Romen A.Ş.
Güncelleme Tarihi:
Peki F.C. Sion maçın büyük bir bölümünü 10 kişi oynadı da, G.Saray 11 kişi ile mi oynadı? Hayır. G.Saray, özellikle ilk yarıda malesef Vedat İnceefe'yi de sayarsak 7 kişiydi. Ve bu 7 kişi ilk yarıda adeta bir destan yazdılar.
G.Saray'da ilk yarı olmayan diğer üç kişi Romen futbolculardı ve hayrettir, maçın neticesini değiştirebilecek niteliklere sahip oldukları halde ilk yarı sahada yoktular. Ancak, ikinci yarıda Fatih Terim'in şiddetli uyarıları ile biraz kendilerine gelecek ve maça ağırlıklarını koyacaklardı. Söz etmeye değer iki adam daha vardı. Bu adamlar Tugay Kerimoğlu ve Ergün Pembe idiler. Eğer onlar kapasitelerinin yüzde 50'sini bile maça yansıtabilmiş olsalardı, maç kesinlikle çok farklı biterdi. Ne var ki, özellikle Tugay Kerimoğlu maç boyunca sahada şaşkınları oynadı ve attığı paslar bir türlü yerini bulmadı.
İkinci yarı sahada bambaşka bir G.Saray seyrettik. Bu kez isimsiz kahramanlar ortaya çıktılar ve savaşmaya başladılar. Bunların başında Fatih Aktel, Hakan Ünsal ve arada bir kendisini unutup, ofsayt taktiğini bozsa da Bülent Korkmaz geliyorlardı. Üçüncü golden sonra takım üzerinden stresi attı ve rahatladı. Terim'in yaptığı değişiklikler bence isabetliydiler ve tam zamanında yapılmışlardı. Çünkü ilk yarıda bir ara bunalan ve 10 kişilik Sion karşısında mahkumları oynayan takıma ikinci yarı bir utanç silme fırsatı vermek gerekiyordu. Onlar da bunu başardılar.
Şurasını unutmamak gerekir ki, karşımızdaki takım Avrupa çapında çok önemli ve güçlü bir takımdı. Bu takıma karşı böyle bir oyun sonrası alınan sonuç büyük bir övünç kaynağı olmalıydı. G.Saray, Hakan Şükür'lü ideal kadrosunu kurarak, Popescu sorununu da çözebildiği takdirde Avrupa'da bu yıl daha çok destanlar yazabilecektir.
G.Saray'a da zaten bu yakışırdı.