Güncelleme Tarihi:
İngiltere'nin Türkiye Büyükelçisi David Logan, ‘‘ilk Türkçe röportajı’’nı Hürriyet'e verdi
İnanamayacaksınız ama, ‘‘Birleşik Krallık’’ topraklarına pasaportsuz ve vizesiz girdik. Kimse bizden pasaport istemedi, nerede kalacağımızı, yanımızda kaç para olduğunu sormadı, üstümüze dezenfektan sıkılmadı, çantalarımız açılmadı. Burası Ankara Çankaya'daki Şehit Ersan Caddesi'ndeki İngiltere'nin Ankara Büyükelçiliği. Ama, uluslararası hukuk kurallarına göre elçilikler o ülkenin toprağı sayıldığı için biz de bal gibi İngiltere'ye elimizi kolumuzu sallayarak girmiş sayılırız. Büyükelçilik rezidansının kapısında bekleyen Türk hizmetli, bizi giriş katındaki büyük salona buyur etti. Birkaç dakika sonra da David Logan gülümseyen yüzüyle ‘‘Hoş geldiniz’’ diyerek içeri girdi. Hemen söyleyeyim, Bay Logan bildiğiniz yabancı diplomatlardan değil, o Türkçeyi anadiline yakın mükemmellikte konuşuyor. Bu, İngiltere'nin Türkiye Büyükelçisi'yle baştan sona Türkçe konuşularak yapılmış bir röportajdır.
Türkçe’yi 15 ayda öğrendim
Adına bakıp da Bay Logan'ı İskoç ya da İrlandalı sanmayın. Pilot olan babasının görevi nedeniyle tesadüfen Iskoçya'da dünyaya gelmiş. Hariciye'ye girdikten sonra ilk görev yeri Türkiye olmuş. Tıpkı sonraki yıllarda ilk büyükelçilik görevi gibi. Büyükelçilik rezidansının şömineli büyük salonunun büyük koltuklarında küçük soğuk maden sularımızdan birer yudum alarak girdik konuya.
- Türkiye'ye ilk olarak 1965 yılında geldim. Türkçe'yi de o yıl halen İstanbul'da yaşayan Güzin hanım adlı bir öğretmenden öğrendim. 15 ayda iyi öğrendim lisanınızı. Ama aradan 30 sene geçti, maalesef şimdi pek o kadar iyi değil. Öğrenciliğimizde Türkiye ve Osmanlı İmparatorluğu hakkında bir şeyler okumuştuk. Türkiye'ye ilk gelişim ekim ayında oldu, üç ay aralıksız yağmur, buna çok şaşırmıştım. Ben devamlı sıcak güneşi olan bir Akdeniz ülkesi beklerken yağmurdan gözümü açamıyordum. Önce Levent'te bir Türk ailesinin yanında konuk olarak kaldım. Levent o zamanlar İstanbul'dan çok uzak bir semtti, Tepebaşı'ndaki konsolosluğumuza her gün dolmuşla iki aktarma yaparak gidip gelirdim. Sonra Cihangir'de kiraladığım küçücük bir çatı katına geçtim, orada çok zevkli 15 ay geçirdim. Bu arada eşim Judith'le de İstanbul'da tanışıp evlendik, kızım Joanna burada doğdu. Onun için İstanbul'un bizde yeri ayrıdır. İstanbul'daki 15 aydan sonra 1970 başına kadar 3.5 sene de Ankara'da kaldım. Oradaki görevim Türkiye'nin iç siyasetini takip ve analiz etmekti. Meclis'e giderdim, toplantıları izlerdim, bu arada bol bol da çay içerdim.
Birbirimize çok benziyoruz
Türk- İngiliz ilişkileri çok ilginç. İngiltere Gelibolu'da düşmanımızdı, Kore'de ise omuz omuza savaştık.
- Gelibolu Savaşı korkunç bir olay. Neyse ki, bu savaş sonunda düşmanlar arasında saygı bağı kuruldu. Bence İngilizler ve Türkler karakter olarak birbirlerine çok benziyor. Mesela çok fazla konuşmuyorlar, mizah anlayışları aynı, birbirlerinin şakalarını kaldırıyorlar. Bir başka benzer yanları da iki ülkenin de Avrupa'nın ortasında bulunmaması. Kıtanın ortasında olmadığımız için aramızda bir sempati var bana göre. Aramızdaki benzerlikler farklılıklarımızdan daha çok.
Süleyman Bey hálá genç
Oxford'da okuyan oğlum James, Atatürk'ü benden çok daha iyi bilir. Bence Atatürk hakkında yayınlanan en güzel İngilizce kitap Andrew Mango'nun yazdığıdır.
Süleyman Demirel hiç değişmedi, tamamen bir genç gibi davranıyor. Çok hareketli. Türkiye için çok şeyler yaptı, çok tecrübesi var.
Ankara'da yaşamak İstanbul'dan çok daha kolay. Buranın da trafiği kötü ama, hiçbir zaman İstanbul'unki gibi olamaz.
Turgut Özal'a kadar Türkiye'de özel sektör çok zayıftı. Özal'dan sonra Türkiye bu konuda tamamen değişti ve çok gelişti.
Akdeniz kıyılarınızı yelkenliyle gezdim
Futbol sevmem, futbol benim için zevkli bir oyun değil. Türk televizyonlarında bazen maçları izliyorum, ama hiçbir İngiliz ya da Türk spor kulübünün taraftarı değilim. Gençliğimde İngiltere'de profesyonel yelkenciydim, Avrupa'nın bütün önemli yarışmalarına katıldım. Türkiye'nin bütün Akdeniz kıyılarını yelkenli tekneyle dolaştım. Tenis oynamayı çok seviyorum.
İstanbul'u İstanbulludan çok daha iyi bilirim
Büyük Britanya topraklarına veda etmeden önce Bay Logan'a güzelim Boğaziçi'ni hatırlattım.
- Yener Bey, Boğaz'da balık yiyip rakı içmek benim için de büyük keyif. İstanbul'un sevdiğim belli bir yeri yok. İstanbul'u her gün yeniden keşfedebilirsiniz. Ben herhalde İstanbul'u İstanbulludan daha iyi biliyorum. Bazen diyorum, keşke İstanbul'da yaşasaydım.
Belli mi olur Bay David Logan, emekli olduktan sonra belki siz de İstanbullu oluverirsiniz. Merak etmeyin, biz sizin gibi vize istemeyiz.
Müstesna ülkesiniz
Büyükelçi David Logan, arkadaşımız Yener Süsoy'a Türkiye'yi çok iyi tanıdığını, birçok yerini gezdiğini belirtti. Yelken sporuna meraklı olan David Logan, Akdeniz kıyılarımızı tekneyle dolaşmış. Hayatında Türkiye'nin önemli yeri olduğunu söyleyen İngiliz büyükelçisi, ‘‘Müstesna bir ülkesiniz’’ diyor.
İstanbul'da tanıştılar
İngiltere'nin Türkiye Büyükelçisi David Logan'ın hayatında Türkiye'nin çok ayrı bir yeri var. Eşi Judith ile de yıllar önce İstanbul'da tanışıp evlenmiş. Kızı Joanna da İstanbul'da doğmuş. İstanbul'u bir İstanbullu'dan çok daha iyi tanıdığını belirtiyor.