PERVASIZ KORSANLAR Ä°NSANI NASIL ÇILDIRTIR?Tabii her filmin korunmasına G.O.R.A. kadar emek ve bütçe harcamak mümkün deÄŸil. ÇoÄŸu zaman, film dağıtımcıları, DVD yapımcıları, sinema salonu sahipleri; seyyar tezgahları, korsan ürün satan dükkanları çaresizce seyretmek ve öfkelerini içlerine akıtmak zorunda kalıyor. Korsanlar da sanki onları kışkırtmak ister gibi pervasız. Warner Bros. Türkiye Genel Müdürü Haluk KaplanoÄŸlu, ÅŸirketinin bulunduÄŸu caddedeki bir tezgahta kendisinin henüz sinemalara yeni getirdiÄŸi bir filmin korsan DVD’lerini her sabah görmek zorunda kaldığını anlatıyor: Bu tezgaha birçok kez baskın yapıldığı halde, adam hep aynı yerde yeniden beliriyor. Türkiye’ye düşük bütçeli, az sayıda seyircisi olan ilginç Avrupa ve Asya filmlerini getiren Bir Film’in sahibi Tunç Åžahin’in durumu da zor. Kadıköy’de raflarında korsan DVD satan bir dükkanın vitrininde kendi yaptırdığı Türkçe film afiÅŸini görünce başından aÅŸağı kaynar su dökülüyor. ‘Bir defasında dükkandan içeri girdim, nazik bir ÅŸekilde ‘KardeÅŸim, tamam, anladım, size bir ÅŸey demiyorum, ama hiç deÄŸilse film birkaç gün sinemalarda gösterilsin de ondan sonra satarsınız’ demek istedim. Dayılandılar, kendimi zor dışarı attım’ diye anlatıyor. DVD geliri ABD’de giÅŸeden daha fazla2003’te ABD’de büyük film stüdyoları, gelirlerinin yüzde 63’ünü DVD satışlarından, yüzde 21’ini giÅŸe hasılatından elde etti. Bütün büyük ÅŸirketler, bu iÅŸle uÄŸraÅŸan ‘ev eÄŸlencesi’ bölümlerini geliÅŸtirdi. Sadece yeni filmler deÄŸil üstelik. Eski filmler de yeniden süt veren yaÅŸlı ineklere dönüştü. Geçen yıl Sony, MGM stüdyolarını almak için 5 milyar doları gözden çıkarırken nedeni DVD’ydi. Çünkü MGM artık film yapmıyor ama 4100 filmlik arÅŸivi herkesin aÄŸzının suyunu akıtıyor.Türkiye’de ise DVD’nin (digital versatile disc) yanı sıra hálá VCD (video compact disc) üretim ve satışı sürüyor. VCD, dünyada Türkiye dışında sadece Kore gibi bazı UzakdoÄŸu ülkelerinde üretiliyor. Türkiye’de DVD ve VCD üreten firmaların en büyükleri Palermo ve Tiglon.ABD’de bir DVD 10-15 dolar, Avrupa’da 10 Euro gibi fiyatlara satılmasına karşılık Türkiye’de daha yüksek bir fiyatla (indirimdeyse 9.9 YTL’den baÅŸlıyor, 25 YTL’ye kadar çıkıyor) karşılaşıyoruz. DVD yapımcısı Palermo ÅŸirketinden Orhan Meriç bunu, Türkiye’de DVD’lerin ABD’ye göre çok daha az satılmasına ve birim başına maliyetin yükselmesine baÄŸlıyor. Firmaların lisans bedeli, dublaj (Türkler filmleri Türkçe seyretmek istiyor) gibi giderleri de var. Yüksek fiyat ve korsana raÄŸmen DVD piyasası hızla büyüyor. Ä°lk yıllarda yılda 20 film çıkarken, artık ayda 60-70 film çıkıyor. 25 bin satan DVD’ler oluyor. Ãœrünler de çeÅŸitleniyor. ÖrneÄŸin eski Türk filmlerinin DVD’leri bile çıkmaya baÅŸladı. Mafya sayesinde büyüyen dev BollywoodTürkiye’de Hint filmi görmüyoruz; en az 3 saat sürdükleri için seansların azaltılmasına neden olduklarından bu filmler ithal edilmiyor. Ancak film ve bilet sayısıyla Amerikan film endüstrisinin bile önünde olan Hint sineması, benzersiz bir fenomen. 1 milyar 100 milyon nüfusa sahip Hindistan’da televizyonun fazla geliÅŸmemiÅŸ olması, yıllarca sinemanın en ucuz eÄŸlence olarak kalmasını saÄŸladı. 1931’den itibaren Bombay kenti sinemanın merkezi oldu ve ‘Bollywood’ adını buradan aldı. Manjunath Pendakur’un ‘Popular Indian Cinema’ adlı kitabına göre (2003), film üretim ve dağıtımı, Hollywood’daki stüdyo sisteminin saÄŸladığı istikrarlı finansmanın tersine, giriÅŸimci sermayeye dayalı. ‘GiriÅŸimci sermaye’ kara para aklayanları anlatmak için kullanılan nazik bir benzetme. 1998’e kadar Hint hükümetinin sinemayı yasal bir sektör olarak görmemesi, mafyanın bu alana bulaÅŸmasına neden oldu. 1998’deki düzenlemelerden sonra sektör kendine yasal fon bulma imkanına kavuÅŸtu. 2001’de Hindistan Sanayi Kalkınma Bankası, 14 Bollywood prodüksiyonuna 13.5 milyon dolar kredi vererek film iÅŸine giren ilk banka oldu.Mahkemeler bile uzun süre korsanlara zavallı seyyar satıcı gözüyle baktı Film sahipleri korsanlara karşı güçlerini birleÅŸtirmiÅŸ durumdalar. Hollywood’un en büyük stüdyolarının birliÄŸi Movie Picture Association (MPA) bütün dünyada olduÄŸu gibi Türkiye’de de filmlerinin haklarını korumak için AMPEC adlı bir ÅŸirket kurdu. AMPEC’in üyeleri arasında Türk film ÅŸirketleri de var. AMPEC’i sinema seyircileri, film baÅŸlamadan önce perdede beliren uyarıdan tanıyor: 212-227 37 29 numaralı telefon, AMPEC’in ihbar hattı. Salonda birisi filmi kamerayla çekiyorsa, ihbar etmeye davet ediyor sizi. 10 milyon lira para verip girdiÄŸiniz bir salonda, baÅŸkalarına aynı ürünü 2 milyona satacak birinin bulunması pek hoÅŸ karşılayacağınız bir durum deÄŸil.AMPEC Genel Müdürü Nilüfer Sapancılar geçen yıl mart ayında çıkan ve fikri mülkiyet haklarını koruyan yeni yasadan umutlu. Bundan önceki 2001 tarihli yasadan uygulamada iyi sonuçlar alınmış deÄŸil. Hatta 2001-2004 arasında hiçbir korsan gerçek bir ceza almamış. Bu dönemde korsan satış o kadar patlamış ki, Uluslararası Fikri Mülkiyet Kurumu IIPA, 2004 Türkiye raporunda Türkiye’yi ‘İzlenecek Ãœlkeler’ listesinde tutulmasını tavsiye ediyor. Bu listede Bolivya, Åžili, Estonya, Macaristan, Peru, Romanya, Suudi Arabistan, Ä°spanya, Ä°talya gibi ülkeler var. Ä°LK CÄ°DDÄ° KARARLAR YENÄ° ALINDI2001 yasasında korsanlara 50-150 milyar lira para cezası ve 2-6 yıl hapis öngörülüyordu. Ancak yargıda bu cezaların çok yüksek olduÄŸu yolunda bir inanış vardı ve korsan satıcılara ‘zavallı, sokakta ekmek parası kazanmaya çalışan insanlar’ olarak bakılıyordu. Mart 2004’te çıkan yasada suçlar ve cezalar ayrıştırıldı. Para cezaları 5-250 milyar lira, hapis cezaları 3 ay-6 yıl arasında kademelendirildi. Korsanlığı sadece satış düzeyinde yapanların cezaları alt sınırdan baÅŸlıyor ama iÅŸi üretim tesisi kurmaya kadar götürenlere ve sahte bandrol üretenlere en ağır cezalar uygulanabiliyor. Fikri Mülkiyet Hakları mahkemelerinin sayısı gittikçe artıyor ve hakimlerin yeni yasa doÄŸrultusunda eÄŸitimi de sürüyor.Nilüfer Sapancılar, korsanların VCD’ler ilk çıktığı dönemde hep aynı soyadı taşıyan, büyük kentlere göç etmiÅŸ insanlar arasından çıktığını ama zamanla iÅŸin organize hale geldiÄŸini anlatıyor: ‘En büyük savaşımız korsanlığı bir suç, bir hırsızlık olarak kabul ettirme savaşı. Satın alan kiÅŸilerin bir yerde kendi cebini düşünmesi doÄŸal, ama toplumun genelde bunu bir suç olarak görmesi gerekiyor. Niçin çalıntı cep telefonu ucuzsa, korsan DVD de ondan ucuz.’Yasanın deÄŸiÅŸmesiyle, Aralık 2004’te ilk ciddi kararlar da gelmiÅŸ: Ä°kisi Ankara, biri Ä°zmir’de üç dava sonuçlanmış, birisinde 50 milyar, diÄŸerlerinde 60 milyar lira para cezasına hükmedilmiÅŸ. Çünkü bu davalara yol açan baskınlarda, sadece bol miktarda korsan DVD ve CD deÄŸil, bunları çoÄŸaltmaya yarayan CD yazıcılar da bulunmuÅŸ.KORSANA KARÅžI MÃœCADELE (1988-2004)AraÅŸtırma sayısı: 6.463Baskın sayısı: 2.450Ele geçirilen DVD: 109.810Ele geçirilen VCD: 1.865.414Açılan dava: 2.192Devam eden dava: 1.142Alınan karar: 781 Kaynak: AMPECÂ
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!