Otomobil kartvizit değil, ayakkabıdır

Güncelleme Tarihi:

Otomobil kartvizit değil, ayakkabıdır
Oluşturulma Tarihi: Aralık 12, 1998 00:00

Haberin Devamı

47 yaşındaki Onno Usta, otomobil almak isteyenlerin, aracına turbo motor taktırma konusunda kafasında soru işaretleri bulunanların imdadına yetişiyor. Autoshow Dergisi'ndeki köşesinden şoförlere bir nevi ‘‘Güzin Abla’’lık yapan Onno Usta'nın yaşamında otomobilden başka bir şeye yer yok.

Gönül ya da Güzin ablalara hiç mektup yazmamış olabilirsiniz, ama bilirsiniz ki, sevgilisinden ayrılanların, iki sevgili arasında kalanların, eşiyle sorunları olanların medet umduğu ablalardır onlar. En çözümsüz sorunlara önerdikleri en saf çözümlerle, dertlere derman olurlar mı bilinmez, ama yıllardır köşelerinde kale kapısı gibi sağlam dururlar. Levent Sanayi Sitesi'nin Onno Usta'sı, haftalık otomobil dergisi Autoshow'daki köşesinde, otomobil sahiplerinin sorularını yanıtlıyor, sorunlarına çareler arıyor. Bir nevi ‘‘Güzin Ablalık’’ yapıyor. Artık üretimi bile yapılmayan, '72 model Murat 124'üne turbo motor taktırmak isteyenler, otomobil satın almaya kalkıp iki model arasında kalanlar Onno Usta'ya yazıyor.

Gerçek anlamda Edirne'den Ardahan'a, Türkiye'nin her yerinden mektup geliyor. Okurları onu ne kadar ciddiye alıyorsa o da onları aynı derecede önemsiyor. Zaman zaman yayınlanan zeka düzeyi düşük soruları hatırlatınca, taş gibi bir cevap veriyor: ‘‘O insanları aşağılamamak gerekir. İnsanların bilmediği bir şeyi öğrenmek için verdiği zahmetin karşılığını bu şekilde değerlendirmemek gerekir. Kafasına takılan bir soruyu içinde tutmuyor, oturup yazıyor. Bu takdir edilecek bir şey. Şırnak'tan mektup geliyor. Onlar bıkmadan soruyor, ben bıkmadan cevaplıyorum.’’

3 BİN DOLARIN SIRRI

Onno Usta'nın ya da nüfus cüzdanındaki adıyla Ohannes Tatonyan'ın işi yalnızca mektup cevaplamak değil. Hayatına otomobilden başka hiçbir şey sokmamış biri olarak, çok daha fazlasını verebilecek kapasitede. Veriyor da. Otomotiv sektörü ve otomobil yarışçıları onu yakından tanıyor. Firmalar araştırma-geliştirme çalışmalarında ona danışıyor. Onno Usta, sektördeki yerini bir anısıyla anlatırken, otomobil felsefesini de ortaya koyuyor:

‘‘93 yılıydı. Avrupa'nın en iyi otomobilini seçen on ekipten birinin, teknik danışmanı olarak Cenevre'ye gittim. Rahmetli Özdemir Sabancı'nın da katıldığı bir sohbette konu ikinci el otomobillerden ve otomobilin Türkiye'de bir yatırım aracı olarak görülmesinden açıldı. Sabancı kişi başına düşen milli gelirin 3 bin doların altında olduğu ülkelerde otomobilin bir prestij aracı olduğunu söyledi: 'Bu ülkelerde insanlar otomobili hem yatırım aracı olarak hem de kartvizit olarak alırlar. Çünkü onlar için otomobil bir ihtiyacın dışında maddi durumu yansıtan bir kartvizittir. Oysa otomobili tanımaya başladıkça, artık onu ulaşılmaz, karmaşık bir makine gibi görmekten vazgeçip kendi ihtiyaçlarına uygun otomobiller seçmeye başlarlar. Onu her gün kullandıkları bir ayakkabı gibi algılarlar.' Sabancı'nın sözlerine yüzde yüz katılıyorum. Benim görevim, hatta misyonum, gelir 3 bin dolarlara giderken insanların otomobilleri daha iyi tanımalarını sağlamak.’’

Ohannes Tatonyan, bugün 78 yaşında olan ve 55 yıldır motor ustası olarak çalışan Kistor Tatonyan'ın, 1951'de doğan tek oğlu. İlkokuldan sonra gittiği Saint Benoit Fransız Lisesi'ni yarıda bırakmasının sebebi yine otomobil tutkusu. Okulu bıraktıktan sonra, 16 yaşına kadar part-time çalıştığı babasının işine dört elle sarılır. 1971-73 yıllarında askere gider; tabii ki komutanların otomobillerinin bakımından sorumlu er olarak. Askerlik dönüşü artık bir ustadır. Fransız Lisesi'nde öğrendiği yabancı diller sayesinde otomobil literatürünü izleme fırsatını bulur. Yurt dışından getirdiği elektronik test aletleri ve geliştirdiği özel teknikler sayesinde kısa zamanda tanınmış bir usta olur. Ralliler için motorlarını güçlendirdiği, yarışlara hazırladığı otomobiller iyi dereceler alınca, yarışçılar arasındaki popülaritesi de artar. Tanınmış bir usta olmanın işlerine sanıldığı kadar yansımadığını söylüyor Onno Usta: ‘‘Her iş dalının belli düzeyleri vardır; meraklı olanlar kendilerini geliştirir, meraklı olmayanlar daha alt düzeylerle yetinirler. Benim seviyemde olmanın çok cezbedici bir yanı yok. Çünkü insanlar belli yere gelmiş birinden kaçıyorlar. Benim işlerim hiç de sanıldığı gibi değil. İnsanlar, 'o bizim otomobilimize bakmaz, çok daha prestijli işlerle uğraşır' diye düşünüyor.’’

Onno Usta'nın karısı da, iki oğlu da otomobille çok ilgili değil. O da bu durumdan şikayetçi değil. Biri üniversitede okuyan, diğeri üniversiteye hazırlanan oğullarının kendi çizgilerinde ilerlemelerini istiyor. Kendine dair istekleri de var, ama bunun hayal olduğunu o da biliyor: ‘‘Şehirden uzakta bir garajım olsun isterim. Orada sessizlik içinde kendi istediğim otomobilleri, istediğim gibi dağıtıp toplayayım. Ama bu imkansız bir şey’’.

HER SABAH 7:30'DA

15 yaşında ilk kez direksiyonuna geçtiği araba bir Volkswagen imiş: ‘‘Ondan sonra çok çeşitli otomobiller kullandım; en hızlısını, en yavaşını, en pahalısı... Ama bu trafiğin içinde dur kalklarla kullanmaktan yoruldum. Zorunlu kalmadıkça otomobil kullanmamayı tercih ediyorum.’’ Otomobil Onno Usta'nın hayatına o kadar girmiş ki, zaman zaman bu belalı sevgiliden kaçmadan edemiyor. Bu yüzden yazları, otomobil sesinin hiç duyulmadığı Büyükada'da yaşamayı tercih ediyor. Kış aylarında ise Şişli'deki evinde. Ancak gece nerede kalırsa kalsın, sabah 7.30'da hep aynı yerde oluyor; Levent Sanayi'deki tamirhanesinde.

NEJAT AVCI

1997 Avrupa Ralli Şampiyonu

Onno Usta'nın, ralli yaşamımdaki rolü, gözardı edilemeyecek kadar fazla. Kendisi son derece kaliteli çalışan, kendini çok iyi yetiştirmiş bir usta. Sanayide ve ralli camiasında kendine yer edinmiş biri. Bugüne dek bir çok ünlü sürücüye motor hazırladı, servis verdi. Herkesin çok güvendiği biri. Kişilik olarak da çok iyidir. Benim onunla tanışıklığım amatörlük yıllarıma denk gelir. 91'den önce kendi otomobilimle yarışırken, otomobilimi o hazırlardı.

SERDAR BOSTANCI

1996-1997 Türkiye Ralli Şampiyonu

Onno Usta ile tanışıklığımız çok eski senelere dayanıyor. Hatta diyebilirim ki, onu ilk keşfedenlerden biriyim. Sanıyorum, 1979-80'de tanıştık. O zamanlar Onno Usta motor sporları ile çok ilgili değildi. Ama bu konuya olan ilgisi ve yatkınlığı beni çok heyecanlandırdı. Şu anda layık olduğu yerde, diye düşünüyorum. Özellikle motor konusunda deha diyebileceğimiz bir dostumuz, arkadaşımızdır.

EMRE YERLİCİ

1988-89-90 Türkiye Ralli Şampiyonu

Onno Usta ile 20 seneye yakındır tanışıyoruz. Onno Usta Türkiye'de konusunda çok takdir edilen bir ustadır. Onunla iki defa Avrupa'nın en iyi otomobilini seçmek için Fransa'ya gittik. Orada çok eğlenceli altı gün geçirdik. Kendisi kişi olarak da çok eğlencelidir. Yeniliklere açık bir ustadır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!