Ege ve Akdeniz arasındaki vahÅŸi ve bakir çıkmaz sokak

Güncelleme Tarihi:

Ege ve Akdeniz arasındaki vahşi ve bakir çıkmaz sokak
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 12, 2005 00:00

94 yaşındaki Yakaköylü Osman Amca, Ä°stanbullu iki genç kadının köyde açtığı Yakamengen Cafe’ye girip bastonuna dayanarak koltuÄŸa çöküyor. Fazla konuÅŸmaya gerek yok. Hemen ince belli bardakta çayı önüne konuyor.Kasketli, muzip yaÅŸlı hiç de yadırgamıyor bunu. ‘’Ya Hatice... ‘’ diyor kafenin sahiplerinden birine, ‘’zaten köyün kahvesi kapandı, siz de ÅŸimdi eylülün 15’inde kapatıp gidicez diyorsunuz, nerede vakit geçiricem ben? EÄŸlence oluyordunuz bana...’’Osman Amca’nın kafası 20’lik gençten daha yerli yerinde. Meraklı yüzler görünce, anılarını arka arkaya sıralıyor: ‘’Erken dünyaya gelmiÅŸiz çocuklar... Sizin zamanınızda yaÅŸamak vardı. Bu yolu açana dek büyük sıkıntı çektik. Hastamızı eÅŸekle MuÄŸla’ya götürürdük. Milas ve Söke’ye pamuk çapasına giderdik. Herkes ‘Datça çingenleri geldi yine’ derdi. Datça’yı ayaÄŸa kaldıran bademdir. Bu köyü de badem kurtardı. Ä°ncir, zeytin aÄŸaçları, keçiboynuzları, palamutlar söküldü, hep badem dikildi. Palamut Bükü, palamut aÄŸaçlarıyla doluydu, gemiler dolusu gönderilirdi. Kıtlık zamanında palamut unundan ekmek yapardık. Rüzgarımız meÅŸhurdur. O yüzden deÄŸirmenlerimiz var ya...’’ Osman Amca, görkemli taÅŸ binanın içine tekrar tekrar bakıyor. Bir zamanlar çalıştığı 100 küsur yıllık zeytinyağı mengeni restore edilerek, şık bir kafe olmuÅŸ. Hemen karşısında mengenin orijinal parçaları duruyor. Bu sefer ekmek parası için terlemiyor, aksine dünya tatlısı kızlar ona servis yapıyorlar. Datça’da da artık taÅŸ yapılar restore edilerek turizme açılıyor. Bunu yapanların bile içinde aynı tedirginlik; ‘’acaba aşırıya kaçılır mı, köylerin dokusu deÄŸiÅŸir mi, köylüler buraları terk eder mi?’’ Köyün giriÅŸinde yaÅŸlı kadınlar taÅŸ üstünde taÅŸla badem kırıyorlar...ÜÇ B’SÄ°YLE ÃœNLÃœ: BAL, BADEM, BALIKDatça üç ‘’b’’ siyle ünlü derler; balı, bademi ve balığı... Oysa Datça’nın ününe ün katan bir ÅŸey varsa, bu da yollarının sapalığı olmuÅŸtur bugüne dek. Halkının, ‘’çıkmaz sokak’’ diye tanımladığı, kuzeyine Ege’yi, güneyine Akdeniz’i almış Datça Yarımadası, bugün bu kadar bakir ve vahÅŸi bir doÄŸaya sahip olmasını, aslında büyük ölçüde coÄŸrafi sıkıntılarına borçlu. Her ne kadar artık bugün Datçalılar daha kolay ulaÅŸmaktan ve ulaşılır olmaktan hoÅŸnutlarsa da antik çağın insanları yarımadayı anakaradan koparmak istemiÅŸ ve bunun için de giriÅŸimde bulunmuÅŸlardı. Heredot’un anlattığına göre, Pers iÅŸgaline karşı koyabilmek için Knidoslular yarımadanın anakaraya baÄŸlandığı yeri, bugün bilinen isimleriyle Balıkaşıran ile Kayıkaşıran koylarının karşılıklı olduÄŸu Bencik Kıstağı’nı kazmaya baÅŸlar. Amaçları burayı bir ada haline getirmektir. Ancak yarımadanın bu en dar yerine vurdukları balyozlardan sıçrayan taÅŸ parçaları yüzlerini yaralar ve gözlerini kör eder. Devam etmemeye karar verir ve kahinlere danışırlar. Cevap basittir; eÄŸer tanrılar buranın bir ada olmasını isteselerdi öyle yaratırlardı...Tanrılar, Datça’nın ada olmasını istememiÅŸler belki ama yarımadaya da iklimlerin en güzelini bahÅŸetmiÅŸler. Adanın yıl boyu rüzgarın eksik olmadığı, rutubetsiz iklimi çaÄŸlar boyu dilden dile dolaÅŸmış ve hatta tarihçi Strabon, ‘’Tanrı çok sevdiÄŸi kullarını uzun ömürlü olsunlar diye Knidos’a (Datça) gönderir’’ demiÅŸti. Halikarnas Balıkçısı Cevat Åžakir de Datça’nın havası hakkında yorum yapmıştı; ‘‘İklim tam insan boyutundadır. Sıcağı da soÄŸuÄŸu da insan tahammülünü aÅŸmaz. Ä°klimi paltoyla, sobayla ya da yelpazeyle düzeltmeye gerek yoktur.’’ Bundan sadece 50 yıl öncesine kadar, yarımadanın en dar yerinde, bir tarafta balık daha çok olduÄŸundan, balıkçılar sandallarını sırtlayıp öbür tarafa geçer, yeterince balık avladıktan sonra da yine aynı ÅŸekilde geldikleri tarafa dönerlermiÅŸ. Bu dar geçidin üzerinden balıkların uçtuÄŸuna inanıldığından, bir tarafa Balıkaşıran, balıkçıların bu mücadelesi nedeniyle de karşısına Kayıkaşıran denmiÅŸ. Datçalılar her fırsatta ÅŸunu tekrarlar: ‘’Balıkaşıran’dan bu yana akıllı adam geçmez.’’ Birçokları için bu coÄŸrafyayı aÅŸmayı göze alabilmek kolay olmamıştır uzun yıllar. Datça’da her mayıs ayının ilk haftasında, ÅŸenlikli bir yürüyüş yapılır ve Akdeniz’den bir testi su alıp Ege’ye dökülür. Dünyada, bir denizden diÄŸerine yapılan tek yürüyüştür bu. Halk inanışına göre de yarımadanın bu en dar yerinden geçen artık Datçalı sayılır ve uzun, saÄŸlıklı bir yaÅŸam sürer. KÄ°TLE TURÄ°ZMÄ° BURALARA YABANCIDatça, Bodrum ya da Marmaris gibi birçok tatil beldesine göre, turizmi farklı yaşıyor. Kitle turizmi hálá buralara yabancı. Etrafta birbirine benzeyen manken gibi kızlar dolaÅŸmıyor. Yürüyüş yapan, banklarda oturan emekliler daha fazla. Barlarda kimse hamamda terler gibi terlemiyor. Gürültü kirliliÄŸi yok denecek kadar az. Datça’nın hálá bir ‘’beach club’’ı yok. YaÅŸam alabildiÄŸine yalın ve doÄŸal akışında devam ediyor. Kahveler, restoranlar, dükkanlar, pazarlar, yıl boyunca açık. Çünkü aslolan turiste deÄŸil Datça halkına hizmet verebilmek. Turizm yozlaÅŸmadığı için de otlar, balıklar taze, fiyatlar uygun, güleryüz bol. Ne var ki, gerek Datça’nın merkezinde gerekse yarımadanın batısında yapılaÅŸmanın tehditkar boyutları hissediliyor. Özellikle tatilcilerin ıssızlığına ve temiz denizine raÄŸbet ettiÄŸi Hayıtbükü, Ovabükü ve Palamutbükü gibi koylarda kooperatif evlerini görmezden gelmek mümkün deÄŸil.1 Eylül Barış Günü’nünden iki gün sonra, Datça’nın yüzücüleriyle Simi Adası’ndan denize atlayanların, dört saat sonra ortada buluÅŸmalarının ÅŸerefine Palamut Bükü’ndeki Cafe Vino’da kutlama var. Barış, bir gece Simi’de, bir gece de Datça’da kutlanıyor. Datçalılar’ın başında, ilk gözünü karartıp sekiz saatte Simi’ye kadar yüzen Necati var. Bir gece önce de Simi’de kutlama yapılmış. Necati, herkesin içinde bir belge iletmek üzere Palamutbüklü Tayyar’ı takdim ediyor. Tayyar ortaya kadar yüzmüş yüzmesine ama pasaportu olmadığından Simi’deki kutlamalara katılamamış. Bunun üzerine 33 yaşındaki Simi Belediye BaÅŸkanı Lefteris Papakalodoukas, ona teÅŸekkür belgesini arkadaÅŸlarıyla göndermiÅŸ. Tayyar, çocukluÄŸunda, yollar geçit vermediÄŸinden pek ayrılamamış Datça’dan belki ama komÅŸunun adasına yakından bakabilmiÅŸ. Datça’nın doÄŸusundan yükselen sarp daÄŸlar, batıya doÄŸru vadileri, ıssız koyları ve zirveleri aÅŸarak yarımadanın en uç noktasındaki Knidos antik kentinde denize ulaşır. Tarihin en ünlü Afrodit heykelinin sahibi, limanını dalgaların dövdüğü bu antik kent, günbatımının yalnızlığında, Datça’nın el deÄŸmemiÅŸliÄŸinin en iyi hissedildiÄŸi yerlerden biridir. DeÄŸirmenbükü’nde de güneÅŸ gözden kaybolurken büyüleyicidir. Deniz kıyısındaki bir aÄŸacın kıvrımlarına sığınır, oksijen sarhoÅŸu olursunuz. Öyle bir sarhoÅŸluk ki bu, bir gün geri dönmek için, o artık herkesin korkmadan kat ettiÄŸi yola çıkmayı bile göze alamazsınız. DATÇA’DA ALIÅžVERÄ°ÅžDatça’nın pazarı, cumartesi günü, Postane Sokak’ta kuruluyor. Pazarcıların birçoÄŸu Simi Adası’ndan gelen alışverişçiler sayesinde Yunanca’yı sökmüşler. Atatürk Caddesi üzerinde, bal, badem ve sabun gibi ürünler satan birçok köklü iÅŸyeri var. Aralarında yeni açılan Zafet (Atatürk Cad. No: 59, 0252 712 00 64) dikkat çekiyor. Sızma zeytinyağı, kekik balı, çam balı, keçiboynuzu ve pekmezi, kekik, adaçayı, karabaÅŸ otu, badem, defne yaprağı, ayrıca burada meyveli, çiçekli, keçi sütlü, farklı aromalı sabunlar bulacaksınız.DATÇA’DA AKTÄ°VÄ°TETrekking Datça Yarımadası’nın doÄŸası yaz mevsimi dışında muhteÅŸem oluyor. Endemik bitkileri, çiçekleri ve ÅŸelaleleri keÅŸfetmek için Kubilay’ın peÅŸine takılın. Kubilay Demirkan (0533 544 63 39, kubilay.demirkan@gmail.com), daÄŸ bisikleti ve trekking turları yapıyor. En iyi zamanlar, ekim- kasım ve ÅŸubat- mart- nisan. Dalış Datça her ne kadar popüler bir dalış merkezi olmasa da sanayi atıklarının bulunmaması, denizlerin temiz ve görüş netliÄŸinin iyi olması keyifli dalış yapılmasında etkili. En ilginç dalış noktaları arasında Topan Ada, Meteoroloji, Antik Çapa, Üç TaÅŸ, Dick’s Rock, Akvaryum, Rolling Stones, Armutlu, Moskov Ä°ni ve Ä°ncirli Ä°ni olarak adlandırılan bölgeler var. Meteoroloji dalışlarında mercan kayalıklarını görmek mümkün. Datça Diving 0252 712 37 59.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!