Çok paraları yok belki ama yüzleri gülüyor, en sıradan köylü bile rengarenk sari giyiyor

Güncelleme Tarihi:

Çok paraları yok belki ama yüzleri gülüyor, en sıradan köylü bile rengarenk sari giyiyor
OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 28, 2005 00:00

Serdar Gülgün, Osmanlı sanatı deyince akla gelen ilk isimlerden. Bu uzmanlığının yanı sıra, Vakko ile yaptığı kumaÅŸ tasarımları, dünyaca meÅŸhur Macar Herend porselenleri için çizdiÄŸi desenler, antika alım satımındaki ve dekorasyondaki danışmanlıklarıyla da tanınıyor.Bir de her sene iki dönem olmak üzere Londra Ãœniversitesi ve Sothebys’in ortak organizasyonunda Ä°slam Sanatı dersleri veriyor. Gülgün çok sık seyahat ediyor, kafasında seyahat fikri belirdiÄŸi anda bavulunu hazırlayabilenlerden. Her sene iÅŸ ve keyif amaçlı standart yolculukları var; Fas, Ä°skoçya, Normandiya, Londra, Paris ve BudapeÅŸte her sene gidilenlerden. Bunlardan arta kalan vakitte de daha önce görmediÄŸi bir yeri keÅŸfediyor. Serdar Gülgün kasımda bir düğün vesilesiyle gidip, 15 gün kaldığı Hindistan’ı anlattı. Hindistan’a gidiÅŸiniz biraz farklı oldu galiba.- Evet, senelerdir yanımda bir arkadaşımla gitmek istiyordum. Baktım, yıllar geçiyor gidemiyorum, bir arkadaşımın düğününü fırsat bilip gittim. Düğünden sonra da tek başıma devam ettim.n Düğün neredeydi?- Yeni Delhi’de. Delhi, bir yandan çok modern, diÄŸer yandan da çok klasik bir ÅŸehir. Arkadaşım olduÄŸu için kendimi evde gibi hissettim. Åžehrin kozmopolit hayatı çok hoÅŸuma gitti. Tanıdıklarım sayesinde çok hoÅŸ evlere girme ÅŸansım oldu. Hollywood filmlerine benziyor biraz hayatları. Ya da bir Ä°ngiliz aristokratı Hindistan’da nasıl yaÅŸarsa öyle yaşıyorlar. n Hint düğünleri nasıl, bizimkilerden farklı mı?- Çok çok hoÅŸtu. Üç gün üç gece süren bir Sih düğünüydü. Sihler, saçlarını sakallarını kesmiyor, baÅŸlarına renkli kumaÅŸtan sarık baÄŸlıyorlar. Birçok ritüelleri vardı. Önce Sih tapınağında dini nikah kıyıldı, sonra da iki büyük yemek oldu, kadınlar ve erkekler için ayrı organizasyonlar yapıldı. Son geceki yemek, bizdeki düğün yemekleri gibiydi. Herkesin en şık kıyafetleriyle geldiÄŸi, son derece ÅŸatafatlı bir akÅŸamdı.MOÄžOL BAHÇELERÄ° ÇOK ETKÄ°LEYÄ°CÄ°Gitmeden önce kafanızda canlandırdığınızla gördüğünüz Hindistan arasında fark var mıydı?- Çok korkuttular beni, yalnız gitmemin çok yanlış olacağını söyleyip durdular. Hastalanırsın dediler, pislik diz boyu dediler... dediler de dediler. Türk milletinin bu havalarını hiç anlamıyorum; biz Türk’üz, dünyanın en steril ülkesinde yaÅŸamıyoruz. Buradan çıkıp da oraya pis demek çok snop geliyor bana. Ä°stanbul’un bir sürü semtine gidin, Hindistan’ın on katı pis. Sonuçta, oradaki ne pislik, ne de insanlar rahatsız etti beni. Ãœstelik büyük bir zenginlik gördüm, insanların içinin zenginliÄŸi bile yeter. Çok paraları yok belki ama yüzleri gülüyor, mutlular. En alelade köylünün üzerinde bile rengarenk bir sari var, yaÅŸama baÄŸlılar. n Delhi’de nereleri görmeyi önerirsiniz?- Cami Mescit çok etkileyici. Ama esas beÄŸendiÄŸim Hümayun’un Türbesi ve bahçesi oldu. Bu türbe, Tac Mahal’in ön çalışması olarak kabul ediliyor. Delhi’ye tekrar gitsem ve sadece iki saatim olsa, burayı görmek isterdim. Binanın mimarisi, bahçeleri, jali dedikleri taÅŸ oyması kafeslerin hepsini tekrar görmek isterim. Jali, cahar kelimesinden geliyor, dört demek. Bu da Ä°slam ve MoÄŸol sanatında görülen dörtlü simetrinin adı. Buradaki jali’lerin, yerdeki mermer desenlerin eÅŸi yok. Ä°ran bahçelerine de ‘cahar bağ’ denir, dört bahçe demektir. Sulama sistemleri buna göre yapılmıştır, çok iyi düşünülmüştür. Hindistan’a gidip, sadece MoÄŸol bahçelerini gezenleri biliyorum.ÇADIR ODADA SABAHA KADAR MAYMUN KORKUSUDelhi dışında nerelere gittiniz?- Ä°lk olarak Agra ve Tac Mahal’e gittim. Agra’nın dışında Fateh Pur Sikhri isimli eski MoÄŸol sultanlarının ÅŸehrini gördüm. Fateh Pur Sikhri’de Türk Sultan Köşkü diye bir bölüm var, hükümdarlardan birinin eÅŸi Türk’müş. Yollarda çok güzel manzaralar gördüm; tavus kuÅŸu sürüleri, filler-develer, köylerde rengarenk giyimli insanlar... Tac Mahal’den çok etkilendim, çünkü çocukluÄŸumdan beri merak ediyordum. Yanına gittiÄŸimde, büyüklüğünü idrak ettim. Åžah Cihan’ın yaptırdığı ve daha sonra oÄŸlu tarafından hapsedildiÄŸi Agra Fort’u (Agra Kalesi) gördüm. Sanırım, Hindistan seyahatimin doruk noktası bu saraydı. Çünkü benim sevdiÄŸim bir tip saray bu, Ä°slam tipi yani. n Jaipur nasıldı? - Jaipur deyince, ilk olarak filler üzerinde çıkılan Amber Fort geliyor aklıma. Bunun dışında Jantar Mantar Rasathanesi muhteÅŸem. O senelerde nasıl böyle ileri olabilmiÅŸler? O zaman bu yapıldıysa, ÅŸimdi baÅŸka bir ÅŸey yapıyor olmamız lazım gibi geldi bana. Jaipur’un sokak sokak ve lonca usulü ayrılmış çarşıları çok hoÅŸtu. Terlikçiler, kumaşçılar...n MeÅŸhur bir mücevherci var Jaipur’da, gittiniz mi?- Evet, Gem Palace’a da gittim. Mücevherden çok anlamam ama orada gördüğüm mücevher herhalde az yerde vardır. Her biri sanat eseri, ne kadar deÄŸerli taÅŸlar kullandıkları önemli deÄŸil. Bir de taşı snobe ediyorlar.n Ne demek bu?- Batı’da bir tek taÅŸ üzerinde döner bazen tasarım. Tırnakların üzerine şöyle konmuÅŸ, yanına böyle bir ÅŸey yapılmış, üzerine bir spot koymazlar... Bunlarda da öyle bir bolluk var ki en deÄŸerli taÅŸları mücevherlerin üzerine saçmışlar sanki. Bazen birini yampiri koymuÅŸ, deÄŸerine önem vermeden onlarcasını yan yana leblebi gibi doldurmuÅŸlar. Çok cool geldi bu tarz bana. ÖzenilmiÅŸ deÄŸil ama çok şıklar. n Son durak Varanasi miydi?- Evet. Otelden sabah 05.00 gibi çıkıyorsunuz, kayığa karanlıkta binip, nehirde günün doÄŸmasını izliyorsunuz. Beni biraz korkutmuÅŸlardı, o yüzden günüm tedirgin baÅŸladı ama devamı çok etkileyiciydi. Korkacak bir ÅŸey yok ki... ölüleri yakıyorlar ama o korkunç deÄŸil, kutsal ve mistik bir görüntü. Maymunlardan daha çok tedirgin oldum doÄŸrusu.n Hangi maymunlardan?- Udaipur’da ÅŸehrin bir saat dışında Devi Garh Otel’de kaldım. Burası bir 18. yüzyıl sarayı. MuhteÅŸem bir çaÄŸdaÅŸ uygulama ve dekorasyon yapılmış. Dünya otel literatüründe de çok önemli bir yeri var. Hem ana binada odaları var, hem de aÅŸağıdaki bahçelerin birinde çadırları. Çadırlar banyolu, klimalı. Bir gece çadırda kalıp binaya geçtim. Çadır odada sabaha kadar uyuyamadım çünkü dışarıda dolaÅŸan maymunlardan çok huzursuz oldum. Hırsızlık yapıyorlar, yemekleri yiyorlar, ısırıyorlar falan. Sabaha kadar tetikte bekledim maymun gelecek diye. DÖRTLÃœ SÄ°METRÄ° FARKIBütün gördüklerinizden sonra en çok aklınızda kalanlar neler?- Beni en çok etkileyen; Hinduizmin yarattığı kültürden çok, Ä°slam dininden gelen hükümdarların öncülük ettiÄŸi sanat oldu. Belki de ben Ä°slam sanatı formasyonundan geldiÄŸim için öyle hissettim. Sanatta asimetri, sevdiÄŸim bir ÅŸey deÄŸildir. Ä°kili, hatta dörtlü simetriyi severim. Nedir dörtlü simetri?- Bir mendili ikiye katlayıp, iki tarafına desen çalışabilirsiniz. Bir de, onu dörde katladığınızı düşünün; varacağınız yeri bilerek, milim milim çalışmanız gerekir. Dörtlü simetride daha görkemli eserler çıkar ortaya. MoÄŸol eserlerinde bunu gördüm. Mimarisi, bahçeleri çok ihtiÅŸamlı. Hindu sanatı daha naif, doÄŸa üzerine kurulu.Hint ve Ä°slam sanatı arasında ne farklılıklar gördünüz?- Ben imparatorluk sanatlarını, saray eserlerini, kumaÅŸları seviyorum. Etnik ve folklorik sanatı da çok beÄŸeniyorum ama tercih etmiyorum. Bizimkine benzerlikler de var aslında. Yüzyıllarca öncenin kumaÅŸ desenlerini Hindistan’da görebiliyorsunuz. Zamanında oradan Osmanlı’ya çok kumaÅŸ gelmiÅŸ, ‘bulunmaz Hint kumaşı’ dilimize de girmiÅŸ zaten.seyahatte ne okuyorGitmeden önce ilgili kitaplar; seyahatte de oradaki kiÅŸilerin biyografilerini okuyor.ne dinliyorYanında müzik taşımıyor. Yerel müzikleri dinliyor.ne yiyor, ne içiyorSokaktan bir ÅŸey almıyor ama tüm yemekleri deniyor. YemeÄŸi, bir kültürü tanımanın yollarından biri olarak görüyor.ne giyiyorTurist gibi görünmekten veya kendini seyyah kılığına sokmaktan hiç hoÅŸlanmıyor. GittiÄŸi yerin hava koÅŸullarına göre günlük kıyafetlerini giyiyor, yerel kıyafetleri günlük kıyafetlerine adapte etmekten de hoÅŸlanıyor. O da bavulu ağır olanlardan.neyle seyahat ediyorUçakla. ‘Çabuk gidelim, orada daha çok vakit geçirelim’ diyor.nerede kalıyorTarihi özelliÄŸi olan otellerde kalmayı seviyor. GittiÄŸi yerde arkadaÅŸları varsa, onların evinde kalıyor.kimle seyahat ediyorBirlikte seyahat ettiÄŸi kiÅŸiden çok, gidilen yerdeki arkadaÅŸları önemli. ‘Bir yere ille de biriyle gitmek mecburiyetinde deÄŸilim, tek başıma da çok seyahat ederim’ diyor.çantasının olmazsa olmazlarıYaz-kış ÅŸal veya atkı gibi bir ÅŸey; birkaç tane kitap, fotoÄŸraf makinesi, kiÅŸisel bakım ürünleriÂ
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!