Bu konser için kampa girdim

Muazzez Hanım, uzun bir aradan sonra canlı performansla İstanbul’daki hayranlarınızın karşısına çıkacaksınız. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

- Evet, Bostancı Gösteri Merkezi’nde en son yedi yıl önce sahneye çıkmıştım. Bunca zamandan sonra o adreste Türk sanat müziği severlerle buluşacağım için gerçekten heyecanlıyım. Konser repertuvarını oluşturmam bile uzun zamanımı aldı, çok titiz davrandım. Bugüne kadar yorumladığım nostaljik parçaların yanı sıra hiç okumadığım eserlere de yer verdim repertuvarda.

Hazırlıklar ne durumda?   �

- Son sürat devam ediyor. Bu konser için çok özel bir sahne tasarımı yapılıyor. ızlemeye gelenlere unutamayacakları bir gece yaşatmak için elimizden geleni yapıyoruz.

Özel sahne tasarımı yapılıyorsa, özel kostümler de vardır mutlaka...
�
- Elbette. Sahneye Canan Yaka imzalı üç ayrı kıyafetle çıkacağım.

BÜTÜN DÜNYAYLA İLİŞKİMİ KESTİM �

Peki sürprizler var mı? Mesela konuk sanatçılar?

- Sürprizler var tabii ama sahneye çıkacak isimleri son ana açıklamayacağım ki sürprizi kaçmasın. şu kadarını söyleyeyim, konserin son bölümünde Anadolu’nun çeşitli yörelerinden türküler okuyacağım ve o bölümde bana çok değerli hocalar eşlik edecek.

Bu konser için özel bir hazırlık süreci geçirdiniz mi?

- Hem de ne hazırlık... Neredeyse kendimi kampa aldığımı söyleyebilirim. Bütün dünyayla ilişkimi kestim. Uzun zamandır günlerim provalarla ve repertuvar çalışmalarıyla geçiyor.

SANAT MÜZİZİĞİ OKUMAK İNSANLARA ZOR GELİYOR

Siz yıllarca eski şarkıları okudunuz, ama son albümünüz “Mozaik”te yeni eserlere yer verdiniz. Ne dersiniz, artık sanat müziği dalında yeni eser çıkarmak çok mu zor?

- Yalnız Türk sanat müziğinde yaşanmıyor ki o sorun. Tüm dünyada yeni beste konusunda sıkıntı var zaten... Sürekli best of’ların yapılmasının nedeni de eski parçaların lezzetinin bir türlü yakalanamaması. Müzik adına sıkıntılı bir dönemden geçildiğini rahatlıkla söyleyebilirim.

Ama sanat müziğinin durumu biraz daha farklı gibi... ıcracı sayısı da günden güne azalıyor çünkü...

- Türk müziğini herkes söyler; asıl mesele usulüne, adabına, kalıbına göre okumaktır. Türk müziği okumak öyle kolay bir iş değil. Dolayısıyla da insanlar bu zor branşa girmeyi tercih etmiyor.

POP ŞARKISI SÖYLEDİM AMA TARZIM DEĞİŞMEDİ

Peki siz neden son albümde sadece Türk sanat müziği okumadınız, iki de pop şarkısına yer verdiniz?

- Ben birçok yeni şarkı dinledim. Türk müziğine uygun, içime sinen parçaları da hemen albüme koydum. Aslında tarzımda değişen bir şey yok. Evet, albümümde iki pop eser okudum; “Rüzgar” ve “Aşkım Aşkım”... Dediğiniz gibi bunlar pop şarkısı ama onları da kendi tarzımda yorumladım ben. Her ikisi de günümüz sound’una ve Türk müziğine uygun şekilde yeniden aranje edildi. Dolayısıyla tarzımın dışına çıkmam gibi bir durum söz konusu değil.

Konuşurken her yeniliğe açık gibi görünüyorsunuz ama konu müzik olduğunda sınırların dışına çıkmıyorsunuz.

- Bu zamana kadar yapmamış olmam, bundan sonra da yapmayacağım anlamına gelmiyor ki ama...

BENİM SİNGLEB ÇIKARMAM AYIP OLUR

Bir gün bambaşka bir müzik türüyle karşımıza çıkabilir misiniz?

- Elbette... Cazı da çok seviyorum, halk müziğini de, popu da... Kendi branşım Türk sanat müziği ama ben genel anlamda müziği seven biriyim. Yani bir gün beni caz parçası okurken görürseniz şaşırmayın. ımkansız bir şey değil bu çünkü...

Son olarak bir şey sormak istiyorum; müzik piyasasındaki kriz nedeniyle artık herkes single çıkarmayı tercih ediyor. Siz neden 14 şarkılık bir albüm yapmayı tercih ettiniz? Single maddi anlamda daha risksiz olmaz mıydı?

- 2,5 yıl ara vermişim. Bu kada zamandan sonra üç-beş şarkı ile çıksam ayıp olurdu, bunu kendime yakıştıramazdım.