Futbol, evine döndü (mü)?
Güncelleme Tarihi:
Dünkü maçın özellikle ilk yarısı can sıkıcıydı.
Banu YELKOVAN - Turnuva başlamadan İngiltere’yi favori görenlerin sayısı hiç az değildi. Maçın devre arası geldiğinde hâlâ bu görüşlerini koruyorlar mıydı, emin değilim. Evet, Wembley görkemliydi. Evet, maç öncesi Londra sokakları renkliydi ve evet, taraftar görmeyi o kadar özlemişiz ki, yarı dolu tribünleri bile kafaya takmıyoruz. Ancak ilk 5 dakikayı bir kenara bırakırsak, ilk yarı biterken neredeyse uyuyacaktık.
iNGiLTERE ÇOK KOŞTU AMA...
Southgate’in takımından beklentimiz yüksekti. Maç da beklentimiz düzeyinde başladı. Sterling’in Trippier’nin akıllı uzun topuna yaptığı koşu, pozisyonun kendisi gibi güzel sonuçlansaydı neredeyse skor ilk dakikalardan lehlerine dönecekti ama olmadı.
İlk 45 sona ererken istatistiksel olarak İngiltere yüzde 60 topa sahip olan ve daha çok koşan taraftı, ama bu amaçsız koşular akıllı bir futbola verilmedi ve “Kim daha etkili?” sorusunun cevabı kesinlikle Modric yönetimindeki Hırvatistan’dı.
İkinci yarı, ilk yarıya çok benzer bir senaryoda ilerledi. Bu defa Sterling yakaladığı pozisyonu sayıya çevirdi, o kadar. Sonrasında Hırvatistan, tıpkı ilk yarıda yaptığı gibi, oyunu yavaşlattı. Genç İngiltere karşısında tecrübe avantajlarını bu yönde kullandılar.
GALiBiYETi HAK ETTiLER
Sonlarda Hırvatistan baskısını artırdı ve özellikle son dakikalarda İngiltere’yi korkutan pozisyonlar da yakaladı. Hele son dakikada Perisic’in yarattığı, Pasalic’in gole çeviremediği pozisyon golle sonuçlansaydı ev sahibi için baya mutsuz bir son olurdu bu. Ama olmadı. İngiltere hak etti mi? Etti. Güzel bir maç mıydı? Değildi.
Misli.com'dan yeni üyelere özel kampanya! 100 TL oyna, 100 TL kazan, hemen katıl...