Az aşk çok iş

Güncelleme Tarihi:

Az aşk çok iş
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 08, 2009 01:00

Ünlü piyanist Fazıl Say, Hello! dergisine verdiği röportajda çok ilişki yaşadığını, ancak bunların çok azında aşkı bulduğunu söyledi: “Ben çok sık aşık olmam. Ömrüm boyunca üç, dört kez olmuşumdur ama ilişkilerim çok oldu.”

Haberin Devamı

“Yalnızlık Kederi”, etkili bir kitap olmuş. Çıkış noktanız neydi?
- Ben yazar değilim, müzisyenim, yazarlık iddiam yok. Klasik müzik Türkiye’de çok küçük bir kitleye hitap ediyor. Ben de klasik müziği bilmeyenlere yol gösterecek bazı unsurlar sunmak istedim. 1998’de çıkan “Uçak Notları” kitabımdan en iyi bulduğum 45 sayfayı da bu kitaba ekledim.

Yalnızlık çekiyor musunuz?

- Türkiye’de batı müziği yapan bir sanatçının çekeceği yalnızlıklar, hayatıma derin bir şekilde yansıyor. Çocukluğumuzda, kendi mutlu çevremizde, konservatuvarda, tamamen halktan kopukmuşuz aslında. Ben 20-25 yaşlarındayken bu durumun iyice farkına vardığımda halkla yakınlaşma projeleri üretmeye başladım.

Türkiye’de dinlenen müzik hakkında neler söyleyeceksiniz?

- Türkiye’de dinlenen müziklerin çoğu ticari ve kalitesi düşük şeyler. Türk halk kendi müziği dışındakileri pek dinlemiyor.

Yalnızlık kederiyle nasıl baş ediyorsunuz?

- En büyük çıkış noktam müziğim.

Bunu yeni bir beste yaparak mı dışa vuruyorsunuz daha çok?

- Her yıl yüzlerce konser veriyorum.
O konserlerde büyük bir dışa vurum var zaten...

Ruhunuzun derinliklerine nasıl yolculuk yapıyorsunuz?

- Onun tüneli müzik. Çok soyut, bir türlü açıklanamıyor. Yetenek nedir, hangi kuytu köşede, hangi kimya ve fiziktir, kimse bilemez. Düşünceyi bile insanoğlu tarif edemiyor. Yaratıcı olmayı orgularken aslında kendimizi çetrefil yollara sokuyoruz ama o çetrefil yollardan çok şey öğreniyoruz.

AKRABALARIYLA YAŞASA BEETHOVEN OLAMAZDI


Kendinize, çevrenize karşı dürüst müsünüzdür?

- Sanatımı yaparken dürüstümdür. Özel yaşamımda da buna özen gösteririm.

Sanatçı yalnız mı olmalı?

- Beethoven’ı düşünün; eniştesi, yengesi, akrabalarıyla bir evde yaşamıyor. Aylarca insan yüzü görmediği bir evde yaşıyor. ılerlemek ve yalnız kalmak, belki de kardeş şeyler...

Piyanonun önüne oturdu-ğunuzda nereye gidiyorsunuz?

- Gidilmesi gereken yere. Öncelikle kendi ruhuma, sonra eserin ruhuna.

Sanatçı egosu içinde ömür boyunca bir yaşamı biriyle paylaşmak mümkün müdür?

- Yedi senelik evliydim, bir de kızım var. Bu konuda asla genelleme yapamayız.

HAYATIMDA YENİ BıR AŞK VAR


Biraz da aşk konuşsak... Siz aşkı hangi yoğunlukta yaşıyorsunuz?
- Çok sık aşık olmam. Ömrüm boyunca üç, dört kez olmuşumdur. Ama ilişkilerim çok oldu.

Hande Ataizi ile olan ilişkiniz pek çok kişiyi şaşırttı, o ikili nasıl bir araya gelmişti?

- Benimki gibi bir hayatı olan her-kes, deneye zaten açıktır. şu kadarını söyleyeyim, pişmanlık duymadım.

Aşk var mı hayatınızda şimdi?

- Evet, var.

Aşk sizi daha da coşturan bir şey mi oluyor?

- Aşkın hayata ve sanat üretimine yansıması çok değişken. Örneğin Goethe, aşık olduğunda sanatını hiç yapamaz, tamamen bloke olurmuş. Bende tamamen bloke olmuşluk yok ama kimi zaman zorluk çekiyorum.

Nasıl bir aşıksınızdır?

- Bilmiyorum. Kendimi yorumlayamam ki..

ESKİDEN FUTBOL OYNUYORDUM


Müzik dışında nasıl dinlenirsiniz?

- Not tutmak bir dinlenmedir benim için. Film seyretmeyi ve futbol izlemeyi çok severim. Fenerbahçeliyim. Oynardım da eskiden. Yüzüncü Yıl eserim de var biliyorsunuz. Müzisyen olarak her yere gittim.

İstanbul’da nerelere gitmeyi seversiniz?
- Boğaz’ı daha çok severim. Her seferinde yeni bir yer daha iyi benim için.

Kaç ülke gezdiniz? Nereleri çok etkiledi sizi?
- 45 ülke oldu. Birçok güzel şehir gördüm. ıtalyan şehirleri, Çekoslovak şehirleri, Viyana, Budapeşte güzeldir. Tokyo enteresandır. Her yerin kendine özgülüğü var. Hiçbirini birbirinden daha üstün tutmamak lazım.

Haberin Devamı

ASLA BİR SİYASİ PARTİYE ÜYE OLMAM

Haberin Devamı

 Biraz da siyaset diyelim... Siyasetle içli dışlı mısınızdır?
- Siyaset, hayatımda hiç olmadı. Her insan gibi, sosyal yaşamla ilgili, yaşadığımız olaylarla ilgili düşünme hakkım var. Bu siyaset yapıyorum demek değildir. “Partiye katılacak mısın?” diye soruyorlar sürekli, asla diyorum. Baykal’a mektup yazmak da siyasete katılmak değildir. Benim daha çok insana müzik yapmamı sağlayacaksa, içinde bulunduğumuz ortamı güzelleştirecekse, mektup yazabilirim. Ama bu siyaset değil

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!