Nihat kaptan olsun

Güncelleme Tarihi:

Nihat kaptan olsun
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 26, 2009 10:51

Buruk, kırgın gitmişti Nihat İspanya'ya... Sezon başlamış, Süper Lig'e fırtına gibi giriş yapmıştı. En son Beşiktaş formasıyla Antalyaspor'a attığı 2 gol halen akıllarda...

Bir anda nereden çıkmıştı bu transfer?
Zordu karar vermek. Önce istemedi. Sonra, sonra baskı ile kabul etmek zorunda kaldı.

Fatih Kaya yazıyor
fakaya@hurriyet.com.tr


Malum başarı öyküsü... Efsane Real Sociedad kadrosunu neredeyse ezbere sayabiliriz. Westerveld, Aitor Lopez Rekarte, Xabi Alonso, Mikel Aranburu, Khokhlov, Valeri Karpin, Kovacevic ve Nihat ilk anda aklıma gelenler...
İspanya'nın devlerine kafa tutarak, eze eze galibiyetler. TRT ekranlarına kilitlendik maç günleri, hepimiz Sociedad taraftarı olduk. İnanılmaz bir performans... Barca, Real Madrid, Valencia'nın üzerine kâbus gibi çöktüler.
Şampiyon olamadılar belki ama Nihat ile beraber efsane bir takım olmuşlardı. Sonrasın da Nihat belki istatistik olarak yükseltemedi yakaladığı o formu... Ancak, kendisini hep geliştirdi.
Son sezon sakatlık sıkıntısının yanında Llorente ve Rossi’nin yüksek formu onun forma şansını azalttı.
Akabinde transfer sürecindeki gelişmeler başladı.
Nereden, nereye 9 sene önce gitmesi için yapılan baskı, bu sefer dönmesi için yapıldı. Yine kıramadı Beşiktaş'ı...
Demirören, dilinden düşürmediği "Hayalim" dediği Nihat'a sonunda Beşiktaş forması giydirdi. Aslında büyük bir başarı... Ve aynı zamanda Nihat adına büyük bir fedakârlık…

O zaman ki gidiş Nihat için bir milattı. Esenler’den Beşiktaş'a uzanan ve parlayan, son olarak İspanya'da yükselen bir yıldız...
Ve artık o, genç ve gelecek vaad eden çocuk deÄŸil, 30 yaşında bir yıldız...Â

Siyah Beyazlı camiaya hizmet zamanı gelmiÅŸti... Â

Yıldırım Demirören de bu büyük dönüşe karşılık Nihat'ı onurlandırmalı. Hak ettiği kaptanlık görevini ona teslim etmeli.
Kaptanlık yapmak için yıllarca bir takımın formasını giymek şart değil… Ki Nihat 5 sezon Beşiktaş forması giydi… Aynı zamanda kaptanlık bir duruş, liderliktir. Nihat’ta da bu vasıflar var.
Kariyerinin son yıllarını İspanya’da sürdürüp, bunun yanı sıra orada kurmuş olduğu düzeni bozmazdı. Bir Allah'ın kulu da ona kızamazdı. En doğal hakkıdır bu tercih...
Ama o Beşiktaş için bu düzeni bozdu. Bu küçümsenemeyecek bir hareket.
Nihat’ın yaptığı bu fedakârlığa karşılık Yıldırım Demirören’in kaptanlık görevini ona teslim etmesi gerekir. Kaptanlığı Delgado ve Nobre’den daha çok benimseyip, layıkıyla yerine getireceği ortada…

Nihat'ın performansı

Beşiktaş'ın evladıdır, taraftar onu çok seviyor... Bu artılar Nihat'ın performansını olumlu etkiler.
Yetenek ve oyun içindeki etkinliğine bakarsak; süratli, pres yapan, şut atan, orta açan, potansiyel bir gol tehlikesi...
Bu yeteneklerin yanına tecrübesini de ekleyince Beşiktaş'ın vizyonunu yukarı çekeceği çok net...
Nihat'ın performansı Türkiye Süper Ligi’nde derbi maçlar haricinde fazla hissedilmez. Ancak Şampiyonlar Ligi gibi bir organizasyonda Nihat, rakiplere gözdağı verir.
Nihat ismi Beşiktaş’a olan bakışı değiştirir. Takım içinde de futbolculara direnç ve güven empoze eder...
Tabi ki bu bir tek Nihat ile başarı elde edilebilir anlamına gelmez. Başarı için birkaç takviyeye daha ihtiyaç var. Özellikle savunma hattına…

Sürpriz’in adı ABD

FİFA Konfederasyon Kupası
gerçekten çok renkli oluyor. Yalnızca “Vuvuzela“ sesinin damgasını vuracağını düşündüğümüz sırada Brezilya – İtalya ve Mısır – ABD maçları ilaç gibi geldi.

Geçen Çarşamba akşamı oynanan İspanya – ABD maçı da bu görüntüyü pekişti. Herkes İspanya’dan rekor beklerken ABD verdiği mücadelenin ödülünü finale adını yazdırarak aldı. İspanya da rekor hayallerini bir başka bahara bıraktı. ABD’nin bir ilginç özelliği de oynadığı 4 maçın 3’ünü 10 kişi tamamladı.
Amerika kahraman yaratmayı çok sever. Bakalım Amerikalı futbolcular Oscarlık performans gösterip bir mucize gerçekleştirebilecek mi?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!