Üreticiler ve Çerçiler

Güncelleme Tarihi:

Üreticiler ve Çerçiler
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 11, 1998 00:00

Metin SERTOĞLU
Haberin Devamı

Silah Üreticileri ve Satıcıları Derneği'nin (SİSİAD) Genel Kurul toplantısı yapıldı. Beş yıldızlı bir otelin salonunu dolduran üyeler, önce mikrofonu ellerine alıp içlerini döktüler, sonra da Cemil Eryürek'i tekrar başkan seçtiler. İşler geçtiğimiz yıllardaki seçimler gibi kolay bitmedi! Zira üreticilerle silah satıcıları ikiye bölündüler, av bayileri de İzmirli işadamı Fahri Yönder'i aday gösterdiler. Talih az bir farkla üreticilere güldü ama son gülenin kim olacağı merak konusu oldu!

Anadolu'da eşeğinin sırtına yüklediğini, iğneden ipliğe, kınadan nalburiyeye kadar her bir çeşit eşyayı pazarlara, panayırlara getirip satanlara ‘‘çerçi’’ denir. Üreticilerin bayiler için bu yakıştırmayı yapmaları, ‘‘Acaba pompalı ve otomatik tüfeklerde eşeğe mi yüklenip pazarlanıyor?’’ sorunusu insanın aklına getiriyor! Başkanın hangi taraftan olduğu kesin bilinmiyor, çünkü hem bayilik hem de av saçması üreticiliği yapıyor.

Sarfettiği saçma sapan laflarına bakılırsa sanayicilik tarafı ağır basıyor. Toplantıda söz alıp da Metin Sertoğlu'na sataşmayan tek bir kişi çıkmadı. İçlerinde en ılımlı, aklı başında olarak tanıdığım Ankaralı av bayisi Rıfat Sivaslı'nın ise lütfedip isim vermeden bendenizi düşman ilan etmesine şaşırmadım desem yalan olur! Silahçının düşmanı, olsa olsa kendi dostundan olur! İster silahçı olsun, ister eli tüfekli!

Usulsüz silah yapanın ve satanın kurallara uymadan avcılık yapanın da ‘‘acı söyleyen’’ dostuyum ama, dostlar alış verişte görsün hesabında değilim.

PAZAR OLA CEMİL BEY

Toplantının finalinde zafer sarhoşluğu içinde söylenen sözler çok ilginçti. Ankaralı genç bir silah satıcısı başkanlarının cevaplamasını istediği konuşmasında ilginç laflar etti! Televizyonlarda izlettirilen bol kanlı gerilim filmlerinin ardından pompalı tüfek satışlarında artış olduğunu, son günlerde bu çeşit dizilerin azaltılmasından, işlerin kesat gitmesinden yakınmasına; Cemil başkanın cevabı daha da çarpıcı oldu. Çekim yapan kameranın içine bakarak, önce basından olup olmadığını sordu. Tehlike olmadığını öğrendikten sonra; ‘‘Bir televizyoncu gelip şu kadar para verin size destek verelim, bir diğeri gelip, ‘sizi 15'er dakikalık programlarla desktekleyelim, şu kadar para isteriz' dedi. Hepsi çantamda yazılıdır. Şahidim de yanınızda oturan Mehmet kardeşimizdir. Ama biz bu paraları vermeyeceğiz. Hukuk savaşımızı sürdüreceğiz’’ demiştir!

Çantasında olmayan belgelerini münasip bir yerinde saklayadursun, çekiştirip Milli Güvenlik Konseyi kararlarını gırgıra alarak, tekrar başkanlık koltuğunda omuzladığı tüfeklerin geri tepmesinden, içine düşeceği ‘‘çerçilerin heybesi’’nde saçmalarınla birlikte ipliği de pazar çıkarılacaktır. Pazar ola Cemil bey...






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!