Olimpiyatlar başladığında kadınlar sadece alkışlayacak denmişti...

Güncelleme Tarihi:

Olimpiyatlar başladığında kadınlar sadece alkışlayacak denmişti...
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 22, 2004 00:30

Olimpiyatların yaratıcısı Pierre de Coubertin, olimpiyat oyunları için 1904’te şöyle demişti: ‘Erkek sporcuların katıldığı, belirli aralıklarla yapılan, kadınların da alkışlarıyla katılım gösterebileceği, ciddi bir spor festivali...’ Baron de Coubertin, kadınlara sadece oyunları alkışlama görevi vermişti ama işler pek onun istediği gibi gitmedi. Artık kadınlar da yarışıyor ve onları izleyen erkekler tarafından alkışlanıyor.

Atina 2004’te de her 6 erkeğe karşı 4 kadın sporcu mücadele ediyor ve kadın sporcuların müsabakaları en az erkeklerinki kadar takip ediliyor. Kadın sporcular bugün boks ve beyzbol hariç tüm sporlarda yeryüzündeki en büyük sportif unvan olan olimpiyat şampiyonluğu için yarışıyor.

Modern olimpiyat tarihinde kadınlar ilk kez 1900’de yarışmacı olarak sahneye çıktığında ortalık karışmıştı. Çünkü modern olimpiyat fikrinin sahibi Baron Pierre de Coubertin, kadınların olimpiyatlara katılmasına karşıydı. 1900 Paris Olimpiyatları’nda Coubertin’in muhalefetine rağmen, komiteden kadınların tenis ve golf dallarında mücadeleye katılması için izin çıktı. Bu sayede, İngiliz Charlotte Cooper, teniste kazandığı altın madalyayla tarihin ilk kadın şampiyonu oldu. Ve kadınların olimpiyat serüveni başlamış oldu.

Atina 2004’te ilk hafta erkek sporcuların rekorları kadar, pek çok kadın sporcunun başarısı da konuşuldu. Halterde Nurcan Taylan’ın kırdığı rekorlar ilk güne damgasını vururken, başını Petria Thomas’ın çektiği Avustralyalıların havuzdaki başarısı ilk haftanın önemli notları arasındaydı. Her seansını 4 ila 10 bin arasında seyircinin takip ettiği yüzme yarışlarında ilgi çeken yıldızların arasında De Bruijn, Van Almsick, Klochkova gibi kadın sporcular vardı.

Jimnastik yarışmalarında da yine en büyük ilgiyi kadın sporcular çekti. Daha önce hep Rusya’nın gerisinde kalan Amerikalıların bu kez ortaya koyduğu olağanüstü final serisi, seyirciler tarafından ayakta alkışlandı.

İLK HAFTAYA DAMGASINI VURAN KADIN SPORCULAR

Atina’da ilk hafta geride kalırken, ‘tarihi madalyalar’ elde eden ve performanslarıyla spor gündeminin en üstünde yer alan kadın sporculara da değinmekte fayda var.

Ryoko Tani 1993’ten bu yana 48 kiloda dünya şampiyonluklarına ambargo koyan Japon judocu, Sydney 2000 Olimpiyatları’ndan sonra neredeyse rakipsiz olarak yarıştığı Atina’da da kürsünün zirvesindeydi. 31 yaşındaki Tani, tarihte iki olimpiyat altınına sahip ilk kadın judocu oldu.

Irina Korzhanenko Atina’ya 230 kilometre uzaklıktaki ilk olimpiyatların yapıldığı Olympia’nın otantik atmosferindeki bayanlar gülle atma mücadelesinde Rus sporcu Korzhanenko, 21.05’lik atışıyla şampiyonluğu kazandı. Böylece Korzhanenko, Olympia’da altın madalya kazanma şerefine ulaşan ilk (muhtemelen de tek) kadın oldu.

Nurcan Taylan Türkiye’nin son iki yılda en çok dikkat çeken genç haltercileri arasında yer alan 21 yaşındaki Taylan, Çinli Zhou Li ile nefes kesen bir mücadele yaşadı. Sonunda koparmada 97.5, silkmede de 112.5 kiloluk kaldırışları sayesinde ulaştığı 210 kilo toplamla Türkiye’nin olimpiyat tarihindeki ilk kadın şampiyonu oldu. Üstelik, dünya ve olimpiyat rekoru kırdı.

Yana Klochkova 23 yaşındaki Ukraynalı yıldız yüzücü, iki altın, bir gümüş kazanarak parladığı Sydney Olimpiyatları’ndan sonra Atina’da da iki altın kazandı. Bu müthiş performans, Klochkova’yı, genç yaşına rağmen ülkesinin en çok olimpiyat madalyasına sahip sporcusu yaptı.

KADIN SPORCU ORANI SÜREKLİ YÜKSELİYOR

Olimpiyatlara katılan kadın sporcu sayısı, 1960 Roma Olimpiyatları’ndan beri düzenli olarak artıyor. Bundan önceki oyunların düzenlendiği Sydney’de kadın atletlerin genele oranı yüzde 38 düzeyindeyken, Atina’da bu oran yüzde 40’ın üzerine çıktı. Bir sonraki olimpiyata ev sahipliği yapacak Çinlilerde tam bir kadın sporcu geleneği var. Olimpiyatlarda kazandığı tüm madalyaların yüzde 55’ine imza atan Çinli kadınlar, ayrıca Sydney’de de olimpik kafilenin yüzde 65’ini oluşturuyordu.

TÜRKİYE’NİN 21 KADIN SPORCUSU YARIŞIYOR

Atina 2004’ün ilk gününde, Nurcan Taylan halterde kazandığı şampiyonlukla tarihte Türkiye’ye olimpiyat altını hediye eden ilk kadın sporcu oldu. İlk kez 1936 Berlin Olimpiyatları’nda eskrim dalında Suat Fetgeri Aşeni ve Halet Çambel ile olimpiyatlara kadın sporcu gönderen Türkiye, 2000 yılına kadar toplam 47 atletle madalya aradı. Atina’da ise yeni bir rekora imza atılarak 21 kadın sporcuyla oyunlara katılım sağlandı. Nurcan Taylan’ın halter bayanlar 48 kiloda gelen madalyası, aynı zamanda olimpiyat tarihinde Türk kadın sporcuların elde ettiği üçüncü madalya oldu. Daha önceki iki madalya da bronzdu ve judoda Hülya Şenyurt (1992), tekvandoda Hamide Bıçkın’dan (2000) gelmişti.

Olimpiyat Toplam Kadın Türk sporcu sporcu

1908 Londra 1 -

1912 Stockholm 2 -

1924 Paris 40 -

1928 Amsterdam 40 -

1936 Berlin 63 2

1948 Londra 69 1

1952 Helsinki 57 -

1956 Melbourne 27 -

1960 Roma 58 3

1964 Tokyo 24 -

1968 Mexico City 28 -

1972 Munih 48 1

1976 Montreal 30 1

1984 Los Angeles 48 2

1988 Seul 50 5

1992 Barcelona 47 8

1996 Atlanta 54 9

2000 Sydney 59 15

2004 Atina 66 21


Olimpiyat Toplam Kadın Yüzde

Sporcu Sporcu (%)

1896 Atina 241 - 0

1900 Paris 1225 19 1.5

1904 St.Louis 689 8 1.1

1908 Londra 2305 36 1.5

1912 Stockholm 2547 57 2.2

1920 Anvers 2669 78 2.9

1924 Paris 3092 136 4.3

1928 Amsterdam 3104 290 9.3

1932 Los Angeles 1408 127 9.0

1936 Berlin 4066 328 8.0

1948 Londra 4099 385 9.3

1952 Helsinki 4925 518 7.8

1956 Melbourne 3184 371 11.6

1960 Roma 5348 610 11.4

1964 Tokyo 5140 683 13.2

1968 Mexico City 5530 780 14.1

1972 Münih 7123 1058 14.8

1976 Montreal 6208 1247 20.0

1980 Moskova 5217 1124 21.5

1984 Los Angeles 6797 1567 23.0

1988 Seul 8465 2186 25.8

1992 Barcelona 9367 2708 28.9

1996 Atlanta 10320 3523 34.1

2000 Sydney 10651 4069 38.2

2004 Atina 10864 4360 40.1

TARİHE GEÇEN ÜÇ KADIN

Florence Griffith-Joyner

1988 Olimpiyatları’nda Ben Johnson’ın dopingleri kadar Florence Griffith-Joyner’ın müthiş rekorları da aylarca konuşuldu. Los Angeles’ta yaşadığı hayal kırıklığından sonra yıllarca Seul için hazırlanan Amerikalı sprinter Flo-Jo, atletizmde prestiji en yüksek yarışma olan 100 ve 200 metrede duble yaparken, günümüzde bile kırılması zor görülen iki rekoru (100 metre 10.49, 200 metre 21.34) elde etti.

Fanny Blankers-Koen

Bir zamanlar kadınların alınmadığı olimpiyat oyunlarında, yıllar geçtikçe tarihin en büyük isimleri olarak kadın atletlerin de adları yazıldı. 1948’de üç çocuk annesi Hollandalı Fanny Blankers-Koen, inanılmazı başararak olimpiyat kitaplarına geçti. 100 metre, 200 metre ve 80 metre engellide kazandığı üç altın madalyaya bir de 4x100 bayrak yarışında Hollanda’yı zirveye taşıyarak dördüncüsünü ekledi. Eğer bireysel dallarda bir kadın sporcunun üçten fazla dalda yarışmasına izin verilmiş olsaydı, uzun atlama ve yüksek atlamada da yarışacak olan Blankers-Koen’in, şampiyonluk sayısını 6’ya çıkarıp çok daha erişilmez bir rekora uzanması da işten bile değildi.

Nadia Comaneci

1976’da Rumen jimnastikçi Nadia Comaneci, olimpiyat tarihine özel bir bölüm ekledi. 15 yaşındaki Comaneci, soğuk savaş döneminde Doğu Bloku’nda yer alan bir sporcu olmasına rağmen sevimliliğiyle kendini herkese sevdirmişti. Bu sempatik sporcunun, aynı zamanda eşsiz bir yeteneğe sahip olduğu asimetrik paralel finalinde görüldü. Akıllara durgunluk veren bir seri sonrasında yedi hakemden de 10 tam puan alan Comaneci, o zamana kadar hiçbir sporcunun gerçekleştiremediği bir başarıya ulaştı. Jimnastik sporunun en önemli figürü olan Comaneci, müthiş kariyerinde toplam dokuz olimpiyat madalyasına sahip oldu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!