Aşk ilişkileri değil, seks ilişkileri var

Güncelleme Tarihi:

Aşk ilişkileri değil, seks ilişkileri var
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 28, 2010 00:00

Nilgün Belgün, şişli’deki evinin kapılarını Hafta Sonu dergisine açtı. Ali Poyrazoğlu ile “ıyi Günde, Kötü Günde” adlı oyunda kadın-erkek ilişkilerini tiyatro sahnesine taşıyan Belgün, günümüz ilişkilerini yorumladı: “Ben bir gecelik ilişkiye aşk demiyorum. O ilişkilere aşk değil, seks ilişkisi diyelim.”

Haberin Devamı

Önce tiyatro oyununuzdan başlayalım. Ali Poyrazoğlu ile birlikte “ıyi Günde, Kötü Günde” adlı oyun perdelerini açmaya devam ediyor. Nasıl gidiyor oyun?

- Son derece başarılı.          

Oyun kadın-erkek ilişkisinin bin bir türlü halini tiyatro sahnesine taşıyor. Bu çok ciddi ve önemli bir konu, sizce de öyle değil mi?  

- Kesinlikle öyle. Bütün dünya, kadın-erkek ilişkisi üzerine kurulu. Ne kadar başarılı olursan ol, aşk olmazsa bir boşluktasın demektir. Mutlaka karşı cinsten birini sevmelisin. Zaten başarıyı da özel ilişki tetikler.

Günümüz kadın-erkek ilişkilerinde en önemli sorun size göre nedir?

- En önemli sorun, güven. Bir de ilişkilere emek verilmiyor, sevgiye aşka özen gösterilmiyor, ki bu çok önemli. Ben bir gecelik ilişkiye aşk demiyorum bu arada.

Ama kabul etsek de etmesek de günümüzde bir ya da birkaç gecelik ilişkilere de aşk deniliyor...

- O ilişkilere aşk değil, seks ilişkisi diyelim.

KADINLAR ÇOK KOLAYLAŞTI

Aşkın içinde seks yok mu?


- Elbette aşkın içinde seks var ama günübirlik aşk olmaz ki. Ayrıca aşkla yapılan seksin üzerine de yoktur hayatta (gülüyor). Ancak kolay elde edilen hiçbir şey cazip değildir. Kadınlar günümüzde çok kolaylaştı. Eskiden böyle değildi. Bir kıza önce çıkma teklif edilirdi, sonra bir pastanede buluşulurdu. Hele öptün mü, büyük olay olurdu, evlenme teklif edilirdi. şimdi tanışır tanışmaz, doğru yatak!

“İyi Günde, Kötü Günde” oyununda birlikte rol aldığınız Ali Poyrazoğlu’la çok eski dostsunuz aynı zamanda. Nasıl bir ilişkiniz var?

- 21 yaşından beri tanırım Ali’yi. Usta-çıraktık, şimdi herkes iki usta olduğumuzu söylüyor. Ali Poyrazoğlu, Müjdat Gezen, Haldun Dormen, Metin Akpınar, Zeki Alaysa ve Metin Serezli onların sayesinde buralara geldim.

Sizin yeteneğinizi de göz ardı etmemek gerekir...

- Sadece yetenekle olmuyor, çalışmak ve kendini yenilemek de gerekiyor. Buna en iyi örnek Kenan ımirzalıoğlu’dur. Neydi bu çocuk, bir manken. Yarışma sonunda adını duyurdu, sonra oyunculuğa soyundu. şu anda çok iyi bir oyuncu oldu. şimdi ben baktığım zaman Kenan’ın yakışıklılığını değil, oyunculuğunu görüyorum önce.

Oyunculuğunun yanı sıra kitap da yazıyorsunuz. “Aşk ve Komedi” adlı kitabınız raflarda yerini aldı. Bu kitap 2003 yılında çıkan “ıçimdeki Kadın” kitabının eklemeler yapılarak yeniden basılmış hali değil mi?

- Evet, “ıçimdeki Kadın” dokuz bin sattı ve ardından bitirdik. Ancak kitabı okumayan o kadar çok kişi vardı ki. Bu nedenle biraz daha eklemeler yaparak, 2003’ten günümüze yaşanmış olayları da içine katarak “Aşk ve Komedi”yi çıkardık.

KADIN ÖLDÜRMEZ, SÜRÜNDÜRÜR

İlk kitabınızın adı “İçimdeki Kadın”. Peki, Nilgün Belgün’ün içindeki kadın, nasıl bir kadın?


- Benim içimde bir kadın yok, çok kadın var. Ayrıca kadınların içinde çok kadınlar vardır, erkek gibi değildir. Sizlerin çözemediğiniz nokta da bu zaten. Bazen diyorsunuz ya “şu kadınları anlamak mümkün değil” diye. Anlayamazsınız zaten, çünkü o tek kadın değil ki (gülüyor). O kadının içinde yüzlerce kadın var.

Kadının doğurganlığından gelen bir şey olmalı bu...

- Elbette. Ayrıca kadın, erkeğe göre daha kıvrak bir zekaya sahip. şunu da çok açık söyleyebilirim, bir erkek ne kadar yaptığı çapkınlık yaparsa günün birinde mutlaka yakalanır. Ama kadın, eğer kocasını aldatıyorsa, asla yakalanmaz. Kadın, çok ince işler olayı ve kimsenin ruhu duymaz. Tarihe bakın, entrikaları hep kadınlar yapmıştır. Erkeğin yaptığı tek şey, vurup öldürmek, o kadar. Ancak kadın öldürmüyor, süründürüyor (gülüyor).

ÜNLÜ BİR ÇİFTE ÇÖPÇATANLIK YAPTIM

“Tanıştırdığım ünlü bir genç çift, çok büyük bir aşk yaşadı” demişsiniz. Kim bunlar?


- Mustafa Altıoklar’ın yeğeni Sarp (Altıoklar) ve Begüm Birgören. Birbirlerini çok beğeniyorlarmış ama birbirlerine söyleyemiyorlarmış. Ben gittim, onu ona söyledim, onu ötekine söyledim, yemeğe çıktılar. şimdi nikâh yakın. Tabii onlarınki çok ciddi bir beğeniydi ve ben de yardım ettim.

Herkese mutluluk dağıtıyorsunuz, peki siz mutlu musunuz?

- Kendimle mutluyum. ılişkiler de yaşıyorum, bazen mutsuz oluyorum. Ama işime olan aşkım hep var ve bu aşk beni zaten mutlu ediyor. Bu arada sığ insanlarla asla görüşmüyorum. Melek olup da herkesi sevmiyorum. Asla melek değilim. Benim de içimde şeytanlıklar var, çünkü kadınım.

Yaşınıza rağmen bu kadar güzel ve dinç kalabilmenizin formülü nedir? Estetik var mı?

- Mesleğime saygı duyuyorum ama estetiğe takılı değilim. Her zaman bakımlıyım. Kendime dikkat ediyorum çünkü bu mesleği daha uzun süre yapmak istiyorum. Bakım olayına gelince, genetik olarak iyi bir cilde sahibim. Ama yine de bakımını aksatmıyorum.

Haberin Devamı

OYUNCULAR YORULUYORSA, SET İŞÇİLERİ ÖLÜYOR

“Akasya Durağı” dizisinde Eleni rolüyle izleyici karşısına geçiyorsunuz. Genelde dizi setlerindeki çalışmaların çok yorucu olduğu söyleniyor, bu durum sizi de etkiliyor mu?

- Ben bugüne kadar iki gün, iki gece bile çalışsam “Yoruldum, bittim” demiyorum. Çünkü set işçileri o kadar yoruluyor ki, inanılmaz.
Onların yanında “Yoruldum” demeye utanıyorum. Ben bir gün bile şikayet etmedim. şayet oyuncular yoruluyorsa, set işçileri de ölüyor.

Size göre bu nereye kadar böyle gidecek?

- İnsanlar ekmek parası derdinde. Set işçisi ev geçindiriyor, az parayla çalışıyor. Dilerim diziler devam eder de, onlar işsiz kalmaz. Ama bu sistemi acımasız buluyorum doğrusu.

Haberin Devamı

UMARIM TORUNUM DERİN MERMERCİ GİBİ OLUR

Küçük kızınızdan olan iki yaşındaki torununuz galiba sizin için dünyanın merkezi şu anda. Öyle değil mi?


- Yeni doğduğunda henüz iletişim kurmadığımız için bu kadar sevgi yoktu. şimdi konuşuyoruz ve çılgın şekilde özlüyorum onu. Adı, Derin. Dilerim, sonunda Derin Mermerci gibi olur (gülüyor). Bir eli balda, bir eli yağda yaşar inşallah... Derin benden iki yaşında mikrofon istedi.

İnanılmaz...

- İnanılmaz değil, normal. Çünkü, hâlâ Ayşe Gencer, amca Bora Gencer, dede ılhan Gencer, babaanne Ayten Alpman.. Tabii ki torunum mikrofon isteyecek benden! ınşallah müzisyen olur, o aile gibi.,

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!