60’ların kadını olmak isterdim

Güncelleme Tarihi:

60’ların kadını olmak isterdim
Oluşturulma Tarihi: Aralık 29, 2012 00:00

Tasarım yaptığı dönemler kendini özgür hissediyor. Ama yine de disiplini elden bırakmayı sevmiyor. Seninle dergisine konuşan Eda Taşpınar, “60’larda yaşamayı çok isterdim” dedi.

Haberin Devamı

* Hayatınız koşturmayla geçiyor. Hiç durmuyorsunuz. Maraton koşuyor, sörf ve televizyon programı yapıyor, podyuma çıkıyor, markalara tasarımlar hazırlıyorsunuz. Bu kadar enerjik olmayı nasıl başarıyorsunuz?   

- Çabam her zaman yeni şeyler yaratmak, çevreme-kendime faydalı olacak bir şeyler yapmak. Moda ve tasarım benim için vazgeçilmez. Spor yaptığımda da kendimi çok iyi hissediyorum, herkese de tavsiye ediyorum. Hayatımın hiçbir anını boşa geçirmek istemiyorum. O yüzden yenilikleri denemek, öğrenmek ve tutku duyduğum şeylerin peşinden cesaretle gitmek konusunda her zaman istekliyim.   

* Pek çok kişi Eda Taşpınar’ı tanıyor. Yani artık siz bir markasınız. Genç yaşta markalaşmaya başlamanız hangi noktada, nasıl oldu?

- Bu şekilde düşünmenizden dolayı çok mutlu oldum. Ancak markalaşma sürecinin çok başında olduğumu düşünüyorum, daha gidecek çok yolum var. Sürecin başlangıcı beş sene öncesine dayanıyor; kurumsal şirketlerin yarattığı markalarla aynı süreçlerden geçtim. Araştırmalar, hedef kitle tanımlamaları, algı, konumlandırma çalışmaları uzun bir süreçti. Bunların sonucunda artık şu an yol haritam belli. Ayakları yere sağlam basan plan ve programları yavaş yavaş hayata geçiriyorum. Bekleyin, çok enteresan fikirlerim yakında hayata geçecek!

* Ayakkabı, elbise, mücevher ya da ev eşyası... En çok ne tasarlamayı seviyorsunuz?

- İnsanların taşımaktan mutlu olacakları ürünler tasarlamayı seviyorum. Çünkü bu şekilde ben de mutlu oluyorum ama ayakkabılar vazgeçilmezim.

KENDİMLE BARIŞIK, MUTLU BİR İNSANIM

* Her stilin bir anahtar parçası vardır. Sizinki nedir?

- Aksesuvarlarım ve her zaman farklılık yaratan yüzüklerim...

* Yüzlerce ayakkabınız, bir o kadar kıyafetiniz, takınız, kısacası modaya ait pek çok parçanız var. Bunları nasıl saklıyor, nasıl koruyorsunuz?

- Bu konuda disiplinli bir çalışma sürdüyorum, aynen kütüphanelerde olduğu gibi bir dizin sistemi kullanıyorum. Bu sayede en sevdiğim parçalara ulaşmak ve kombinler yaratmak konusunda çok vakit kaybetmiyorum.

* Bir dönem kadını olmanızı isteseydik hangi yılın, hangi dönemin kadını olurdunuz?

- 1960’lar döneminin kadını olmak isterdim. Bu dönemi, insanların kendini en özgür, vurdumduymaz ve özgün hissettiği dönem olarak düşünüyorum.

* Gelecekte çocuklarınıza bırakacağınız en değerli hazineniz ne olacak?

- Onlar için bırakabileceğim en güzel hazine onlara öğrettiklerim ve deneyimlerimden aktarabildiklerim olur muhtemelen.

* Kendinizi en çok ne zamanlar özgür, ne zamanlar yalnız, ne zamanlar mutlu hissedersiniz?

- En özgür hissettiğim zaman tasarım yaparken geçirdiğim zaman. Genelde pek yalnız hissettiğim olmuyor; kendimle barışık ve mutlu bir insanım. Spor yaptıktan sonra en mutlu anlarımı yaşıyorum.

DOĞADAN İLHAM ALARAK TASARIM YAPIYORUM

* Tasarım demişken... En son Pera Pırlanta’ya özel tasarımlar hazırladınız. Önceden de mücevhere ilginiz var mıydı?

- Hangi kadın mücevhere ilgi duymaz ki! Tabii ki benim de her zaman ilgi alanımdaydı.

* Adınızı taşıyan bu koleksiyon kaç parçadan oluşuyor ve bir hikayesi var mı?

- Koleksiyon yaklaşık 8 adet kolyeden oluşuyor. Balance adını taşıyan bu takılar, hareketi ve enerjiyi temsil ediyor. Aslında biraz da ruhumu takılara yansıtmak istedim. Farklı ve modern olması benim için öncelikti. Tasarım yaparken her zaman doğadan ilham alırım ve tasarımlarıma kendimi yansıtacak bir farklılık katmaya çalışırım. Doğada bir tasarımcıya ilham verecek sonsuz form olduğunu düşünüyorum. Bir yaprağın çizgileri, bir dalganın kıvrımları ya da yağmurun taneleri...

Haberin Devamı

SIKI BACAKLARIN SIRRI AT KILI FIRÇAM

* Cilt bakımını önemser misiniz? Günlük cilt bakım rutinleriniz var mıdır?

- Asla vazgeçmediğim at kılı fırçası ile sabah ve akşam beş dakika bacakları ve kalçamı aşağıdan yukarıya tarıyorum. Bu fırça sayesinde her zaman sıkı bacaklara sahibim. Tabii ki çok güneşlendiğimden daha çok bakım yapıyorum. Bunun için vücudun nemini artıracak özel karışımlar kullanıyorum.

* Çantanızdan eksik etmediğiniz aksesuvarınız hangisidir?

- Güneş gözlüklerimi her zaman yanımda taşıyorum.

* Annenizden ya da anneannenizden güzellik, şıklık ve bakım ile ilgili aldığınız öğütler var mı?

- Her gün kullandığım at kılı fırçası aslında aneaannemin bana hediye ettiği bir keşif ve sıkı bacaklarımın sırrı. Ayrıca cildimi salatalık kabukları ile temizlemek de anneannemin bana başka bir hediyesi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!