Okulu bitiren bırakıp gidiyor...

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Kürek Takımı, memleketine giden, sınavı olan ya da okulu bitiren öğrenciler nedeniyle “istikrar” problemi yaşıyor.

ODTÜ Kürek Takımı'nın Sırp antrenörü Petar Ibrocic, okulunu bitiren ya da memleketine giden öğrenciler nedeniyle her yıl tekrar tekrar planlama yapmak durumunda kalmalarının en büyük problemleri olduğunu söyledi.

Ankara'ya 2010'da gelirken nereye geldiğini ve ne yapacağını iyi bildiğini belirten Ibrocic, bütün kariyerini Sırbistan'da tek bir kulüpte geçirdiğinden “farklı bir deneyim, değişik bir zorluk, farklı bir kültür ve farklı insanlarla çalışmak” isteğiyle ODTÜ'deki bu işi kabul ettiğini dile getirdi.

İlk yılında beklediği sonuçları alamadığını ve deneyimli sporcular olmasına karşın bunu sonuca yansıtamadıklarını kaydeden Ibrocic, şöyle devam etti:

“Geçen yıl ise daha az tecrübeli bir ekiptik. Bu sefer beklediğimden daha iyisini yaptılar. Takımdan gayet memnunum. Küreği seven ve ciddiye alan sporculardan kuruluyuz. En büyük sorun öğrencilerle çalışıldığı için, bazen geliyorlar, memleketlerine dönüyorlar, sınavları oluyor... Böyle olunca her yıl tekrar tekrar yeni planlama yapmak zorunda kalıyoruz. Bu sirkülasyon nedeniyle uzun dönemli düşünemiyoruz. Ankara'da koşullar da diğer kentlere göre farklı. Geçen yıl göl dondu ve ilk antrenman Nisan ayında yapılabildi. Her yıl yeni yeni kürekçiler geliyor ve onları göle çıkaramadığınızda da hazırlamak zorlaşıyor.”

“Kürek güce dayalı, biraz da spesifik”

Sırp antrenör Ibrocic, küreği, “öncelikle güce dayalı, ancak spesifik bir spor” olarak tanımladı.

Toplu ya da takım oyunlarında sporcu değiştirilebildiğini kaydeden Ibrocic, “2 bin metre boyunca yarışıyorsunuz ama her şey çok belirli. 2 bin metre boyunca bir boşluk, alan, uzunluk, düz çizgi var. Süre ise teknesine göre 6-8 dakika arasında değişiyor. Bu kadar zamanda varınızı yoğunuzu ortaya koymanız gerekiyor” dedi.

Küreğin çok zor bir spor olduğunu kaydeden Petar Ibrocic, şunları söyledi:

“Toplu oyunlarda takımı değiştirebilirsiniz, oyuncu değiştirebilirsiniz ama kürekte durmadan hem gücünüzü, hem dayanıklılığınızı korumanız gerekiyor. Bir çok sporcu geliyor. Yapabileceklerini düşünüyorlar ama önemli olan, gelen kişinin fiziksel anlamda ne kadar güçlü olduğundan ziyade zihinsel anlamda ne kadar güçlü olduğu. Çünkü bazen 1-1,5 saat koşu, su antrenmanları ise 2,5-3 saati buluyor. Dolayısıyla sadece güçlü olmak değil bunu sürekli hale getirmek ve bununla baş edebilmek gerekiyor. İşin zorluğu ve aslında güzelliği burada. Dolayısıyla bu işin anahtarı zihinsel anlamda güçlü olmak. Kürekçiler kariyerlerini tamamladıklarında hep başarılı insanlar haline geliyorlar. Çünkü buradaki zorluklarla baş etmeyi öğrenince hayattaki zorluklarla da baş edebiliyorlar ve iyi yerlere geliyorlar.”

Yeni, değişik bir şeyler öğrenmenin herkes için iyi olacağını, bu nedenle de özellikle gençleri kürek yapmaya davet ettiğini dile getiren Sırp antrenör, şöyle devam etti:

“Kürek, yüzme ya da bisiklet gibi bir spor değil. Gelip öğrenmek, zaman harcamak gerekiyor. Kürekten sonra başka branşlarda başarılı olan sporcularım oldu. Kürek aslında spor, su, tekneler, doğa hakkında bir şeyler öğrenmek için ideal. Zor olduğu için her detayı düşünmek zorundayız. Sporcular da bunu biliyorlar ve dinlenmelerinden beslenmelerine kadar detaylara hakim oluyorlar. Spor sağlıklı yaşam, açık hava hakkında fikirleri oluyor. Buraya herkes gelebiliyor ve bir süre yaptıktan sonra devam edip etmeyeceklerine karar verebilirler.”

“Türkiye'nin potansiyeli çok yüksek”

Genç nüfusu fazla Türkiye'nin büyük bir potansiyele sahip olduğunu kaydeden Ibrocic, sporun yapılacağı yerlerin sayısının da az olmadığını söyledi.
Türkiye'de organize olma ya da sistemde bir problem olduğunu belirten Petar Ibrocic, “Fethiye, Adana, Sapanca, Eymir, Mogan Gölü bu spor için ideal. Bir yerde, organize olmak ya da sistemde bir sıkıntı var. Çok ufak ayrıntıları değiştirerek geniş kitlelere ulaşılabilir. Aradaki eksik nokta bulunup herkes bu spora kanalize edilebilir” diyerek sözlerini tamamladı.