Yüzde 51 F.Bahçe

Güncelleme Tarihi:

Yüzde 51 F.Bahçe
Oluşturulma Tarihi: Nisan 20, 2006 00:00

Risk alması gereken takım F.Bahçe. Geçtiğimiz hafta ligde alınan sonuçlar ihtimal hesaplarını G.Saray’a geçirdi. Bu maçtan çıkacak 3 ihtimalin 2’si G.Saray’a yarıyor. Bana göre derbide F.Bahçe yüzde 51 daha şanslı.

MUSTAFA Denizli.. G.Saray Teknik Direktörlüğü dönemlerinde sarı kırmızılı takımla başarılara koştu.. F.Bahçe’nin teknik patronu olduğu dönemlerde şampiyonluğu Kadıköy’e taşıdı. Türk futbolunun bu efsane ismiyle cumartesi günü oynanacak F.Bahçe- G.Saray derbisini konuştuk. Bu büyük maçların atmosferini defalarca yaşadı Mustafa Denizli..
En son 6 Mayıs 2001 tarihinde Kadıköy’de böyle bir final maçına çıktı. F.Bahçe, 64 puanla ikinci sırada, G.Saray 67 puanla lider durumdaydı. Bitime 3 hafta vardı. F.Bahçe, G.Saray’ı Ali Güneş ve Yusuf Şimşek’in golleriyle 2-1 yendi ve liderliğe yükseldi, sezonu da şampiyon olarak tamamladı.

- Önemli bir maça çıkacaklar. Futbolcular ya da teknik adamlar korkuyu yaşarlar mı?

Ben hiç korkmadım

Ben hiç korkmadım, futbolcularım da bu korkuyu hiç yaşamadılar. Tam tersi bu maçlar öncesi her zaman rahattık. Zorluk derecesi yüksek maçlar beni rahatlatır. Ama bu her teknik adam için böyle midir, bilmiyorum.

- Siz Saracoğlu Stadı’nda çok maça çıktınız. Oranın atmosferi rakibi nasıl etkiler?

Oranın nasıl olduğunu bilmem için rakip olarak çıkmam lazım. Ama ev sahibi olarak çıktığınızda duygularınız farklı. İki takımın da zor tarafları yok. İki takımın da golcüleri aynı isimler. Eğer bir takımın sürpriz golcüleri yoksa, o takımın tutulması daha kolaydır. F.Bahçe’ye bakın, frikiklerden, kornerlerden gelen toplarla gol bulan Luciano, Servet gibi isimler sürpriz golcü değil. Oyun içinde golcü yaratabiliyor musun asıl önemli olan bu.

- Ya G.Saray’da durum nasıl?

Orada da Hakan, Necati, Ümit Karan ve çok az katılan İliç. F.Bahçe’de Nobre, Tuncay, Anelka. Alex bile frikik golleriyle ön planda.

- Siz şu anda G.Saray ya da F.Bahçe’nin teknik adamı olsanız neler yapar, nasıl bir oyun planı saptardınız?

Önemli olan futbolcular

İki takımda da teknik adamlık yaptım. Siz ne derseniz deyin, önemli olan futbolcular. Teknik adamlar dünyanın hiçbir yerinde kağıt üstünde maç kaybetmezler. Önemli olan rakip teknik adamın planlarını, oyun şeklini ve kadrosunu bulmak.

- Gerets ya da Daum’dan hangisi bunu yapabilir?

Ne Daum, ne de Gerets birbirini zorda bırakacak oyun şeklini bence ortaya koyamazlar.

- Niye?

Başarılı olamazlarsa, düşüncelerini gerçekleştiremezlerse eleştiriden çekinirler. Bu bakımdan herkesin bildiği, ezberlediği takımla oynarlar. O riski göze almazlar. İki takım da kiminle oynayacağını biliyorlar. Bundan önce 3 kez oynadılar, bu 3 oyunun üçü de aynıydı. ’Vay anası şu sürpriz oldu’ dediğiniz oldu mu hiç? Riski göze alamadılar.

- Peki şöyle soralım o zaman, risk almaya en yakın takım hangisi?

F.Bahçe. Oyunun başında bunu sahaya yansıtırlar mı bilemem. Ama oyun dengede giderken risk alması gereken takım F.Bahçe. Geçtiğimiz hafta ligde alınan sonuçlar ihtimal hesaplarını G.Saray’a geçirdi. Bu maçtan çıkacak 3 ihtimalin 2’si G.Saray’a yarıyor.

- G.Saray 1 puan alırsa ’lig bitti’ diyebilir miyiz?

Biraz iddialı olacak ama ligin bu hafta sona ermesi için G.Saray’a 2 sonuç da yarıyor. Biri bitirir, diğeri bitirir gibi olur. Sadece tek sonuç ligi devam ettirir, F.Bahçe’nin kazanması. Ama futbol bu; F.Bahçe’nin kazanması yeterli olmayabilir. Bakın 1 haftada her şey nasıl değişti.

- O zaman G.Saray beraberlik için oynayacak?

Bu sonuçlardan hareket ederek temkinli oynayacak olan takım G.Saray. Ama G.Saray çok temkinli olursa o sonucu koruyamaz.

- Ya Gerets bir çılgınlık yaparsa?

Tablo tersine döndü

Gerets
o çılgınlığı yapar mı? Bu ligi bu hafta bitiriyoruz düşüncesini takıma aşılar mı? Açıkçası bu soruya ’evet’ yanıtı veremiyorum. Manisa maçından önceki tablo şimdi tam tersine döndü. O maçtan önce F.Bahçe’nin galibiyeti ligi bitiriyordu, şimdi ancak devam ettirmeye yarıyor. G.Saray şu anda lider. Bu şans ellerine bundan önce 3 kez geçti ama ikisinde kullanamadılar. Günlük yaşamda bir değişim vardır, "Çekirge bir sıçrar iki sıçrar" diye.

- Kadıköy’de maça çıkmak G.Saray’ı strese sürükler mi?

Evet ve bu stres maça da yansır. Hiç kimse yansımaz diyemez. Ve G.Saray bunu çok hissediyor. Hatta gereğinden fazla hissediyor. Kupa maçında rahatlardı, ligde o rahatlığı hissedemiyorlar.

- Bu stresle maçı G.Saray’ın kazanması mümkün mü?

G.Saray özellikle evinde oynadığı maçları biraz da şans meleklerinin yardımıyla kazandı dersek yanlış olmaz. Kazandığı her maçı kaybedebilirdi G.Saray. O görüntüyü bu maçta sergilerlerse Kadıköy’deki şansları Kaf Dağı’nın ardında...

- Az önce Kadıköy’de stres yaşayacaklar demiştik? Şimdi G.Saraylı futbolcuların rahatlığından.. Kafam biraz karıştı desem...

Liderlik stresi

Bakın, G.Saraylı futbolcu 3 kez lider olma şansını ele geçirdi. İkisinde başaramadılar. İşte o noktada yani lider olabiliceği haftalarda stres yaşadılar. Rize maçında da bu görüntü vardı.

- Bunu biraz açar mısınız?

Gerets, açık açık söylemedi futbolcularına ama yaptığı değişikliklerle futbolcularına gösterdi ne istediğini. Skoru korumak istiyordu. Necati - Volkan değişikliğinden söz ediyorum. Ama aynı şeyi Daum da yaptı. Tuncay’ı çıkardı, Semih’i oyuna aldı Manisa’da. Ama F.Bahçe’de sürpriz değil.

- Siz her maçı kafanızda oynarsınız. Bu maçı oynadınız mı, kim kazanıyor?

Bu maçı oynamak için taraf olmalıyım. Bu tür maçları teknik adam olarak bir değil, beş değil, tüm ihtimalleri hesaplayarak belki de bin kez oynarsınız.

- Peki o zaman klasik soruyu soralım; yüzde 51 hangi takımın yanında?

Fenerbahçe yüzde 51 şanslı.

Tuncay hiçbir zaman oyundan çıkarılmaz

FENERBAHÇE’de oyundan çıkarılacaklar ve çıkarılmayacaklar diye de bir kategori var. Şartlar ne olursa olsun Aurelio değiştirilmiyor. Ama şartlar ne olursa olsun Tuncay değiştiriliyor. Türkiye’nin en etkin hücum silahıdır Tuncay. Bana sorarsanız beyninin hiçbir hücresinde, "Ben bu oyunu tamamlarım" düşüncesi oluşmadı. Oluşmasına izin verilmedi, kimse bana palavra atmasın.

Evet Alex, Anelka büyük futbolcu bunlar. Ama F.Bahçe’nin en büyük silahı Tuncay’dır. Ama ne yazık ki, oyundan ilk çıkacak isim de Tuncay’dır. Dünyadaki hangi teknik adama sorarsanız sorun, size yenilgiyi kabul etmeyen yapısıyla, mücadelesiyle Tuncay’ı gösterirler. Ama F.Bahçe’de kendine güveni olmayan tek futbolcu da Tuncay’dır. Teknik adam bir futbolcuyla bu kadar oynarsa tribünlerin kafası karışır. Bir değil, iki değil hep Tuncay çıkarıldığına göre...

Sıkıntı G.Saray’ı başarıya taşıdı

ÖZELLİKLE bu sene, teknik, taktik, ekonomik, heyecan, taraftar, gibi birtakım üstünlüklere sahip F.Bahçe. O tabloyu tersine çevirin, sıkıntıyı alın karşı takıma verin bakalım ne olacak?

Bir sezon boyu hep sıkıntılardan söz edildi. Bu sıkıntılar belki de Galatasaray’ın başarısını pekiştiren bir unsur olabilir. Belki birazcık komplo teorisi gibi görünecek ama o sıkıntının başarıda rolü olabilir. Çünkü sıkıntı futbolcuyu rahatlatır.

Başarısızlıkta ortaya koyabileceği çok mazereti vardır. Ama başarırsa kahraman onlardır. Televizyonda yorum yapanlar, eline kalemi alıp yazmaya başlayanlar, sıkıntı içinde yaşadıklarını gördükleri futbolcular için daha yumuşak yorum yapabilirler. Bu da futbolcuyu rahatlatır. Büyük takım stresi yaşamazlar. Ama diğer tarafa bakıyorsunuz, Fenerbahçe’ye.. Para var, pul var, rahatları yerinde.. Bu da hiç gözardı edilmeyecek bir faktördür.

Yukarıdakiler ve aşağıdakiler

KARŞI takımın nasıl hazırlandığı değil, kiminle, nasıl oynayacağı önemlidir. Futbolculara maçı kazanacak oyun yapısının ve futbol tercihinin iyice benimsetilmesi gerekir. Takım zor günlerde teknik adamdan bir şeyler yapmasını bekler. Çok az da olsa oyuncuların yerlerini değiştirmek gibi, hiç hesapta olmayan oyuncuların sahaya sürülmesi gibi...

Böyle bir tercihi iki teknik adam da yapmayacak gibi. Özellikle F.Bahçe için zaman zaman bu zemin oluştu. Şampiyonlar Ligi, derbi maçları gibi.. Ama bu tercih o zaman yapılmadı. Bir takımın oyun şablonu bozulmaz diye kural yoktur, bozulur. Kullanacağınız futbolcuların yeri ve ismi değişebilir. Ama F.Bahçe’de bu görüntü yok.

Fenerbahçe’de iki bölüm futbolcu var: "Oynayanlar ve bekleyenler." Bu ikilik takım için ilerleyen zamanlarda zaafiyet getirir. Biri oynama, diğeri oynamama düşüncesini kafasından çıkarır. Bu da takım içindeki rekabeti ortadan kaldırır. Rekabeti olmayan takımda da pasifize ihtimali yükselir. Bir takımda, "Yukarıdakiler ve aşağıdakiler" olmaz.

Rüştü ile çıkmıyorsan onu göndermelisin

FENERBAHÇE
’de Rüştü moralsiz. Sarı lacivertliler bu maça Volkan’la çıkmalı diyorlar. Eğer Fenerbahçe, cumartesi akşamı oynanacak maça Rüştü ile çıkmıyorsa, o akşam onu Fenerbahçe’den göndersinler.

Türk futbolcusu baskıyla yaşıyor

BU tür maçlar öncesi iki çalışma önem kazanır; mental ve teknik çalışma. Antrenman türünü değiştirirsiniz, farklı sosyal aktivitelerle futbolcunuzu stresten arındırmaya çalışırsınız. Özellikle Türk futbolcusu baskıyı çok yaşıyor. İtalya’da, İngiltere’de bu tür derbiler oynanıyor. Ama orada bu baskı yok. Oysa Türkiye’de sabah, akşam, öğlen yemekte, sokakta derbi konuşuluyor. Sahaya çıkacak o gencecik çocukları düşünün, milyonların izlediği bir maçta, "Ya başaramazsam" baskısını hissetmemeleri mümkün mü?

Yeter ki hakemin babası derbi yönetmiş olmasın!

MAÇIN hakemi futbolcular üzerinde stres yaratır mı? Hakemle ilgili futbolcular değil, ilgisiz merciler stres yaşar. Maçı yönetecek hakemin babası Fenerbahçe-Galatasaray maçını yönetmiş bir isim olmasın yeter! (Yurt dışında böyle şeylerle uğraşmıyorlar) diyor ve gülüyor. Çünkü o zaman 30 yıl geriye dönerler yine, babası da şöyle yapmıştı, böyle yapmıştı diye...

Erken gol telaş yaratmaz

ERKEN atacağı bir gol F.Bahçe’nin hem lehine, hem aleyhine olur. Bu gol, Galatasaray’ı rahatlatabilir. Diyelim ki, 15. dakikada gol attı F.Bahçe. Dakika 80’e geldi. Telaş yaşamaz F.Bahçe. Çünkü buna tribünler izin vermez. Türkiye’de pek çok maçı tribünler yönlendirir. Bu düşünceyle oynanan futbol kimseyi mutlu etmez. Kimse stattan mutlu ayrılmaz. Büyük takımların böyle felsefeleri olmaz. Ama Gerets’in Rize maçında yaptığı buydu.

Takım savunması yapamıyorlar

İKİ takım da kolay gol atıyor ama kolay da gol yiyor. Çok kolay gol atmaları doğal. Ama yemeleri doğal değil. Burada çok önemli bir sorun ortaya çıkıyor; takım savunması. Kolay gol yiyen takımların sadece savunması kötü değildir, takım savunması kötüdür. Son Manisa maçını saymazsak, G.Saray’ın savunması F.Bahçe’ye göre daha fazla zaafiyet içinde. G.Saray yediğinden fazla pozisyon veriyor rakibine. Bol gollü kazandığı maçlara bir bakın, ya Mondi ön planda ya da rakip forvetlerin zaafiyeti.

G.Saray’ın zaafları kaleye yakın yerde

İKİ takımın da olumlu yanları çok. G.Saray’ın takım içindeki zaafları genellikle kalesine yakın yerde. Üstünlüğü ise rakip kaleye yakın yerde. Üstelik çok üstün bir orta sahaya sahip olmamalarına rağmen. Fener’de ise bu tablo, çok olumlu, ya da çok olumsuz düşüncesi yaratmıyor. Ama takım olarak beklenen çizginin üstündeler. Ama tabloya bir de başka açıdan bakarsanız, G.Saray’ın, F.Bahçe’den daha başarılı olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Hasan Şaş’la zorlarlar

GALATASARAY’ın en güçlü bölgesi sağ kanadı. Sarı kırmızılıların kendi sol kanadından hücum etme ihtimali düşük. Hasan Şaş’ın bulunduğu bölgeden Fenerbahçe’yi zorlayabilirler. Ortadan şans bulacağını sanmıyorum Galatasaray’ın.

KIZLARIM BENİM HER ŞEYİM

İran’ın Pas takımını çalıştıran Mustafa Denizli için aile kavramı çok önemli. Kızlarını çok seven Denizli küçük kızı Lal’a sarılarak, "Onlar için her türlü fedakarlığı yaparım" diyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!