Gençlerin yeni arzu nesnesi: NB
Güncelleme Tarihi:
Hakan GENCE
Oluşturulma Tarihi: Haziran 05, 2010 00:00
Gençler her sene yeni bir moda akımının rüzgarına kapılıyor. Emareleri belli, etkisini önce sokaklarda gösteriyor. Önce bir iki kişide, giderek herkeste fark ediyorsunuz. Ardından moda forumlarında, arkadaş sohbetlerinde, artık her ne ise, bu yeni tasarım konuşuluyor. Sonra bir tane kimseye yetmemeye başlıyor.
Peki bu sezonun bağımlılığı ne?Yanında kocaman bir N harfi olan spor ayakkabılar. Markanın ismi New Balance. Mutlaka görmüşsünüzdür; Bebek’te yürüyüş yapan kumaş, spor salonunda koşu bandında ter atan deri modellerini giyiyor. Aslında 104 yıllık bir ayakkabı markası. Mağazalarının içi ana baba günü. Numara bulmak zor. Peki bu yeni arzu nesnesinin tarihi nereye dayanıyor? Hangi özellikleri onu popüler yapıyor?
New Balance’ın hikayesi, 1906’da Boston Massachusetts’te başladı. 33 yaşındaki William J. Riley, bir karar verdi; bütün gün ayakta duran ve problemli ayağa sahip insanlara yardım edecekti.
Özel ısmarlama ayakkabılar üretmek için kolları sıvadı. Tabanlıkları için tavuk ayağından ilham aldı. 1934’te ürünlerinin bir numaralı satıcısı olan Arthur Hall’la ortaklık kurdu. Şirket hızla yol almaya başladı. Temelde kemer destekleri ve reçeteli ayakkabılar üreten firma, 1961’de performans koşu ayakkabısı olan The Trackster’i üretti. Dalgalı bir tabana, zengin numara seçeneklerine sahip ayakkabı kısa sürede, üniversitelerin koşu antrenörlerinin ve fitness yöneticilerinin favorisi haline geldi.
11 yıl sonra şu anki sahibi Jim Davis, şirketi satın aldı. 1982’de, 100 Dolar üstündeki ilk koşu ayakkabısı olan 990 serisini piyasaya çıkardı. Modelleri özellikle ortopedistler ve fizik tedavi uzmanları tarafından ayak, diz ve bel sorunları yaşayan kişilere önerilmeye başlandı.
BUGÜN 104 YAŞINDA
Bu yıl 104 yaşına basan markayla Türkiye, 2004’te tanıştı. Vepa Group distribütörlüğünde Türkiye’ye geldi, ilk mağazasını Nişantaşı’nda açtı. Ama beklenen asıl patlama bu sene yaşandı. Gençlerin yeni arzu nesnesi haline geldi. New Balance Marka Müdürü Levent Gürsoy, bunun çeşitli sebepleri olduğunu söylüyor: “En önemlisi tüketicilerin bilinçlenmesi ve modayı daha çok takip etmesi. Spor giyiminin son yıllarda ciddi bir şekilde artması da çok önemli. Bundan 10 sene önce spor ayakkabıyı günlük kıyafetinizle giydiğinizde çok hoş karşılanmazken şu anda takım elbiselerin altına bile giyildiğine şahit oluyoruz. Aynı zamanda tüketicilerin markalara doymuşluğu ve yenilik arayışları da son dönemde New Balance’ın ülkemizde daha çok bilinirliğe erişmesine neden oldu.”
FELSEFELERİ: KİMSENİN GÖLGESİNE SIĞINMA
New Balance, popüler sporcular üzerinden pazarlama ve reklam çalışmaları yapmıyor. Bunun nedeni felsefeleri. Marka Müdürü Levent Gürsoy, şöyle anlatıyor: “Ne tercih ederdiniz? Bir NBA süperstarı üzerinden üretilmiş spor ayakkabıları mı? Yoksa, ayağa ve teknolojiye uygun imal edilen spor ayakkabıları mı? Biz ikincisini tercih ediyoruz. İşte bu “Hiç Kimsenin Gölgesine Sığınma” felsefemizin temelini oluşturuyor. Size ürünlerimizin ne kadar müthiş olduğunu söyleyen ünlüler yerine, dizayna yatırım yapmayı tercih ediyoruz. Sıradan sporcular, ürünleri giyen ünlüleri değil kendi giydikleri ürünleri birbirlerine anlatıyor ve bu markanın çok görülmeden büyümesini sağlıyor.”
KUZEY AVRUPA’DA TEKNİK ÜRÜNLER İTALYA’DA LIFE STYLE MODELLER
Önemli bir kısmı İngiltere ve ABD’de imal edilen ayakkabıların Boston’dan Buenos Aires’e, Toronto’dan Tokyo’ya pek çok yerde şubesi var. Marka ne kadar koşu markası mirasına sahip olsa da artık spor amaçlı yürüyüş, kros, outdoor, günlük giyim ve çocuk alanlarında da ürünler tasarlıyor. Tüm modeller 60’lar, 70’ler ve 80’lerdeki tasarımlardan modernize edilerek günümüze uyarlanıyor. Ayrıca ülkelerin kültürel yapısına göre farklı koleksiyonlar da hazırlanıyor. Örneğin, Kuzey Avrupa’da çok daha teknik ürünler popülerken İtalya, Fransa gibi ülkelerde life style modeller beğeniliyor. Türkiye’de life style modeller ve klasik renkler satılıyor. Klasikleşmiş 900 serisi en çok tercih edilen model. Fiyatları, seçeceğiniz ayakkabının özellikleri ve teknolojilerine göre 109-275 lira arasında değişiyor.
New Balance’ın hikayesi, 1906’da Boston Massachusetts’te başladı. 33 yaşındaki William J. Riley, bir karar verdi; bütün gün ayakta duran ve problemli ayağa sahip insanlara yardım edecekti.
Özel ısmarlama ayakkabılar üretmek için kolları sıvadı. Tabanlıkları için tavuk ayağından ilham aldı. 1934’te ürünlerinin bir numaralı satıcısı olan Arthur Hall’la ortaklık kurdu. Şirket hızla yol almaya başladı. Temelde kemer destekleri ve reçeteli ayakkabılar üreten firma, 1961’de performans koşu ayakkabısı olan The Trackster’i üretti. Dalgalı bir tabana, zengin numara seçeneklerine sahip ayakkabı kısa sürede, üniversitelerin koşu antrenörlerinin ve fitness yöneticilerinin favorisi haline geldi.
11 yıl sonra şu anki sahibi Jim Davis, şirketi satın aldı. 1982’de, 100 Dolar üstündeki ilk koşu ayakkabısı olan 990 serisini piyasaya çıkardı. Modelleri özellikle ortopedistler ve fizik tedavi uzmanları tarafından ayak, diz ve bel sorunları yaşayan kişilere önerilmeye başlandı.
BUGÜN 104 YAŞINDA
Bu yıl 104 yaşına basan markayla Türkiye, 2004’te tanıştı. Vepa Group distribütörlüğünde Türkiye’ye geldi, ilk mağazasını Nişantaşı’nda açtı. Ama beklenen asıl patlama bu sene yaşandı. Gençlerin yeni arzu nesnesi haline geldi. New Balance Marka Müdürü Levent Gürsoy, bunun çeşitli sebepleri olduğunu söylüyor: “En önemlisi tüketicilerin bilinçlenmesi ve modayı daha çok takip etmesi. Spor giyiminin son yıllarda ciddi bir şekilde artması da çok önemli. Bundan 10 sene önce spor ayakkabıyı günlük kıyafetinizle giydiğinizde çok hoş karşılanmazken şu anda takım elbiselerin altına bile giyildiğine şahit oluyoruz. Aynı zamanda tüketicilerin markalara doymuşluğu ve yenilik arayışları da son dönemde New Balance’ın ülkemizde daha çok bilinirliğe erişmesine neden oldu.”
FELSEFELERİ: KİMSENİN GÖLGESİNE SIĞINMA
New Balance, popüler sporcular üzerinden pazarlama ve reklam çalışmaları yapmıyor. Bunun nedeni felsefeleri. Marka Müdürü Levent Gürsoy, şöyle anlatıyor: “Ne tercih ederdiniz? Bir NBA süperstarı üzerinden üretilmiş spor ayakkabıları mı? Yoksa, ayağa ve teknolojiye uygun imal edilen spor ayakkabıları mı? Biz ikincisini tercih ediyoruz. İşte bu “Hiç Kimsenin Gölgesine Sığınma” felsefemizin temelini oluşturuyor. Size ürünlerimizin ne kadar müthiş olduğunu söyleyen ünlüler yerine, dizayna yatırım yapmayı tercih ediyoruz. Sıradan sporcular, ürünleri giyen ünlüleri değil kendi giydikleri ürünleri birbirlerine anlatıyor ve bu markanın çok görülmeden büyümesini sağlıyor.”
KUZEY AVRUPA’DA TEKNİK ÜRÜNLER İTALYA’DA LIFE STYLE MODELLER
Önemli bir kısmı İngiltere ve ABD’de imal edilen ayakkabıların Boston’dan Buenos Aires’e, Toronto’dan Tokyo’ya pek çok yerde şubesi var. Marka ne kadar koşu markası mirasına sahip olsa da artık spor amaçlı yürüyüş, kros, outdoor, günlük giyim ve çocuk alanlarında da ürünler tasarlıyor. Tüm modeller 60’lar, 70’ler ve 80’lerdeki tasarımlardan modernize edilerek günümüze uyarlanıyor. Ayrıca ülkelerin kültürel yapısına göre farklı koleksiyonlar da hazırlanıyor. Örneğin, Kuzey Avrupa’da çok daha teknik ürünler popülerken İtalya, Fransa gibi ülkelerde life style modeller beğeniliyor. Türkiye’de life style modeller ve klasik renkler satılıyor. Klasikleşmiş 900 serisi en çok tercih edilen model. Fiyatları, seçeceğiniz ayakkabının özellikleri ve teknolojilerine göre 109-275 lira arasında değişiyor.