Hürriyet Gazetesi yazarları, Beşiktaş'ın PAOK'a 3-1 mağlup olarak Şampiyonlar Ligi'ne veda ettiği mücadeleyi değerlendirdi. 30 yıldır Avrupa kupalarında birçok maçta benzer cümleler kurduk ama dün gerçekten fena halde ‘talihsizdik’. Sağ bekte Lens’le başlama hatası 30 dakikada 3-0’lık korkunç bir tabela doğurdu. Sonraki bir saatte Beşiktaş maçı çevirebilecek pozisyonları fazlasıyla buldu ama bu kez de (bence kötü niyetli olmayan) kötü bir hakeme takıldı: Maalesef İtalyan hakem, 30’a yakın faul yapan, stratejik faulcü PAOK’a kartlar konusunda çok cimri davranarak kesti hızımızı... Dünkü gazetelerde Beşiktaş’ın muhtemel 11’ini gördüğümde aklımda oluşan en güçlü soru işareti Lens’ti doğrusu. Çünkü rakibin en iyi oyuncusu, orta sahanın solunda oynayan Giannoulis. Yunan sol kanatla hem Marsilya hem de Newcastle ilgileniyor ve bu maçtan sonra fiyatını 1 milyon Euro daha artırdığı kesin! Giannoulis, ilk yarım saatte Lens’in kanadını otobana çevirdi. Maçın da fişini sol açık Tzolis’le beraber çok kısa sürede çekti maalesef. Sergen Yalçın, taktiksel arızayı devre arasında düzeltme yoluna gitti, sağ beke necip’i kaydırarak biraz daha dengeli bir takım yarattı aslında. ersin mükemmel bir maç oynadı, orta sahada Oğuzhan da, Dorukhan da aldıkları süreyi iyi değerlendirdiler ve Beşiktaş bolca pozisyon yarattı ikinci yarıda. Ancak bu devre boyunca da maalesef stratejik faul tuzağını aşamadık. Ayrıca hakem Doveri’nin 86’daki net penaltıyı kaçırmış olması da bir başka büyük talihsizlik. Rakip PAOK’un santrforu Akpom’un adı Türk takımlarıyla anılıyor bu aralar. Akpom dün gol atmadı ama skor üretmek dışında her şeyi doğru yaptı. Rakibin her hücumunun içinde vardı, gezdi-dolaştı ve arkadaşlarına birçok pozisyon yarattı. Bence Larin’le aralarındaki en önemli fark da buydu: Larin gol attı. İki tane daha net pozisyonu vardı. Hava toplarında da çok etkiliydi. Ama bu kadar maalesef. Pas trafiğine çok az katıldı, çok az dolaştı. Bir santrfor olarak iyi, bir futbolcu olarak kötüydü dün. Oysa bence Beşiktaş’ın bu oyununun ihtiyacı gezen-dolaşanyaratan bir futbolcu... Beşiktaş'ın takviye isteyen geçen sezonki ideal 11’inden kaleci Karius dahil, Ruiz, Caner, Gökhan, Elneny, Burak takımdan ayrılmış hatta 4-1-4-1 düzenindeki formasyona göre arkadaki 5 oyuncunun 4’ü değişmiş. Hazırlık maçı dahi oynamayan Beşiktaş, ne yazık ki bu önemli karşılaşmaya hiç de hazır çıkmadı. PAOK öyle ahım şahım bir takım değil ancak 30’uncu dakikada maç 3-0’ a geldi. Savunmanın hali içler acısıydı. Orta alan pas yapamadı. Beşiktaş her hattıyla hiç güven ve ışık vermedi. Sergen Yalçın’ın ‘orta alanı sertleştireyim’ düşüncesiyle Necip’i ilk 11’de başlatması kararını yadırgadım. Beşiktaş’ta yıllardır orta alanı defansif olarak güçlendirme amacıyla bu tip kritik maçlarda farklı teknik adamlar Necip’e şans verdi ancak hiçbirisi hiçbir zaman planladığını alamadı. Dün de orta alan sertliğini hiç göremediğimiz gibi ilk yarıda PAOK 3 gol buldu ve bir de penaltı kaçırdı. İlk yarıda sağ bek oynayan Lens aksarken, yeni transferler Wellinton ve N’Sakala’nın performansı da ciddi soru işaretleri yarattı. İkinci yarıda Oğuzhan’ın oyuna girmesiyle Beşiktaş daha olgun ataklar yapmaya başladı. Larin gol atmış olmasına rağmen Beşiktaş seviyesinde bir santrfor kesinlikle değil. Tekniği kısıtlı ve ağır. Ayrıca orta alanla da iletişim kuramıyor. N’Koudou bildiğiniz gibi. Dün siyah beyazlıların en iyisi genç eldiven Ersin idi. Açıkçası 1 ay önce Beşiktaş’ın sezonu tamamlayan kadrosu bu PAOK’u elerdi. A sınıfı üst düzey oyuncular Burak, Gökhan ve Elneny gitti. Caner gibi hücumcu bir bek ayrıldı. Yerlerine kimse konmadı. Beşiktaş Dorukhan, Oğuzhan ve Ljajic’in katılmasıyla orta alanını toparlayabilir. Elney’yi tekrar kiralamanın bir formülü bulunmalı ancak sağ bek, santrfor ve gole yakın bir kanat oyuncusu transferi kesinlikle şart.