Turgay Şeren: Hagi'ye alkış, Fatih'e ceza...

Güncelleme Tarihi:

Turgay Şeren: Hagiye alkış, Fatihe ceza...
Oluşturulma Tarihi: Ekim 24, 2000 00:00

Turgay ŞEREN
Haberin Devamı

G.SARAY'da saha içi disiplinsizliği mevsim başından beri var. Ben, Lucescu geldiğinden beri ona hep destek oldum. Hem de pekçok G.Saraylı'nın ona karşı olmasına rağmen. Nedeni; Fatih Terim'den sonra G.Saray'da teknik direktörlük yapmak çok zordu. Dört yıl şampiyon olmuş, Avrupa Şampiyonluğu'nu kazanmış bir takımın teknik direktörünün yerine geliyorsun. Takımını ileriye götüremesen de, yani Avrupa Şampiyonlar Ligi Şampiyonu yapamasan da belirli bir düzeyde tutman şart.

Lucescu son zamanlarda çok yanlışlar yaptı. Bunun en önemlisi, Glasgow Rangers maçında Hagi'yi çıkardıktan sonra Hagi'nin ona yaptığı çirkin davranışı görmezlikten gelmesidir. Ne dedi Lucescu: ‘‘Biz onunla baba-oğul gibiyiz.’’ İyi güzel de, hepimiz babayız. Çocuklarımızdan böyle bir hareket görsek herhalde ona haddini bildiririz.

ÇİFTE STANDART

Lucescu burada çok yanlış davrandı. Yalnız Lucescu mu? Televizyon ekranlarına çıkan G.Saray futbol sorumluları. Ali Dürüst'ü hayretle dinledim. ‘‘Yaşlılar bu tip davranışlar içine girebilir’’ diyor. Ali, yaşlılar, gençlere örnek olur. Onları uyarır. Ama asla hakaret etmez. Asla tribünlere bu genç evlatları şikayet etmez.

Ne oldu? Fatih baktı ki, Hagi efendiye ceza meza yok, neredeyse ‘‘Aferin Hagi’’ denecek, Beşiktaş maçında çok büyük hatalar yapıp, golü yedirip oyundan çıkmasına rağmen Lucescu'ya Hagi gibi davrandı.

Yönetim, Fatih'i kadro dış bırakmış. Bu olmadı. Hagi'ye alkış, Fatih kadro dışı. Ama bu davranış G.Saray'da ilk değil. Futbolculara transfer taksitleri maç başına verilir. Hagi'ye bu düzeni bozdurdular. Belirli zamanlarda belirli rakamlar ödüyorlar. İyi güzel de, B.Hakan'ın suçu neydi? O da G.Saray'dan transferde alacağı parayı taksitlerle istemedi mi?

Bir futbol takımı çökertilmek istense ancak böyle davranılır. İşte G.Saray futbol sorumlularının, G.Saray'ı getirdiği son durum. Popescu ayağındaki topu kaybediyor, rakibin belinden yakalıyor. Okan, hakeme neler söylüyor, televizyondan pek anlaşılmıyor. Tüm G.Saraylı oyuncular hakemle uğraşıyor. Ve futbol takımının galibiyetleriyle ayakta durmaya çalışan Faruk Süren, tribünlerde çok güzel bir seyirci.

Denizli, sen kendine bak

ADANASPOR-F.Bahçe maçından sonra Mustafa Denizli'nin basın toplantısındaki konuşmasını dikkatle dinlediniz mi? Adana'da aldığı 1 puana sevindi Denizli. O F.Bahçe ki, onun istediği her oyuncuyu aldı, trilyonları döktü. Adana gibi vasat bir 1. Lig takımıyla berabere kalmaktan mutlu oluyor Denizli.

Ancak, üzüldüğü bir nokta varmış. ‘‘F.Bahçe kişiliksiz ve korkak oynadı’’ diyor. İyi güzel de Denizli efendi, bundan senin şikayet etmeye hakkın yok. Sen bu kişiliksizliğin ve korkaklığın hesabını vermek durumunda olan kişisin. Yavuz hırsız ev sahibini şaşırtma. F.Bahçe'yi bir an önce sırtındaki formaya layık futbol oynayan bir takım hüviyetine getir. Laf ebeliği yapma.

Haluk & Ata işbirliği

BİR kez daha üstüne basa basa yazdım ama yüz kere yazmak lazım galiba. Futbol Federasyonumuz, transfer ayında bir talimat çıkardı. Dedi ki: ‘‘Futbolculara veya antrenörlere borcu olan kulüplerin lisansları vize edilmeyecek.’’ Çok doğru bir karardı. Herkes alkışladı, ben de alkışın ötesinde bu konuda bir yazı yazarak, Haluk ve Ata beylere aynen şunları söyledim: ‘‘Türk futboluna güzel şeyler yapın. Ben de sizleri alkışlarım. Asla hiç kimse için bir peşin hükmüm, art niyetim yok.’’

Ancak, kısa süre sonra Haluk ve Ata'nın gerçek yüzleri yine ortaya çıktı. Futbolculara borcu olan kulüplerin hemen hemen büyük bir bölümü Futbol Federasyonu yetkililerinin sözlü emirleriyle lisansları vize oldu ve borçlar askıda kaldı. Şimdi futbolcular bekliyor. Futbol Federasyonu da cevap veriyor. Ama ne zaman ödenecek diye bir tarih vermiyor. Daha vahimi de bazı kulüplere şöyle tekliflerde bulunuyor: ‘‘Bir saha, tesis projesi oluşturun, bize gönderin. Size derhal yardım edelim. Aksi halde havuzdan alacağınız paraya el koymak durumunda kalırız. Ve siz de para alamazsınız.’’

Türk futbolu ne güzel yönetiliyor, gördünüz mü? Futbolcu, antrenör, Haluk ve Ata için hiç önemli değil. Bir dahaki seçime yatırım yapmaları şart. Onun da tek çaresi var. Taviz vermek, taviz vermek, taviz vermek... Türk futboluna yazıklar olsun. Kimlerin elinde ne hallere düşüyor.

Fatih doludizgin gidiyor

TÜRKİYE'deki futbolseverlerin büyük bir bölümü artık Fiorentina'nın maçlarını televizyondan dikkatle izliyor. Ben de bunlardan bir tanesiyim. Fiorentina maçın ilk golünü kendi kalesinde görünce yüreğim ağzıma geliyor. Haydi başlıyorum dua etmeye. Herhalde benim gibi herkes aynı davranışlar içinde oluyor. Neyse ki, Fiorentina önce beraberliği yakalıyor, sonra da galibiyeti. Deplasmanlarda da 1'er puanla Floransa şehrine dönüyor.

Fatih, Fiorentina'ya gidince Türkiye'yi de renklendirdi. Fiorentina'nın maçlarının olduğu saatlerde herkes televizyonunun başına koşuyor. En önemlisi de Fatih, İtalya'da da kendini kabul ettirdi. İnşallah daha da kabul ettirecek. Orhan Erdemir denilen hakem efendi, Fatih'in başkanıyla arasının açılmasına önayak oldu. Herhalde şimdi vicdan azabı çekiyor olmalı. Orhan efendi sen Fatih'in iki penaltısını yuttun. Bunu ben söylemiyorum. Senin hakem hocaların söylüyor ve söyledi. Artı, Fatih'in sahanın dışına attın. Hiç mi utanmadın arkadaş?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!