İş Bankası Genel Müdürü Bali'den kritik uyarı: Fırsatçılık yapma dönemi değil

Güncelleme Tarihi:

İş Bankası Genel Müdürü Baliden kritik uyarı: Fırsatçılık yapma dönemi değil
Oluşturulma Tarihi: Nisan 12, 2018 16:54

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Adana’da düzenlenen İş’le Buluşmalar Toplantısı’nda ekonomiye ilişkin değerlendirmeler yaparken, reel sektöre yönelik de mesajlar verdi. Reel sektörün de elini taşın altına koyması gerektiğini vurgulayan Bali, “Bu dönem fırsatçılık yapma dönemi değildir” dedi.

Haberin Devamı

İŞ Bankası tarafından 2008 yılından bu yana düzenlenen, “İş’le Buluşmalar”ın “Dijital Ekosistem ve Sürdürülebilir Rekabet” başlıklı 42’nci toplantısı Adana’da gerçekleştirildi. İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, toplantıda yaptığı konuşmada, özellikle finansal piyasalar açısından çok çalkantılı günler yaşandığını, doların 4 liranın, Euro’nun 5 liranın üzerinde seyrettiğini ifade ederek, “Hayal bile edilemeyecek seviyeler. Çok da hızlı hareketlerle gidiyor geliyor. Hangi bünyelerde hangi hasarlar yarattığını da tam bilemiyoruz” diye konuştu.
“Hiçbir sorunumuzun olmadığını, herşeyin güllük gülistanlık olduğunu ifade ediyor değilim” diyen Bali, “Tabii ki zorluklarımız, sorunlarımız var. Bunları çözmek için çalışacağız. Lider kuruluşların sorumlulukları da böyle dönemlerde belli olur. İyi konjonktürler ayırt edici değildir. Esas olan zaten zorluğun yönetilmesidir. O bakımdan hepimize sorumluluklar düşüyor” dedi.

Haberin Devamı

DÖNÜŞÜMÜN SİNYALLERİ

KGF uygulaması ve kamunun aldığı tedbirlerin büyümenin arkasındaki temel etmenler olduğunu vurgulayan Bali, yaptıkları hesaplamalara göre 7.4’lük büyümenin 2.5 puanlık kısmının KGF kredilerinden kaynaklandığını söyledi. Bali, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Fakat şimdi bakmamız gereken şu; iyi zamanda, doğru zamanda, doğru kurgularla KGF hayata geçirildi. Çok iyi bir enstrümandı. Şimdi bankalar olarak yenisini de kullandırıyoruz. Ancak kamunun öncülüğünden sonra asıl önemli olan, büyümenin asıl aktörlerince, özel sektörce devralınması gerekir. Daima kamunun itici güç olması sağlıklı değil. Bundan sonra sadece tüketim harcamaları yoluyla değil, üretimle, makine teçhizat yatırımlarıyla, imalat sanayi yatırımlarıyla ve ihracatın artan katkısıyla yeni bir faza, başka bir büyüme kompozisyonuna geçmemiz gerekiyor. Aslında bunun sinyallerini de almaya başladık. Makine teçhizat yatırımları dört çeyrek üst üste geriledikten sonra üçüncü çeyrekte yüzde 15.7; son çeyrekte de yüzde 8,3 arttı. Öncü göstergeler, Türkiye’nin bu yılın ilk çeyreğinde de güçlü performans sergilediğine işaret ediyor. Şubat ayı merkezi yönetim bütçesinin geçtiğimiz yıla kıyasla iyileşmesi de mali disiplin açısından olumlu bir tablo ortaya koyuyor. Önümüzdeki dönemde ihracatın büyümeye katkısının artmasını bekliyoruz. Turizm sektöründe öncü veriler bu yıl bir toparlanma olacağını gösteriyor. Bu nedenle önümüzdeki özellikle birkaç çeyreklik dönem, büyümenin kaynaklandığı alt kalemlerin analizi açısından önemli olacak, bunu izleyeceğiz. Diğer taraftan, jeopolitik gelişmelere ve gelişmekte olan ülkelere yönelik yatırımcı ilgisindeki dalgalanmalara bağlı olarak son dönemde döviz kurlarındaki aşırı yükselişler, enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturabilir. Bunları yönetmemiz gerekecek. Ayrıca, 2017’de kaydettiği yükseliş eğilimini bu yılın ilk ayında sürdüren cari açık, önümüzdeki dönemde izleyeceği rota açısından dikkat etmemiz gereken en önemli göstergelerden biri.”

Haberin Devamı

YAPILANDIRMALAR OLAĞANDIR

Bali, şöyle konuştu: “Ekonomide yaşanan sıkıntıların neden olduğu bazı kırılganlıklar olsa da güçlü bankacılık sistemi sayesinde ortaya çıkan problemli vakaları yönetme kabiliyetine sahibiz. Bankacılık sistemi olarak öngörülemeyen vakaları şu ana kadar başarıyla yönettik, bundan sonra da yönetmeye devam edeceğiz. Burada basına da yansıyan bazı kredi yapılandırma haberleriyle ilgili şunları söylemek istiyorum; bu, gereğinin üzerinde olumsuz manada bir ilişkilendirmeye konu edilmemeli. Bunlar bankacılıkta, finansta karşılaşılmayan hadiseler değil, olağan durumlardır. Nakit akışlarıyla kredi arasındaki ilişkinin öngörülen veya öngörülemeyen nedenlerle bozulduğu, farklılaştığı durumlarda ona göre ayarlar verilir, ona göre yapılandırmalar yapılır. Bunlar çok daha farklı noktalara çekilecek düzeyde gereğinin üzerinde anlamlandırılmamalı. Biz bankacılar olarak, geçmiş dönemden çıkardığımız tecrübe ve ders ile mümkün olduğu kadar yapıcı yaklaşımlarla çözümcü olmak durumundayız. Bunu da sürdüreceğiz.

Haberin Devamı

FIRSATÇILIK YAPMAYIN

Fakat diğer taraftan reel sektörde de belli başlı sermaye gruplarımız, en az bankalar kadar ellerini taşın altına koymalıdır. Bu dönem fırsatçılık yapma dönemi değildir. İhtiyacı olanla olmayanı vakalar bazında ayırt ederek, kaynak tahsisini bozacak şekilde taleplerde, girişimlerde bulunmamalıyız. Aldığımız inisiyatifler bir kredi kampanyası, bir kredi yapılandırma kampanyası değil. Her vakanın kendi özelliğine göre çözümcü bir yaklaşımla karşılıklı iş yapma anlayışı… Geçen dönemde olumlu konjonktür ve imkanlar sayesinde, açık ifade edeyim bankacılık sektörünün de sağladığı imkanlar sayesinde, hızlı bir büyüme ve servet düzeylerine ulaşmış olan irili ufaklı firmalarımız, belli başlı sermaye gruplarımız bu manada sorumlu davranmak durumundadır. İş hayatında itibardan önce gelecek hiçbir şey yoktur. Kazançlar kayıplar gelip geçicidir, itibar en önemli kalıcı müessesedir. Önemli olan kredi değildir, kredibilitedir, itibarın kendisidir. Kredi ilişkisi, aile ilişkisi gibidir. Uzun dönemlidir. İlk sıkıntıda bırakılıp yol ayrılacak bir müessese değildir. Yeter ki güven ve sadakat bozulmasın. Kredinin kökeni İngilizce credit kelimesinden geliyor, İngilizce’ye Latince’den geliyor, credo… Anlamı da ‘inanıyorum’ demek… Biz inandığımız için kredi veriyoruz. O inancın sarsılmaması lazım. Bu çerçevede İş Bankası olarak, en büyük özel kreditör banka olarak işimizi en iyi şekilde yapma gayretini daima sürdüreceğiz. Ama gösterdiğimiz yapıcı tavrın ve bu ülkenin geleceğine olan inancın bütün muhataplarımızca da gösterilmesi gerektiğini düşünüyoruz.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!