Yeni logodan tüketiciye ne?

Güncelleme Tarihi:

Yeni logodan tüketiciye ne
Oluşturulma Tarihi: Aralık 08, 2002 00:00

ARÇELİK'in logosunu değiştirme zamanı geldi de geçiyordu bile. Arçelik gibi yıllanmış köklü markaların logo değişimi kararı vermeleri, verseler bile bunu hayata geçirmeleri o kadar kolay değil, kabul ediyorum. Ne derseniz deyin her logo değişikliği iletişim sonuçlarına yönelik bir risk taşır. Hele Arçelik gibi bu kadar büyük ve yaygınsan iletişim riskinin yanında bir de 'değişim yatırım maliyetini' göze almak zorundasın. Düşünsenize eski logonun olduğu her yer yenilenmek zorunda! Bayi tabelaları, açıkhava, reklamları, araç üstleri... Paraya bakar mısınız? Üstelik bu değişimi sadece bir logo değişimi olarak da görmeyin. Arçelik kurumsal kimliğini değiştiriyor. Faturalar, irsaliyeler, yazışma kağıtları, kartvizitler... Herşey ama herşey değişmek zorunda. Bu değişimin kısa sürede yapılabilmesi için de Arçelik'in kapıdaki bekçisinden, ürünlerini taşıyan kamyon şoförüne, bayisinde telefonlara bakan elemandan, depo görevlilerine kadar herkesi değişime motive etmek (isteklendirmek) zorunda. Bu nedenle Arçelik'in 'robotlu logo tanıtımı' reklam filmlerini görüp de 'Tamam Arçelik logosunu değiştirmiş de bundan tüketiciye ne?' gibi sorular sormayın. Bu filmler sadece tüketiciye yönelik olarak yapılmıyor. Tüketiciler bir malı sadece logosu için almıyorlar ama iyi bir logo markanın imajı yansıtmada çok önemli yer tutuyor. Bugün Arçelik'in yeni logosuna burun kıvırabilirsiniz ama yeni logoya 'maruz kaldığınız süre' arttıkça, algılarınızı nasıl değiştirdiğinizi hissedeceksiniz. Logo değişiklik filmleri sizi yeni logoya ısındıran filmler. Arçelik logosu mükemmelARÇELİK'in yeni logosu gerçekten mükemmel. Çok sade, çok sıcak, çok çağdaş ve geleceğin çizgilerini taşıyor. Başta Chermayeff olmak üzere herkesin eline sağlık. Chermayeff kurumsal kimlik işinin üstadı olduğunu bir kez daha kanıtlandı. Daha önce 1987'e yaptığı Koç logosu da, 1998'de yaptığı Demirdöküm logosu da bence mükemmel logolardı. Chermayeff Arçelik logosuyla da bir kez daha başarısının tesadüflere bağlı olmadığını kanıtladı. Chermayeff rus asıllı bir Amerikalı. New York'da yaşıyor. Chermayeff&Geismar adındaki kurumsal kimlik tasarım şirketinin ortaklarından biri... Yeri gelmişken birşeyi anımsatmadan edemeyeceğim. Artık bazıları kafalarındaki üretici ve marka ikilemini çözmek zorunda. Tüketici odaklı olunacaksa, lütfen tüketici gözüyle olaylara bakalım. Ortada iki marka var biri Arçelik, biri Beko.. 'Üretici Arçelik başka bir şey'. Yine bu lansmanda da çatlak sesler çıkıyor, sapla saman karışıyor haberiniz olsun. (* * * * *).'İçinden mi?' nereye gitti?GELELİM Arçelik'in logo lansmanını yaptığını anladığımız ikinci robotlu filmine... Robotun, konuşma biçiminin çok sevimli olduğunu da, bu robotun kısa sürede çocukların sevgilisi olacağını da kabul ediyorum. İlk filmin uygulaması daha iyiydi. İkinci filmde bekçi neyi temsil ediyor, kadın neyi temsil ediyor, robotla ilişkileri ne onu anlamak mümkün değil. Bekçi yeni amblemin temsil ettiği değerleri öğretmekle görevli, robot da ona uygun bir logo üretiyor. E kadın napıyor? Robotu öpüyor! Yani önemli bir 'mucuk!' görevi var. Arçelik ürünlerinin hepsini sıra sıra dizmek biraz kargaşa yaratmış. İkinci filmde herkes 'içinden mi?' esprisinin biryerlere bağlanacağını sanıyordu ama böyle bir şey olmadı. Bu biraz hayal kırıklığı yarattı. Sanırım Sinan Çetin'in anlık buluşlarından biriymiş, öylesine geldi geçti. Filmin en güzel yeri yine son sahnesi. Robot'un 'Arçelik demek yenilik demek, yenilik demek Arçelik demek' demesi bir harika. 'Yenilik' sözcüğü kuşku yok ki, logo yenilenmesi ile örtüşüyor ama bugün sokaktan geçen yüz kişiye sorsanız hiçbiri Arçelik'i 'yenilik' kavramı ile bağdaştırmaz. Sizce? Gitmek istenen nokta burası olabilir. Ama bu kavramla örtüşmek için de reklamdan öte başka performans özellikleri gerekiyor. Daha sonraki filmlerde belki bu özellikler üzerine gidilecektir. Bekleyelim, görelim. (Reklam Ajansı: Y&R Reklamevi Rating: * * *) Bir dünya markamız daha mı oluyor? ARÇELİK'in bu filmlerle marka imajını götürdüğü yer konusundaki statejik korkularım devam ediyor. Hele bir de bu filmde 'global şirket' kavramı üzerine vurgu yapıldı ki, ister istemez bir dünya markamız daha mı olacak diye irkildim! Eğer Arçelik de dünyaya marka olarak açılacaksa şu 'ç' yi de 'c' yapsaydık ya o zaman! Beko'ya bu kadar yaklaşmak tehlikeli geliyor bana. Bu kampanyadan sonra bir de şu soruları sormadan edemiyorum: Niye Bosch ya da Siemens reklamlarında dünya markası olduğunu söylemez, robotla, teknolojiyi simgeleyen şeyleri göstermez? Yoksa biz Türkler ,dünyaya mal satmadan bizimkilerin kaliteli olmayacağına mı inanıyoruz? Eğer biz bile buna inanmıyorsak dünya Türkiye markalı ürünlere nasıl inansın? Direksiyon erkekliği test etme yeri değilBAYRAM bitti, kara göründü. Yarın sendrom günü! Bir huzursuzluk, bir tatminsizlik, bir 'ne yapacağını bilememe' günü. Bu yüzden kendinize yarın için büyük hedefler koymayın. Gece yatmadan önce onbeş dakika yarın yapmanız gerekenleri alt alta yazın. Pazartesi olunca da hemen Türkiye'yi kurtarmaya çalışmayın, önce küçük ama acil işleri bitirin, ki Salı'ya dönüşünüz muhteşem olsun. Bugün yola çıkacaksanız hız yapmayın, önünüzü görmeden sollamayın. 'Erkek adam Antalya'dan istanbul'a 8 saatte girer gibi' hırslara kapılmayın. Şöfor koltuğu erkekliğinizi test etmek için uygun yerlerden biri değil. ÇekirgelikBir hakareti görmezden gelmek çoğu zaman öcünü almaktan daha iyidir.(Seneca)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!