Capital dergisi Aralık sayısından

Güncelleme Tarihi:

Capital dergisi Aralık sayısından
Oluşturulma Tarihi: Aralık 05, 2001 09:08

"TÜKETİM ARTACAK"
Bazı şirketler, bazı markalar vardır... Hayatınız boyunca hep yakınınızda
bir yerlerde durmuştur. Türkiye'nin en eski yabancı sermayeli
şirketlerinden Unilever de bunlardan biri. Capital bu ay Unilever Yönetim
Kurulu Başkanı Jacques Ferriere'yi konuk etti. Unilever'in Türkiye'ye
bakışını ve tüketimdeki değişimlerini anlatan Ferriere, kriz nedeniyle
Türk tüketicisinin tüketiminde mutlak anlamda bir azalma olduğunu ancak
bunun geçici olduğunu kaydetti. Kriz sonrasında ekonomide canlanmanın
başladığını belirten Ferriere, 2002'de büyümenin başlayacağını söyledi.

DÖVİZDEKİ SERVETİN YÖNÜ
Tarih hepimizin aklında. 22 Şubat'tan sonra dolar hızla yükseldi, ekonomi
krize girdi. O günden bu yana dolardaki artış yüzde 120 düzeyine ulaştı.
Bu, ülke ve milyonlar için çok olumsuz sonuçlar yarattı. Ancak,
yatırımlarını dövizde tutan "muhafazakar" kesim, özellikle 100 bin doların
üstünde tasarrufu olanlar nedeniyle büyük bir servet de oluştu. Şimdi
dövizde oluşan bu servetin yönü ve ekonomiye etkisi tartışılıyor. Dövizde
yaşanabilecek çözülmenin boyutu ve bunun tüketime etkisi, her sektör,
dolayısıyla ekonomi için önemli. Bu nedenle, önce "döviz tutkunu"
yatırımcıların profilini, ellerinde tuttukları servetin boyutunu ve
gelecekteki yönünü ortaya koyan özel bir çalışma hazırladık.

TÜRKİYE'NİN SAATÇİLERİ
Kesin rakamlar olmasa da, tahminlere ve şirketlerin çalışmalarından ortaya
çıkan verilere göre Türkiye'de son 4 yılda 12 milyon saat ithal edildi.
Pazarın yıllık cirosu 250 milyon dolar düzeyine ulaştı. Büyük oyuncular
ise aileden mesleğin içinde olanlar. Son yıllarda bunlara bir de giyim
markalarının girişimleri eklendi. Bugün çok sayıda marka için, 200
civarında şirket arasında, saat sektöründe büyük bir rekabet yaşanıyor.

KAĞITSIZ OFİSLER!
Değişimin ip uçlarını aslında bir süredir alıyorduk... Özellikle de son
birkaç yıldır. Batı'da teknolojinin öncüsüyle başlayan ve bankacılıktan
iletişime, çok sayıda sektörde ofislerde kağıt kullanımını azaltan
kağıtsız yaşam trendi, internetin gelişimiyle Türkiye'ye de sıçradı. Bugün
internet, intranet, email ve diğer sistemlerin yoğun kullanımı, kağıt
yerine, dijital işlemleri özendirirken, çok sayıda şirkette kağıt
kullanımında inanılmaz düşüşler, tasarruflar ortaya çıkmaya başladı.
Değişimin yerleşmesiyle, bu trendin daha da etkili olacağı tahmin
ediliyor.

TELEVOLE EKONOMİSİ
Gece kulüpleri, barlar, restoranlar, kafeler, pavyonlar ve
diğerleri...Eğlence dünyasının yarattığı ekonomiyi kimse tam olarak
ölçemiyor. Hesaplar farklı, tahminler çok değişiyor. Kayıt dışılık, bu
sektörle ilgili çalışmaları zora sokuyor. Ancak Capital'in çok özel
araştırması, "eğlence" ekonomisinin boyutlarını açıkça ortaya koyuyor.
Maliye'nin rakamlarıyla da desteklenen çalışma, herkes için rehber
oluşturacak nitelikte...

ALIŞVERİŞTE EN SON TABLO
Türkiye, son 8 aydır unutulmaz bir süreçten geçiyor. Ekonomi tarihi oranda
küçüldü. TL müthiş bir hızla değer kaybediyor. İşte bu ortamda,
tüketiciler, yılların alışkanlıklarını değiştirmek, bazı alımlardan
vazgeçmek zorunda kaldı. Bazı ürünlerde ise neredeyse hiç değişim
yaşanmadı. Migros, Advantage ve kredi kartı harcamalarından çıkan sonuç da
tüketici eğilimlerinin değiştirdiğini ortaya koyuyor. Tüketici krizle
birlikte bazı ürünlerin tüketiminden vazgeçerken, ucuz, ekonomik ve düşük
gramajlı ürünlere yöneldi.

SİNYALLER GÜÇLENİYOR
Faiz oranı 90'lardan 70'lere geriledi. Dolar düşüş eğilimini koruyor.
Kapasite kullanım oranı ve sanayi üretim endeksinde canlanma var. İhracat
gücünü devam ettiriyor. Sadece bu kadar da değil. Ekonominin temel
göstergeleri önceki aylara göre "iyileşme" eğiliminde. Ancak, krizden
çıkış ve büyüme dönemi başladı mı? İşte bu sorunun yanıtını, temel
göstergeleri analiz edip, yorumlayan ünlü ekonomistler veriyor. Hepsinin
ortak kanısı iyi haberlerin yolda olduğu yönünde.

S&P, BÜYÜME BEKLİYOR
Türkiye'de yaşanan olumlu havanın devamında, rating kuruluşlarının
açıklayacağı yeni not çok etkili olacak. Bu nedenle Standard&Poors'un
yaklaşımı çok önemli. Ancak, Ortadoğu ve Afrika sorumlusu Ala'a Al-Yousuf,
biraz zamana ihtiyaç olduğunu söylüyor. Ona göre, her şey 2002 yılında
belli olacak. Eğer Türkiye'nin IMF'ten 10 milyar dolar alması kesinleşir
ve ekonomi programı başarıyla uygulanırsa. Not artırımı da gelir. Bu
durumda, ekonomide büyüme de beklenenden daha yüksek gerçekleşir.

İFLAS RİSKİNDE TÜRKİYE NEREDE
Ekonomide yaşanan krizle birlikte iyice gündeme geldi. Ancak, iflas,
istikrarlı, hatta büyüme döneminin de vazgeçilmez ticari olayı. Dünyanın
her tarafından günde onlarca şirket iflas ediyor, iş dünyasından
ayrılıyor. Dünya Bankası'nın yeni araştırmalarından biri bunu açıkça
ortaya koyuyor. Bir anlamda "Dünya İflas Ligi" olarak değerlendirilen bu
çalışmaya göre, Türkiye 37 ülke arasında, 22'inci sırada yer alıyor.
Araştırma, Türkiye'de her yıl kurulu şirketlerden binde 9'unun iflas
ettiğini gösteriyor. Buna göre, şirketler için hayatta kalma riski bazı
Avrupa ülkelerinde çok daha yüksek.

SON DAKİKA BÜTÇELERİ!
Tablo olumluya dönse de, belirsizlik tamamen ortadan kalkmış değil.
Özellikle 2002 yılına yönelik beklentiler konusunda... Kafalar karışık.
Büyüme, enflasyon, döviz kuru ve sektörel trendler konusunda tahmin
yapılamıyor. Herkesin 2002'ye bakışı farklı. Bu tablo, yeni yıl
bütçelerinin tamamlanmasını sürekli erteletiyor. Ortaya çıkan tablo, büyük
grup ve önde gelen şirketlerde "son dakika" bütçeleri ve "çoklu"
bütçelerin devreye gireceğini gösteriyor. Bazı şirketler iyimser ve
kötümser senaryolara göre alternatif bütçeler hazırlarken, bazı şirketler
kısa süreli bütçe yapmayı tercih ediyorlar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!