Eskiden borsacıydı, şimdi yürüyüş hakemi

Güncelleme Tarihi:

Eskiden borsacıydı, şimdi yürüyüş hakemi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 06, 2005 00:00

Atletizm şampiyonalarında yürüyüş kategorisi, izleyenler tarafından zaman zaman komik bulunur. Dizini bükmeden çok hızlı yürüyen bu atletlerin 20 kilometrelik veya 50 kilometrelik yürüyüş yarışlarında atletlerin kural hatası yapıp yapmadıklarını anlamak kolay değil.

Hataları, özel eğitim gören yürüyüş hakemleri tespit ediyor. Bu amaçla Dünya Atletizm Federasyonları Birliği (IAAF), özel bir sınav sistemiyle her dört yılda bir uluslararası hakem listesi belirliyor. 28 kişilik listede 1997’den bu yana bir de Türk var: 43 yaşındaki Can Korkmazoğlu. Türkiye’nin tek uluslararası atletizm hakemi Korkmazoğlu, her yıl önemli yarışlarda görev alıp yürüyüşçülerin hatalarını tespit ediyor, hatta lider hakemlik yaptığı yarışta ihraç kararını da bizzat bildiriyor. Korkmazoğlu, geçen ay da Uluslararası Teknik Hakem sınavına girdi ve kazandı. Şu anda Avrupa bölgesindeki 32 teknik hakemden biri ve bu sınavı geçmiş ilk Türk hakem. Bu yeni unvanıyla, gelecek haziranda Malaga’daki Avrupa Uluslar Kupası Süper Ligi’nde görev alacak.
/images/100/0x0/55eaf77ff018fbb8f8a24241


Can Korkmazoğlu’nun atletizme ilgisi lise yıllarında başlar. İstanbul’daki Robert Lisesi’nde okuduğu yıllarda 1978’de orta mesafe koşar. O günlerde şehir içinde koşanlara ender rastlanmakta, Maçka ve Teşvikiye gibi semtlerde bile koşu yapanlarla dalga geçilmektedir.

Korkmazoğlu, üniversitede de koşmaya devam eder. Ancak çalışmaya başlayınca, 22 yaşında sporculuğu bırakır. Yine de atletizmden kopmaz. 1984’te kursa katılarak atletizm hakemliğine başlar. Genel hakemlikte, tüm pist ve saha dallarında bilgi sahibidir.

EN BÜYÜK AVANTAJI YABANCI DİLİ

Yıllarca hakemlik yaptıktan sonra tesadüfen yürüyüş hakemliğine başlar. 1997’de Yürüyüş Dünya Kupası Yarışı’nda Türk kafilesinin başkanıdır. Türkiye’deki bir hakem semineri sırasında çevirmenlik yapar. O zamanki IAAF Yürüyüş Sorumlusu Peter Marlow da ‘Niye bir Türk hakemi yok’ diyerek Korkmazoğlu’nu sınava girmeye teşvik eder: ‘Atletizm döneminde yürüyüşle ilgim olmamasına rağmen o yıl IAAF’ın açtığı uluslararası hakem sınavına girdim. 160’a ulaşan yürüyüş hakemi sayısını azaltmayı amaçlayan sınavda dördüncü sırayı aldım.’

Birçok tecrübeli hakem bu sınavı geçemez. Ama Korkmazoğlu, 62 uluslararası yarış hakemi arasına girer. 2002’de tekrarlanan sınavda IAAF hakem sayısını daha da azaltıp 28’e indirir. Bu sınavda yine çok başarılıdır. Yazılı ve sözlü bölümlerde tam not alır. Sınavın görüntülü bölümünde 40 sorudan sadece ikisinde hata yapar ve Malezyalı hakemin ardından ikinci sırayı alır.

Korkmazoğlu, iyi seviyedeki yabancı dili ve bilgisiyle çok sayıda tecrübeli hakemin arasından sıyrılır. Örneğin hakemlik bilgisi üst düzeydeki Rus hakemler, yabancı dilleri yetersiz olduğu için sınavda başarısız olur.

BU İŞİN PÜF NOKTALARI

Peki bir yürüyüş hakemi, yarış sırasında hangi noktalara dikkat eder? Korkmazoğlu’na göre yürüyüşçüler yarışın özellikle son kilometrelerinde yorgunluğun da etkisiyle tekniklerini bozabiliyor. ‘Yürüyüş, son yıllarda o kadar hızlandı ki eğitimsiz birinin bu ihlalleri görmesi çok zor.’

Hakemlerin dikkat etmesi gereken iki nokta var: Atletin yürürken dizini büküp bükmediği veya iki ayağının aynı anda yerle temasının kesilip kesilmediği. Hakem, böyle bir hata riskini görürse sarı kartını gösterip yarışçıyı uyarabiliyor. Ama hakem atletin yürüyüş tekniğinin bozulduğunu görürse böyle bir uyarı yapmadan ihtar yazıyor. Bu ihtar, yarıştaki lider yürüyüş hakemine ulaştırılıyor. O da, tüm ihtarları değerlendirip üçüncü ihtarını alan sporcuyu, kırmızı kartını göstererek yarıştan ihraç ediyor.

Korkmazoğlu, bazı önemli yarışlarda atletlerin ihraç edilmeyi kabullenemediğini söylüyor. ‘2000 yılında Sydney’deki olimpiyatlarda lider hakem İtalyan atlet Elisabetta Perrone’ye kırmızı kart gösterdi. Ancak, Perrone, ihtar panosunda tek ihtarı olduğunu görmüş. Kendine göre tekniği de düzgün. Temposunu da artırarak hakemden kaçarcasına öndeki Avustralyalı Saville Jane’e yetişti. O da tam stadyuma girecekken heyecandan tekniğini bozdu ve altın madalyadan oldu.’

Ancak Uluslararası yarışlarda atletler, ihtar veren hakemi hiçbir zaman öğrenemiyor, bu yüzden yarış sonrasında bir serzenişte bulunamıyor. Sadece bazı yarışlarda atletin yakınları ve taraftarlar hakemlerin arkasından laf atıyor.

ESKİDEN AY-YILDIZI TUNUS SANIRLARDI ŞİMDİ ÖĞRENDİLER

Hakemliğin yanı sıra bu kadar yıldan sonra Türkiye’yi tanıtma misyonu üstlendim. Hálá ne kadar yanlış tanıyorlar inanamazsınız! Örneğin Norveçli kadın idareci, bana ‘Yanımda çarşaf getireyim mi, yoksa oradan satın alabilir miyim’ diye sordu. IAAF kokteylinde Malezyalı hakem, Çinli’yle konuşurken ‘Türkler evlerinde içki içebilir ama sokakta, lokantada içemezler’ diyordu. Ama 2003’ten sonra Türkiye’nin imajının biraz olsun değiştiğini görüyorum. Eskiden giysimdeki ay-yıldızı görünce ‘Tunuslu musun’ diye sorarlardı, şimdi Türk olduğumu anlıyorlar.

HEDEFİ PEKİN OLİMPİYATLARI

Can Korkmazoğlu, 2003’e kadar hobi düzeyinde yürüttüğü atletizmi, daha sonra bir iş alanına dönüştürmüş. Yıllardır borsa uzmanı olarak çalıştığı aracı kurumdan ayrılmış. Halen Vestel Atletizm için danışmanlık yapıyor, www.vestelatletizm.com web sitesini hazırlıyor. Ayrıca, Türkiye’de düzenlenen uluslararası yarışların organizasyonunda çalışıyor. Şimdi en büyük amacı, 2006’daki hakemlik sınavında da başarılı olup bir hakem için de zirve noktası sayılabilecek olimpiyatta görev almak. ‘Sporda en büyük organizasyon olimpiyat. Orada görev almak çok ayrıcalıklı bir durum. Doğrusu 2008’deki Pekin Olimpiyatı’nda görev yapmak gönlümde yatan aslan.’

GÖREV ALDIĞI ÖNEMLİ YARIŞLAR

2001 Avrupa Gençler Şampiyonası (Grosetto-İtalya)

2002 Dünya Gençler Şampiyonası (Kingston-Jamayka)

2003 Dünya Şampiyonası (Paris-Fransa)

2003 Avrupa 23 Yaş Altı Şampiyonası (Bydgoszcz-Polonya)

2004 Dünya Gençler Şampiyonası (Grosetto-İtalya)

2005 Dünya Yıldızlar Şampiyonası (Marakeş-Fas)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!