Aslında veteriner olmak istiyordum

Güncelleme Tarihi:

Aslında veteriner olmak istiyordum
Oluşturulma Tarihi: Ekim 21, 2008 00:00

Savaşın en sıcak döneminde umutla nişanlısını bekleyen bir genç kız... Kocası tarafından aldatılıp döndüğü memleketinde baskılara başkaldıran bir anne... Ya da dünyalı Arif’e Aşık olan Goralı Ceku... Oynadığı her rolde biraz daha büyümeye devam eden genç oyuncu Özge Özberk, yükseliş öyküsünü D-Smart dergisine anlattı.

Oyuncu olmadan önce başka bir hayaliniz var mıydı?- Evet, veteriner olmak istiyordum. Çünkü hayvanları çok seviyorum. Annem nasıl bir meslek istediğimi anlamam için beni İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’ne götürdü. Hayvanlar yaralıydı, sakat olanlar vardı. Görünce çok kötü oldum ve bu mesleğin bana göre olmadığını anladım.

n Oyunculuğa başladığınızdan beri daha çok dönem filmlerinde ve dizilerinde görüyoruz sizi. Özel bir ilginiz mi var tarihe?

- Evet, dönem dizilerini ve filmlerini seviyorum. Ama bu tür yapımlarda yer almamın sebebi belki de oyunculuk tarzımdan kaynaklanıyor olabilir. Yani duygusal sahneleri daha gerçekçi canlandırabiliyorum. O rolleri yaşayabiliyorum.

n Rollerinizde birçok dönemi yaşadınız. Elinizde olsaydı hangi dönemde kalmak isterdiniz?

- "Kırık Kanatlar"da 1920’leri, "Çemberimde Gül Oya"da 1980’li yılları yaşadım diyebilirim. Ama ben günümüzde yaşamak isterdim. Çünkü o dönemin ağır şartlarını kaldırabilir miydim bilmiyorum. n Eskiden aşklar daha mı derin yaşanıyordu?

- Biri karşısındakine mendil verdiğinde onun bir anlamı vardı. Şimdi birine mendil versen "Ben bunu ne yapacağım?" diye düşünebilir. Eskiden posta kutusu heyecanı vardı. İnsanların birbirleriyle iletişime geçmek için beklemeleri gerekirdi. Bu yüzden özlemler çok gerçekçiydi. n Bu ay D-Smart Loca Kanalları’nda izleyeceğimiz "120" filmi de büyük bir gişe başarısı elde etti. Bunu neye bağlıyorsunuz?

- "120", gişe sayısı bir milyonu geçen bir film oldu. Bizim tarihimizde bunun gibi yüzlerce kahramanlık hikáyesi var. "120"de bunlardan sadece biri anlatılıyor. Artık derslerde çocuklara bu filmi izlemeleri öneriliyor. Birçok kişinin bilmediği bir olaydı. Şimdiyse tarihimizdeki bu önemli olayı öğrendi herkes.

n İzleyenler gözyaşlarını tutamıyor. Hikáyeyi biraz anlatır mısınız?

- En duygusal yanı filmin gerçekten o 120 çocuğun karlarla boğuştuğu yerde çekilmesi. Erkeklerin hepsi savaşta ve 120 çocuk gönüllü olarak onlara yardım götürüyor. Ve bu çocuklardan 98’i donarak ölüyor. O zamanlar, insanların vatanları için göze alamayacakları hiçbir şey yokmuş.

n Filmde yerel halktan çocuklar da rol aldı mı?

- Evet, çok güzel oynadılar. Karlar üzerinde yapılan çekimlerde gerçekten aralarında donma tehlikesi geçirenler oldu. Sonuçta senaryo çok sağlamdı, ekip de mükemmel bir uyum içindeydi. Yoğun ilgi sayesinde yeniden vizyona girdi zaten.

n Münire karakterinden bahsedebilir misiniz?

- Anadolu’da yaşayan ve nişanlısı cephede savaşan bir kızı oynadım. Evlenme hayalleri kuruyordum. Nişanlım sürekli cephedeydi. Bayramdan bayrama onu görebiliyordum. Sürekli bir bekleyiş içindeydim. Her an ölüm haberi gelebilirdi sonuçta. Ben ise pembe hayaller kuruyordum. Çok duygusal bir roldü.

n Biraz da "Yol Arkadaşım"dan bahsedelim. İlgi nasıl?

- Bu filmde entrika yok, kötü adam yok, "Nasıl bu kadar izleniyor?" diye soruyorlar bana. Sanırım gerçek hayatı anlattığımız için. Şu ana kadar izlenme oranlarımız hep üstlerde.

DİZİ TEMPOSU ANNE OLMAMI ENGELLİYOR

n Bir senelik evlisiniz. Ayvalık’taki çekimler eşinizle görüşmenizi engellemiyor mu?

- Maalesef eşimle çok az görüşebiliyoruz. Mesela sabaha karşı İstanbul’a geldim. Şimdi sizinle görüşüyoruz. Akşam eşimi görebileceğim ve sonra da tekrar Ayvalık’a döneceğim.

n Bu yoğunlukta çocuk yapmayı düşünmeye vakit de kalmıyordur.

- Evet, şimdilik çocuk sahibi olmayı düşünmek zor. Ama anne olmak istiyorum. Diziler bitince bunu düşüneceğiz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!