Futbol değil terördü

Güncelleme Tarihi:

Futbol değil terördü
Oluşturulma Tarihi: Mart 10, 2010 00:00

Diyarbakır’da olup bitenleri “spor” kapsamında değerlendirmek son derece yanlış olur. Ama kahraman hakem, tek başına teröre karşı çıktı.

Mesele, taş meselesi değil arkadaş? Ben hakemin yerinde olsam, hakemliği bırakmayı göze alıp, İstiklal Marşı yuhlandığı anda maçı tatil ederdim.

Diyarbakırlı futbolculara “fair play” ödülü verilmeli

Diyarbakır-Bursa maçındaki olayların sporculara ve sporcu olmak isteyen çocuklarımıza yansıması nasıl olur?


UĞUR DÜNDAR Diyar-bakır’da olup bitenleri “spor” kapsamında değerlendirmek son derece yanlış olur. Orada terör yaşandı. Terör örgütünün yönlendirmesindeki sempatizanlar futbolu esir aldı. Ama kahraman hakem, tek başına teröre karşı çıktı. Abitoğlu’nu yürekten kutluyorum.

YILMAZ ÖZDİL Her şerde bir hayır vardır? Bu yaşananlara rağmen, Diyarbakırlı ve Bursalı futbolcuların birbirleriyle arkadaşlıkları, çocuklarımıza örnek olsun. Bütün samimiyetimle söylüyorum, Diyarbakırspor ne ceza alırsa alsın, rakibini korumak için çırpınan Diyarbakırsporlu futbolculara “fair play ödülü” verilmeli.

Nerede radikal kararlar?

Diyarbakır’daki olaylarda sonuca gitmek için federasyon mu devreye girmeli yoksa devlet mi sorunu çözmeli? Devlet çözüm için düğmeye basarsa bu federasyonun özerkliğini etkiler mi?


UĞUR DÜNDAR Bu olaylar, federasyonun çapını aşar! Futbol Federasyonu da demokratik (!) açılımın gündemde olduğu şu süreçte hiçbir radikal önlem alamaz. Lütfen özerklikten bahsetmeyin, komik kaçıyor! Başbakan istememiş olsa, Mahmut Özgener Federasyon Başkanı seçilebilir miydi? O halde özerklik
/images/100/0x0/55ea579bf018fbb8f879b156
mözerklik hikaye! Olayların üzerinden kaç gün geçti, nerede radikal kararlar? Evet nerede o radikal kararlar?

YILMAZ ÖZDİL Sporu siyasete alet etmeyin diyoruz, anlatamıyoruz. Terörle mücadele için sporu kullanmaya kalkarsan, spor terörize olur... Diyarbakır’da olan budur.

Marş yuhlandığı anda maç tatil edilmeliydi

Diyarbakırlılar, “F.Bahçe-G.Saray derbisinden önce de hakem yararalanmıştı. O maç oynandıysa bu haydi haydi oynanmalıydı” diyor. Haklılar mı?


UĞUR DÜNDAR İki maçın benzer hiçbir yanı yok! Bursa’da ne oldu? Ulusal marşımızı söylemeyen, üstelik söyleyenleri ıslıklayanlar protesto edildi! Ayrıca, Bursa ve çevresinin terörle mücadelede çok sayıda şehit verdiği de unutulmamalı. Sonra da Bursa’ya “ırkçı” yaftası geçirildi! Sorarım size, Türkiye’nin üreten, vergisini ödeyen, istihdam yaratan, ülkeye döviz kazandıran örnek kenti bu yaftaya müstahak olabilir mi? Bursa’nın güzel insanlarına çok büyük haksızlık yapıldı.
Ben şahsen sporun dostluk, barış, sevgi ve kardeşlik köprüsü olduğuna yürekten inanan bir sporsever olarak beklerdim ki, Bursaspor kafilesi sevgi gösterisiyle karşılansın. Belediye Başkanı Osman Baydemir, hemşehrilerine bu doğrultuda mesajlar versin. Böylece spor bölmesin, tam tersine birleştirsin! Tribünlerden taş yerine çiçek atılsın! Bölücülerin çabasını engellemek amacıyla Diyarbakırspor formasını giymiş bir yayıncıyım! Ama üzülerek gördüm ki, umduğumun tam tersi oldu. Diyarbakır’da stadyumu doldurup İstiklal Marşımızı ıslıklayanların, hakem ve futbolculara vahşice taş yağdıranların sporla hiçbir bağlantıları olamaz! Olsa olsa terör örgütüyle bağlantıları olabilir. Bursaspor kafilesine büyük geçmiş olsun.

YILMAZ ÖZDİL Bursalılar haklıydı, hayatlarını ortaya koyarak, haklılığını tescil ettirdi. Mesele, taş meselesi değil arkadaş. Forma başka şey, bayrak başka. Ben hakemin yerinde olsam, gerekirse hakemliği bırakmayı göze alıp, İstiklal Marşı yuhlandığı anda maçı tatil ederdim.

Dün alkışlıyorlardı bugün ağlıyorlar

Avrupa basını Diyarbakır’daki olayları gazetelerinin manşetlerine taşıyarak, “Türkiye’de hep şiddet var” diye haberler yaptı. Bu Euro 2016 adaylığımızı nasıl etkiler?

UĞUR DÜNDAR Bu soruyu şiddetin her türlüsünü önlemekle yükümlü olup da oy uğruna populizm yapanlara sormanızı öneririm.

YILMAZ ÖZDİL İyi de birader, “AB’nin yolu Diyarbakır’dan geçer” diyeni alkışlıyorlardı, şimdi niye ağlıyorlar?

Vural, Haydar Dümen ile işbirliği yapmalı!

Yılmaz Vural,“Oyuncular maçlardan önce 4 gün cinsel oruca girsin” dedi. Vural’a katılıyor musunuz? Bu tür aktivitelerin zihinsel ve fiziksel zararı olur mu?

UĞUR DÜNDAR Yılmaz Hoca anlaşılan birçok teknik direktörden sonra, Seksoloji Uzmanı Dr. Haydar Dümen’in de ekmeğiyle oynamaya karar verdi! Yılmaz Hoca’nın teknik direktörlükteki başarısı tartışılmaz ama, bu konuda uzmanlık alanına saygı göstermeli ve Dümen Hoca ile işbirliği yapmalı!..Yılmaz Hoca’yı kastederek söylemiyorum. Her konuda uzmanlık peşinde koşanlar, yanılgıyı yakalarlar! Ayrıca seksolojide takvimi, hocalar değil, insanların doğası ve bilinci belirler!

YILMAZ ÖZDİL Maç takvimi “fikstür”ü biliyorduk, bu da öbür maçların takvimi “sekstür” herhalde? Uzun uzun anlatmayayım, merak eden bugünkü Fanatik’e yazdığım yazıyı okusun.

Arda bir an önce yurtdışına satılsın

G.Saraylı Arda, “Her maçta tekme yiyorum. Hakemler de seyrediyor” sözlerinde ne kadar haklı?


YILMAZ ÖZDİL Futbolu bırakıp, voleybol oynasın o zaman. Türkiye’nin en yetenekli futbolcusu, hem kendine yazık ediyor, hem Türk futboluna. Arda’yı Türk futboluna kazandırmak için, bir an önce yurtdışına satılmasında fayda var.

Güreş Federasyonu yardımcılara el atmalı

Sadri Şener, “Türkiye’de en ölümcül hataları yardımcı hakemler yapıyor” dedi. Haklı mı?


UĞUR DÜNDAR Sadri Bey çok haklı. Yardımcı hakem takviyesi artık zorunlu hale geldi. Ama bence bu takviyenin MHK tarafından değil, Güreş Federasyonu’nca yapılması gerekiyor. Zira hakemlerimiz kaleye doldurulan serbest vuruşlar ve korner atışları sırasında, ceza alanı içinde yaşanan forma çekme, el ense, boyunduruk, künde, köprü, hatta tuş gibi güreş olaylarını göremiyor. Güreş Federasyonu’nun yardımı şart!

YILMAZ ÖZDİL Şenol Güneş dururken, Broos’u takımın başına Merkez Hakem Kurulu getirdiği için, haklı!

Yalan olursa yasak da olur

Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli “Gazetecilerle selamlaşın, konuşun ama onlara güvenmeyin” diyor. Bu, doğru bir saptama mıdır?


UĞUR DÜNDAR Önce gerçek gazeteci kimdir sorusuna yanıt vermek gerekir. Gerçek gazeteci, sadece ve sadece halkın gerçekleri öğrenme hakkına hizmet eder, başka bir güç tanımaz!. Modern gazeteciliğin duayeni, İngiliz medya patronu Lord Northclift, “Birilerinin örtbas etmeye çalıştığı şey haberdir, gerisi reklamdır!” der. Gerçek gazeteci, öz kardeşini bile gerçeği örtmeye çalışırken görse, hiç tereddüt etmeden onu da yazan kişidir. Tabii bu sözlerim asparagasçıları ve “yandaş”ları bağlamaz!.. Onların yalan haber yapma özgürlüğü varsa, Mustafa Denizli gibi hocaların da yasak getirme hakkı vardır!

YILMAZ ÖZDİL Mustafa Denizli’ye canımı emanet ederim? Bu kadar güvendiğim bir insan, böyle bir uyarıda bulunuyorsa, “gazeteci” sıfatı taşıyan herkesin biraz düşünmesi lazım? Çürük elmaların ayıklanması şart? “Yalan” yazdığını bildiğimiz kişiler “sarı basın kartı” taşımıyor mu?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!