Ayakkabılara ilham veren grup: 123

Güncelleme Tarihi:

Ayakkabılara ilham veren grup: 123
Oluşturulma Tarihi: Eylül 10, 2011 00:00

Dört gençten oluşan 123 Grubu, dördüncü albümleri öncesinde modaya el attı. Grubun müziği ve şarkıları bir ayakkabı koleksiyonuna ilham verdi. Grup üyeleri tasarımlar için objektif karşısına da geçti

Haberin Devamı

Marka ve grubun işbirliğinin mimarı Elle Ayakkabı Tasarım Yöneticisi Suna Akar. 123 grubunu ilk defa Facebook’ta kliplerini izleyerek keşfetti. Türkiye’de izlediği en güzel videolardan ve dinlediği en iyi şarkılardan biri olduğunu düşündü. Grubun kendine has tarzı ve yaratıcılığından etkilendi. Sonra onları takibe aldı. Babylon, İKSV Salon ve Nublu’daki performanslarını takip etti.
Suna Akar müzikle, kendi işi olan ayakkabılar arasında bir bağ kurduğunu söylüyor: “30 yıllık bir marka olmamıza rağmen, klasikleşmeyi seçmek yerine yenilik peşinde koşuyoruz. Dünya trendlerini takip etsek bile, modellerimizde hayal gücümüzün ve yaşam tarzımızın izleri ağır basıyor.
123 de aynı hissiyatla müzik yapan bir grup. Şarkılarından kliplerine, albüm kapaklarından konserlerine kadar zorlama olmayan bir estetik kaygıları var. Ortak kaygılar ve estetik anlayışımızın bizi bu projede bir araya getirdi ve ortaya hem giyimli hem de çok cool bir koleksiyon çıktı.”

Haberin Devamı

GRUP İÇİN 20 MODELLİ KOLEKSİYON

Toplam 20 modellik bir koleksiyon tasarlandı. Oxford ayakkabılar, postallar, çok renkli topuklu ayakkabılar, yün çizmeler, spor ayakkabılar ve çantalar var. Bu işbirliğinin uzun soluklu olması ve grubun albümleriyle örtüşen ürünler çıkarılması planlanıyor. Bu yüzden de koleksiyona ‘123 by ELLE’ adı verildi. Oluşum aşamasında malzeme, hem grubun müziği hem de elemanları oldu. Suna Akar tasarımlarda grup üyelerinin yaşam tarzından ve stilinden ilham aldıklarını söylüyor:
“Karşımızda dört gencecik, tamamen kendi gibi olan insan vardı. Bu durum, genellikle herkesin birbirini taklit ettiği bir ülkede, şahane bir ilham kaynağı oldu. Tek tek grup elemanlarını yansıtan modeller hayal etmeye başladık. Dilara için onun doğal güzelliğinden rol çalmayacak düz çizmeler ve giymekten çok hoşlandığı renkli bağcıklı postallar tasarladık. Aksel Albümü’nün çizimlerindeki kaşkol ilham kaynağı oldu ve kalın yünlerden bot, çizme ve çantalar yaptık. Berke, Feryin ve Burak için sahnede rahatlıkla kullanabilecekleri postal ve spor ayakkabılar tasarladık. Bu koleksiyonu da en iyi grubun üyeleri anlatabilir diye düşündük. Model olarak gerçekten çok başarılılar. Önümüzde bir klip çekimi ve konserli bir koleksiyon lansmanı var. Hatta yaz sezonu için de bir koleksiyon hayal etmeye başladık bile.”

Haberin Devamı

İSMİ NASIL DOĞDU

Grup ilk kurulduğunda sadece 123 BPM’de (tempo) çaldığımız, yarı elektonik yarı akustik bir müzik yapıyorduk. Durmaksızın aynı tempoda çeşitlemeler çalıyorduk. Hepsi 123 metronomdaydı. Tabii o dönem üç kişi olmamızın da etkisi var isimde. Sonraları 123 ismiyle ilgili en sevdiğimiz şey; onu her yerde görebilmek. Bir apartman numarası ya da posta kutusunda 1, 2, 3 sayılarını görmek çok eğlenceli.

YENİ ALBÜMÜ İLK ‘ELLE’ DİNLEDİ

123 grubu davul ve vokalde Berke Can Özcan, orgda Burak Irmak, bas ve gitarda Feryin Kaya’dan oluşuyordu. Sonra aralarına vokal olarak Dilara Sakpınar katıldı.
Şimdiye kadar üç albüm yayınladılar. Kitaplı bir üçleme tasarladılar, bu üçlemeden Aksel ve Arve yayınlandı. Dördüncü albümleri ‘Lara’nın son dokunuşlarını yapıyorlar. Albüm Norveç’te miksleniyor. Birçok festivalde sahne alan grup üyeleri kendilerini dört kişilik bir aile olarak tanımlıyor. Şarkılarında soğuk buz denizlerinin de sıcak suların da popun da cazın da hatta metalin de izleri olduğunu söylüyorlar. Elle markasıyla birlikteliklerini de şöyle anlatıyorlar: “Onlara yeni albümümüzü dinlettik. Bu albümü ilk duyan onlardı. Albümdeki bir şarkı (So Much to Say) bu kampanya için çok uygundu. Yazın bitişi, sonbaharın kapıyı çalışı, yağmurun kokusu, ormanın kokusu, herkesin söyleyecek çok şeyinin olması, güneşin yeniden açacağı bilinci, hepsi hikayenin bir parçasıydı. Mankenlik de eğlenceliydi, çünkü bizi kendi halimize bırakmaktan çekinmeyen bir ekiple çalıştık, beraber güldük. İçimizdeki tek kadın olması yüzünden en uygun isim Dilara’ydı elbette fakat Burak da kendisinden hiç beklemediğimiz bir performans çıkardı, objektiflere bakmayı bilen biriymiş meğer.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!