Tiyatro oyuncusu Şahnaz Çakıralp’ten bahsediyorum.
Bir arkadaşımın evinde, bir
yemek vesilesiyle, bir iki saat bir araya gelmiştik, o kadar tanırım. Medeni, zeki bir kadın. Eğitimini, kültürünü bilmem. Ama CHP adaylarının pek çoğundan kat be kat olduğu muhakkak.
İki yıllık CHP’liymiş, geçen hafta yapılan Bilmem kaçıncı “Olağan hale gelmiş olağanüstü” Kongre’de 658 delegenin oyunu alarak, Parti Meclisi’ne ikinci sırada girmiş.
Yanlış anlamayın, Şahnaz Çakıralp’ın seçilmesine, ikinci gelmesine, şahsına bir itirazım yok.
Keşke genç, eğitimli, başarılı insanlar hele hele kadınlar siyasette aktif rol alsa.
Ama, 80 küsur yıllık “Devlet Partisi” CHP’nin delegeleri, o kadar gergin bir kongrenin ardından, Parti Meclisi’ne aday olanların hiç birini beğenmiyor, desteklemiyor, kendilerini parti yönetiminde temsil etmek, CHP’yi yönetmek üzere, hiçbir siyasi tecrübesi ve geçmişi olmayan genç bir tiyatrocuya güveniyorlarsa...
CHP gerçekten bitmiş demektir!
Nedense, 1980 Cumhurbaşkanlığı
seçim turları sırasında Ajda Pekkan’a verilen oylar geldi aklıma. Hani Evren ve takımının 12 Eylül darbesine gerekçe yaptıkları rezalet...
İçinizde yürekten CHP’li olanlar var, biliyorum. Ama CHP, Türkiye’de adam gibi bir sosyal-demokrat partinin varlığı önündeki en büyük engel haline geldi. Seçilemiyor, seçtirmiyor, iktidara gelemiyor, başka sol partilerin güneş ışığı almasını engelliyor, başına gelen gitmiyor (sadece Baykal değil, birbirleriyle bir ittifak bir sidik yarışı halinde, hepsi birbirinden hizipçi 10-12 kişilik bir “sosyal-demokrat çete’, bitmez tükenmek bilmez, yenilgiye doymaz, arsız bir takım, kurtulamıyoruz bir türlü), aşağıdan gençler yetişmiyor, CHP ile birlikte sosyal-demokrasi de ölüyor...
Bir Mustafa Sarıgül bile CHP başkanlığına oynayabiliyor.
Ölmüyor CHP, ölse kendi de kurtulacak, biz de; kangren oluyor, bütün siyasi bünyeyi çürütüyor. Delege de bu çirkinlikten, bu kısırdöngüden bezmiş, bari oyumu genç, güzel bir kadına vereyim diyor...