Alternatif azlığından seçilmiş olabilirim

Güncelleme Tarihi:

Alternatif azlığından seçilmiş olabilirim
Oluşturulma Tarihi: Aralık 04, 2000 00:00

Haberin Devamı

Yıllardır ailece toplanıp komedi programlarını ilgiyle izlediğimiz Demet Akbağ, son zamanlarda Yılmaz Erdoğan'lı tiyatrolarıyla da çok gündemde. Geçtiğimiz yıl evlenip çoluk çocuğa bile karışan Akbağ'la ödül almasının altınada yatan nedenleri, anneliği ve Ali'sinin ona hissettirdiklerini konuştuk...

Doğumdan sonra sizin çok güzelleştiğiniz konuşuluyor. Neden acaba?

Ali'ye hamile kaldıktan sonra o kadar güzel şeyler duymaya ve hissetmeye başladım ki, çok iltifat aldım. Hamilelik ve sonrasında duyduklarım çok güzeldi, herhalde diyorum beni de biraz güzelleştirdi. Anne olmak, sabahları onun kahkahasıyla uyanmak o kadar hoş bir duygu ki, eskiye göre çok daha az uyumama rağmen, hiç de yorgun değilim.

Evlenip bir de çoluk çocuğa karıştınız. Şimdi çekimlere gidip gelmek size daha zor geliyor mu?

Çok zor ayrılıyoruz. Aslında şimdi bana 'anne gitme' diyemiyor, onun için çok da zor değil. Tanıdık bir yüze bakıyor sadece. Hergün görmeye alıştığı, çok yakın olduğunu bildiği bir yüz bu. Ama 'anne gitme, şunu yapalım bunu yapalım' demeye başladığında, nasıl ayrılacağız bilmiyorum.

Annelik dünyanın en çok mesai isteyen işi derler, ne diyorsunuz?

Gerçekten öyle, dün bütün gün onunlaydım. Herkesin haftabaşı en yoğun olduğu gün, bizim boş günümüz. Normalde tatil günü. Ama inanılmaz dolu bir gün oldu. Ali'yle oyuncak bebek gibi oynuyorum evde. Devamlı olarak üzerini değiştiriyorum. Kenarından azıcık leke olsa, hemen bütün kıyafetini çıkarıyorum ve yeni bir tane giydiriyorum. Alınan o kadar giysi küçülmesin istiyorum. Çıplak gezmeyi de çok seviyor, uzun saatler süren banyo keyfimiz var. Bayağı vakit alıyor çocuk. İkizi, üçüzü olanları düşünemiyorum bile. Allah annelere kolaylık versin.

Her akşam çekimler bitip de eve geldiğinizde ilk yaptığınız şey nedir?

İlk yaptığım, daha ceketimi bile çıkarmadan odasına gitmek oluyor. Genelde uyuyor oluyor, belki odadaki nefes değişikliğini hissediyor ve kıpırdanıyor. Ama uyandırmaya kıyamıyorum ben. Sabaha kadar uyanıyor, uyuyor, biz onu uyutuyoruz, üstünü değiştiriyoruz. Oyuncak bebek gibi oynuyoruz işte...

Son zamanlarda sanat dünyasından birçok kişi hayatını kaybetti. Son olarak da sizin ekibinizden Gürdal Tosun. Bir Demet Tiyatro'nun çekimleri nasıl etkilendi?

Hiç istemezdik ama ekip olarak ardarda bu acıları yaşamaya alıştık artık. Bunu tabii ki saklayamazsınız. Bir de güldürü dizisi yapıyoruz. Önce Aydın Abi'yi kaybettik, ardından da Gürdal'ı kaybedince, kendimize göre sınırlı bir anma programı yaptık. Biz özel hayatımızda da dosttuk. O yüzden bunu aile içinde çözmeye karar verdik. Eğer dışarıya çok yansıtsaydık, çok da inandırıcı olmayacaktı. İnsanlar yanlış anlayacaklardı. Bizim acımız ucuzlatılacak bir acı değildi. Üzerinde konuşulacak gibi değildi. Biz biliyoruz çektiklerimizi. Kimse uzun uzadıya düşünmüyor. Gürdal'ı bu kadar genç yaşta kaybetmek inanılır gibi değil. Sanki her an geliverecekmiş gibi hissediyoruz hepimiz...

Halkın seçtiği oylarla kendi dalınızda ‘‘en iyi’’ seçilmek size ne hissettiriyor? Bunu bekliyor muydunuz?

Tabii ki halkın oylarıyla seçiliyorsanız, bu hoş birşey. Bilemiyorum, halk ne kadar yoğun bir ilgi gösterir. Bayağı bir talep var sanırım. 28 yıldır veriliyor bu ödüller. Televizyonlar yokken çok daha önemliydi bu ödül. Benim çevremde, eskiden bu kuponları kesip gönderen yakınlarım bile vardı.

Ben bir çizgi roman kahramanıyım

Yıllardır kadın komedi oyuncusu olarak Oya Başar'la sizin aranızda bir çekişme vardır. Bu sizi özel hayatınızda da etkiliyor mu?

Bu benim dördüncü ödülüm. Ama pek de fazla alternatif olmadığını sanıyorum. Bu kategoride kendimi bir çizgi film kahramanı gibi hissediyorum aslında. Ben ödülü alıyorum ama kimsenin beni gördüğü yok ortada. Adı bilinen ama görünmeyen bir kahraman gibiyim sanki...

Alternatif azlığı sizi teşvik ediyor mu, yoksa şevkinizi mi kırıyor?

Vicdanınız rahatsa ve bu ödülü tamamen temiz bir kalple alıyorsanız, bu iş tamamdır. Hakettiğime inanıyorum ama dediğim gibi, alternatif azlığından sebep büyük bir mücadele yok ortada. Tabii o zaman da, çok fazla teşvik edici bir durum söz konusu olmuyor...

Bundan böyle yapacağınız projeler çocuğunuza göre mi ayarlanacak? Gideceğiniz yerler ve çekim saatleri gibi ayrıntılar yani?

Turneleri belki ayarlayabiliriz. Ama o zamana kadar, Ali artık daha seyahat edebilir hale gelecek. Tabii İzmir filan gibi yerleşik, yani 15 günlük turneler olursa, rahat rahat götürebiliriz. İzmir'de babaannesi var. Ankara'da benim akrabalarım var. Eğer günübirlik turneler olursa, tabii götüremem. Onun için de, burada bırakırım. Buna ben üzülüyorum ama anneannesi ve teyzesi çok seviniyorlar.

En iyi komedi oyuncusu seçildiniz. Peki sizi en çok güldüren şey nedir hayatta?

Ben en çok doğal olan şeylere gülüyorum. İstemeden yapılan komikliklere gülüyorum. Ama profesyonel anlamda önce bize gülüyorum. Ben bu sette çok eğleniyorum. Bizim kahkahalarımız öncesinden başlıyor. Yılmaz beni arıyor, gecenin bir saati ve kahkahalar atıyoruz. Hayatımda ilk defa, kendi yaptığım bir işe dışarıdan bakıp gülebiliyorum. Kendi oynamadığım sahnelerde bile eskiden kalır, seyrederdim. Şimdi Ali'ye, eve gidiyorum. Ama bakmak bile beni eğlendiriyor. Tabii sevdiğim başka tarzda diziler var ama oturup da haydi komedi dizisi izleyelim de gülelim, denecek bir alternatif yok ortada...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!