Güncelleme Tarihi:
Beşiktaş'ın Denizlispor'u deplasmanda 5-1 mağlup ettiği karşılaşmayı yazarlarımız Güntekin Onay ve Uğur Meleke değerlendirdi...
Beşiktaş, geçen haftaki 11’den 5 farklı oyuncuyla sahaya çıktı. Hücum hattındaki 4 oyuncunun tamamı Antalyaspor maçından farklıydı.
Sakatlığı bulunan Vida’nın yerine de stoperde Roco görev yaptı. Özellikle Adem Ljajic’in kalitesi ve tekniği ile fark yarattığı maçta Beşiktaş, oyunun tamamına yakınında kontrolü elinde tuttu. İlk golü hazırlayan Ljajic, Gökhan’ın attığı golde de çok etkili bir orta yaptı. Attığı gol ise çok klastı.
Sergen Yalçın’ın oyun felsefesi büyük takım kimliği ile net bir şekilde örtüşüyor. Oyunun her bölümünde topa sahip olan, insiyatifi rakibe bırakmayan ve sadece rakip kaleyi düşünen bir Beşiktaş izliyoruz.
Geçen hafta Antalyaspor karşısında rakip ceza sahasında 59 kez topla buluşup rekor kıran Kara Kartal, Ljajic ile başlasaydı Antalyaspor’u da geçerdi. Dün çok etkili oynayan Ljajic’in dışında Elneny de kusursuza yakın bir futbol ortaya koydu. Diaby ve N’Koudou da uzun bir süre sonra skora katkı verdiler. Dün güçlü bir Beşiktaş izledik, sezonun en farklı galibiyetini elde ederken oynadığı futboldan keyif alan izleyene keyif veren bir Beşiktaş...
Siyah beyazlılar dünkü gibi oynamaya devam ederse kalan 6 maçı da kazanabilir. Sezonu 3’üncü sırada bitirmek Şampiyonlar Ligi ön elemesi anlamına gelebilir. Finansal sorunlara ve 3 aylık araya rağmen siyah beyazlıların ciddiyet ile oyuna yaklaşması takdiri hakediyor. Fiziksel olarak da pandemi süreci sonrasında fiziksel olarak en diri takımlardan biri.
Süper Lig yayın havuzunda bir galibiyetin para ödülü 2 milyon 764 bin 695 lira. Bu para, ‘Bırakmam Seni’ kampanyasındaki 138 bin 234 SMS’e denk. Üstelik ligde ilk altı sırayı alan takımlar havuzdan bir de bonus kazanıyorlar: Altıncılığın ödülü 3,6 milyonken, dördüncülüğün ödülü 21,5 milyon lira. Yani Beşiktaş bu sezon dördüncülüğe tırmansa dahi, altıncılıkla arasında yaklaşık 18 milyon liralık bir fark söz konusu. Bu da 900 bin SMS demek. Yani bu oynanan maçların hedefi asla prestij değil. Ciddi de bir mâli boyutu var işin.
Geçtiğimiz hafta Antalya’ya yenilen Beşiktaş takımı, özellikle ilk devrede isteği-arzusu son derece eksik bir gruptu. Sanki siyah beyazlılar martta fişi çekmiş, haziran-temmuzda sezon öncesi bir hazırlık kampı yapılıyormuş gibiydi geçen haftaki görüntü. Sergen Yalçın da bu görüntüden rahatsız olmuş ki, ileri dörtlü tamamen değişmişti dün. Ljajic’in, N’Koudou’nun dünkü istekli oyunları bence tesadüf değil. Üstlerinde formanın da, oynanan maçların da önemini kavramaları için biraz kulübeden izlemeleri gerekiyormuş belli ki.
Geçtiğimiz hafta Antalya karşısındaki Diaby performansını izleyince, Lens ve N’Koudou’nun böyle bir oyuncunun arkasında yedek kaldıkları için utanmaları gerektiğini söylemiştim. Dün ikisinde de kıpırdanma vardı doğrusu. Özellikle N’Koudou’nun hem hücumda hem savunmada sorumlu bir futbol oynadığını, bu çabanın ödülünü de muhteşem bir golle aldığını belirtmek gerek. Lens’se hücumda hareketli ama hâlâ topun değerini bilmeme hastalığı sürüyor. 19’da bir korner dönüşü anlamsız bir rövaşata-pas girişimi sonrası takımını çok zor duruma düşürdü. Ve üstelik o pozisyonda geriye bile koşmadı Hollandalı futbolcu.
Sadece bir dakika sonra Aissati’den de çok kolay bir çalım yiyince hocası da kenarda çıldırdı zaten. Lens yerini korumak istiyorsa daha sorumlu oynamak zorunda. Ancak hücum dörtlüsünün diğer iki parçası, Ljajic-Burak son derece sorumluydular dün. Ljajic takımının ilk 9 şutunun 3’ünü attı, 4’ünü yarattı. İkisi gole dönüştü, sonra da kendi hak ettiği sayıyı yaptı. Burak’la oynadığında Ljajic’in de vitesi yükseliyor sanki.
Beşiktaş, 1 Ocak 2018’e şöyle bir tabloyla girmişti: Şampiyonlar Ligi ikinci tur biletini muhteşem bir namağlup performansla cebine koymuştu; ligde liderin 6 puan gerisinde şampiyonluk kovalıyordu, kupada da grubunda liderdi. Bunu başaran ideal kadro, Devler Ligi’nde Porto maçına çıkan takımdı: Kalede Fabri. Savunmada Gökhan, Pepe, Tosic, Adriano. Orta sahada Atiba, Tolgay, Talisca. Önde Quaresma, Babel, Cenk (Negredo)…
Ancak 2018 yılbaşından sonra sadece 365 gün içinde, Beşiktaş’ın bu 12 as adamının 7’siyle yollar ayrıldı: Fabri, Pepe, Tosic, Talisca, Cenk, Negredo, Tolgay ilk gidenlerdi. Onları Adriano, Quaresma, Babel izledi. Beşiktaş o 365 günde 38,5 milyon Euro bonservis geliri elde etti. Sadece bonservis geliri. Ben hâlâ merak ediyorum: Beşiktaş’ın bugünkü mâli kurulları, o 365 günün bilançosunu inceleyecek mi? Sahi nereye harcandı o 38,5 milyon Euro tam olarak?
Ben bu satırları yazdığım sırada dünyada Kovid-19 vaka sayısı 8 milyon 850 bindi. Siz okurken 9 milyona dayanmış olmalı. 184 farklı ülkeden 465 bin hastayı kaybettik. Türkiye’de halen 22 bin aktif vaka var, bizim de kaybımız 5 bine yakın. Fahrettin Koca, 100 gündür sosyal mesafenin önemini anlatmak için türlü yollar deniyor. Kahraman sağlık personelimiz kendi canları pahasına virüsle savaşıyor. Ve onların bu çabasına verilebilecek en büyük zarar, toplu faaliyetler. Premier Lig başladı. Şimdilik deplasmanlı. Ancak tek bir stat çevresinde bile toplanma olursa federasyon, maçları tarafsız sahalara taşıyacak.
Premier Lig’de şu ana kadar sorun yok. Süper Lig’de de her şey yolunda. Ancak Olcay Şahan’ın hafta içinde gazetelerde çıkan sözlerini okuyunca gözlerime inanamadım: “Stadımızın üstü açık. Taraftarımız bizi desteklemeye gelebilir” demiş Olcay. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Kızgınlık, hayal kırıklığı, endişe... Birçok duygu bir arada. Bu çağrıyı yapan adam milli bir futbolcu. Ve 33 yaşında.
İzinsiz havai fişek kullanımı, TCK 170’inci maddeye göre suç değil mi? Bu ülkede genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması cezalandırılıyor, öyle değil mi? Dün 6 dakika boyunca havai fişek patlatanlar hakkında umarım işlem yapılmıştır.