Turgay Şeren: Haluk, ihanete ortak olma (2)

Güncelleme Tarihi:

Turgay Şeren: Haluk, ihanete ortak olma (2)
Oluşturulma Tarihi: Nisan 24, 1999 00:00

Turgay ŞEREN
Haberin Devamı

Bu yazının başlığını bazı kulüplerimizin 3'ten, 4'ten fazla yabancı futbolcu istemelerinden ve Futbol Federasyonu'nu tehdit ettikleri günlerde kullanmıştım. Haluk, Türk futbolunun en üst tepesindeki, Türk futboluna yön vermesi gereken mesuliyeti olan, sonra da hesap vermek durumundaki en önemli kişi. Gazetem Hürriyet'in spor sayfasında okudum. Ankara'da toplanan profesyonel kurul, önümüzdeki yıl 5 yabancının Türkiye 1. Ligi'nde oynamasını onaylamış. Şimdi iş, Futbol Federasyonu'nun 6 Mayıs'ta yapacağı toplantıya kalıyor.

Her konuşmasında çok iyi hatırlıyorum, Haluk, yabancı futbolcuya karışıdır. Gelgelelim, kurlunda bu fikrini ne yazık ki, kabul ettirememektedir. Menfaatlerin çatıştığı kulüplerimizin temsilcileri, Türk futbolunu bir kenara iterek, ellerinde olsa yabancı futbolcu sayısını serbest bırakırlar. İnsanın aklına kötü şeyler geliyor. Ben pek ihtimal vermiyorum ama söylenen şu; ‘‘Bugünlerde türeyen, ülkemizde çeşitli otellerde kokteyller veren futbol simsarları, menajerleri, yönetim kurulu üyelerimizin bir kısmını öyle veya böyle yabancı futbolcunun artması kararını almaları için bastırıyorlarmış.’’

YUMRUĞUNU MASAYA VUR

Ben Haluk'un yerinde olsam, masaya yumruğumu vururum ve elimdeki tüm yetkileri kullanırım. Ne yaparım, biliyor musunuz? ‘‘Ey kulüpler’’ derim, ‘‘Sizin içtüzüklerinize göre, sizler bütçelerinizin belirli bir bölümünü transferde kullanabilirsiniz. Hemen hemen hepiniz borçlusunuz. Ve bu borçlarınızın da kapanması mümkün değil. Kulüp içtüzüklerine uymayan ve astronomik borçları olan kulüplerimize transfer yasağı getirdim.’’

Bu kararı almak için Türk futboluna ‘‘AŞIK’’ ve özünden sözünden dönmeyecek bir futbol federasyonu başkanı ve heyeti lazım. Haluk, ikide bir hep kendisini böyle tanımlar. Hadi bakalım Haluk, şimdi seni görelim. Bu konudaki savaşını yakından izleyeceğim. Ya seni alkışlayacağım, ya da statlardaki o kötü teraneyle uğurlamak için elimden geleni yapacağım.

SUÇLU SİZLERSİNİZ

‘‘Türk futbolcusu çok pahalı’’ deniyor. Arkadaş, bu ödenemeyecek rakamları bizler mi yarattık? Arz ve talep meselesi değil mi? Gaziantepspor, Gençlerbirliği özellikle bu konuda en çok şikayet eden kulüplerimiz. Şimdi onlara sorarım; sevgili Celal Doğan, Beşiktaş Kulübü'ne Ayhan'ı 8 milyon dolara satmadın mı? Sen İlhan Cavcav, Fenerbahçe'ye yıllar önce o zamanın en pahalı transfer ücreti olan 100 milyar Türk Lirası'na Tarık'ı vermedin mi? Kafanızı ellerinizin arasına koyun, düşünün bakalım. Kim artırmış Türk futbolcusunun fiyatını? Ama diyeceksiniz ki, ‘‘almasınlar, talip olmasınlar.’’ Bu da doğru.

Burada iş Türkiye Futbol Federasyonu'na düşüyor. Çıkaracak talimatı, getirecek borçlu kulüplere transfer yasağını, bakın ortalık nasıl sütliman oluyor. Bakın o zaman kulüplerimizdeki bu maddi sıkıntı, verilmiş sözlerin yerine getirilmemesi nasıl yok oluyor? Ve nasıl kulüplerimiz, eski itibarını, eski onurlu çizgisini yakalıyor?



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!