Futbolcular antrenmanlara hep birlikte şarkılar söyleyerek, neşe içinde gidiyor. Dayanışma ve arkadaşlık olağanüstü. Yanal, ‘Oyuncularım sadece maç kazanmayı düşünüyor. Prim, hiçbirinin umrunda değil. Gerekirse iade ederiz’ dedi.A Milli Takımımız, Kazakistan karşısında aldığı galibiyetle, 2006
Dünya Kupası’na katılma yolunda önemli bir adım attı. Ancak, perde arkasında yaşanan öyle olaylar var ki, galibiyetten çok daha önemli. Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu, Menajer Can Çobanoğlu, teknik heyet, futbolcular, kısacası Milli Takım’la ilgili herkes tek yumruk olmuş durumda. Hepsinin aklındaki tek düşünce Türkiye’yi 2006 Dünya Kupası finallerine taşımak. Maddi şeyler hiçbirinin umrunda değil, varsa yoksa maç kazanmak... Buna en güzel örnek, milli futbolcularımızın prim konusunda takındığı tavır.Bazı çevrelerin prim olayını yine gündeme getirmesi, futbolcuları oldukça üzüyor. Teknik Direktör Ersun Yanal, bu konudaki sıkıntıyı şöyle dile getiriyor: ‘Sanki, futbolcular verilen primleri beğenmedi gibi bir durum yaratılıyor. Böyle bir şey kesinlikle yok. Oyuncularım bu dedikodulara öyle çok üzüldüler ki, Futbol Federasyonu’nun takdir ettiği primleri iade edecek duruma geldiler. Ayıptır. Türk halkının şunu bilmesini özellikle istiyorum; bizim gündemimizde kesinlikle prim yok.’ Kazakistan maçında dikkat çeken güzel görüntülerden biri de stattaki atmosferdi. 50 bin futbolsever, şimdiye dek görülmemiş biçimde millilere destek verdi. Bu tablonun mimarı ise federasyon yöneticisi Davut Dişli idi. Dişli, tribün organizasyonu için titizlikle çalıştı. Maçtan önce F.Bahçe,
BeÅŸiktaÅŸ, G.Saray ve Trabzonspor’un amigolarıyla toplantı yapıldı. Öncelikle, gruplar arasında tatsızlık yaÅŸanmaması için her takımın taraftarlarının ayrı tribünlere oturtulmasına karar verildi, ardından da görev dağılımı yapıldı. Daha sonra da sponsorlarla temasa geçilerek, maça gelecekler için 40 bin Türk Bayrağı ve 12 bin adet Milli Takım forması yaptırıldı. F.Bahçe Kulübü de 138x26 metre ebadında dev bir Türk bayrağı diktirdi. Herkes üzerine düşen görevi yapınca da ortaya muhteÅŸem bir tablo çıktı. DiÅŸli, konu ile ilgili olarak, ‘Normalde, böyle bir ortam yaratmak için en az 500 bin dolar harcamak gerekir. Ama biz, gönüllü amigolar ve sponsorlar sayesinde bu iÅŸi sıfır maliyetle baÅŸardık’ dedi. Futbolcular arasındaki arkadaÅŸlık ise ayrı bir güzellik. Kadroda dahi olmayan kaleci Ömer Çatkıç, maçtan önce soyunma odasına gelerek, futbolculara baÅŸarılar diledi. Sarı kart cezası sınırında olduÄŸu için oynatılmayan Emre, soyunma odasında arkadaÅŸlarına, ‘Hepinize güveniyorum’ diyerek moral verdi. Maç sırasında yedek bekleyen Hamit, oyuna girmek için ısınan Tuncay’ın formasını kendi elleriyle hazırladı. Ya antrenmanlar, o bambaÅŸka bir alem... Futbolcular, ‘Milli Takım’ın bücürleri’ olarak adlandırılan, Emre, Gökdeniz, Okan, Nihat ve Serkan’ın boylarıyla her fırsatta dalga geçiyorlar. Buna karşın bücürler de, ‘Boyu 1.70’ten uzun olanlar orta sahada oynayamaz’ diye arkadaÅŸlarına takılıyor. Futbolcular, antrenmanlara hep birlikte ÅŸarkılar söyleyerek, neÅŸe içinde gidiyor.Â
button