Müzikle hasta ruhları tedavide büyük başarı

Güncelleme Tarihi:

Müzikle hasta ruhları tedavide büyük başarı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 28, 2003 23:45

Müzik terapisi, stresli yöneticileri rahatlatmak için tasarlanmış yeni bir new-age tekniği gibi duruyor. Aslında, müzikle tedavi, diğer birçok tedavinin ulaşamayacağı yerlere ulaşan ve çok daha derinlikli bir yöntem.

Yıllardan 1944; yer ABD’de Nowheresville’de bir gaziler evi. Avrupa’da savaşırken arkadaşlarının yarısı ölen bir er, büyük bir travma geçirmiş ve konuşamıyor. Gazileri eğlendirmek için merkeze bir müzisyen gelir. Er, müzikle birlikte aylardır verdiği ilk tepki olarak ağlamaya başlar. Müzisyen giderken hemşire espriyle karışık, ‘Belki de seni işe almalıyız. Bizim kadar çok işe yarıyorsun’ der. Bunlardan etkilenen Michigan Üniversitesi de, dünyanın ilk müzikle tedavi branşını açmaya hazırlanır.

Müzikle terapinin geçmişi, tabii ki travma geçirmiş gazilerden daha eski. Bu fikir yaklaşık 2 bin yıldır bizimle birlikte. İngiltere’deki Sağlık Meslekleri Konseyi’nce hükümet bazında tanınma sağlanan bu tedavi şeklinin mali olarak desteklenmesiyse yetersiz. İngiltere’nin önde gelen kuruluşlarından ülke çapındaki Nordoff-Robbins Müzik Terapi Merkezi’nin gelirleri büyük miktarda müzik şirketlerince sağlanıyor.

Her hafta 700 çocuk

Peki müzikle tedavi tam olarak nedir? Bu yöntem, ‘müziğe tepki verme, insanın, incinme, engel veya travma gibi dış etkilerden zarar görmemiş doğuştan içinde barındırdığı bir özdür’ fikrine dayanır. Hastaların değil, terapistlerin bu yetenekleri yüksek oranda arttırabilmeleri gereklidir.

Bu kişilerin işleri, müziklerini hastalarının gereksinimleriyle çakıştırabilmektir. Bu başlangıçtaki uyum, hastayla terapist arasındaki ilk köprüdür. Bu hayati iletişim kurulduktan sonra tedavi başlayabilir.

Nordoff-Robbins bir haftada 700’den fazla çocuk ve yetişkin tedavi ediyor. Hastaların, davuldan piyanoya kadar pek çok aleti çalmaları sağlanıyor. Terapistler ilk olarak hastaların sesli veya tempolu aletlere odaklanmasını sağlıyorlar.

İşe yarıyor

Hastalar, gelişim problemi olan çocuklar, felçli bir hasta, Parkinson veya Alzheimer hastalığına sahip biri veya stresli bir yönetici olabilir. Her bir hasta için anında üretilen müzikle, kişilerin musiki deneyimlerini arttırmaları ve müzikle kendilerini ifade edebilmeleri hedefleniyor.

Peki işe yarıyor mu? Bundan emin olan terapistler, davranışlarda hem küçük hem de zor ilerlemeler kaydedildiğini ve hatta kişi konuşmaya başlayarak, mucizelere bile rastlandığını söylüyorlar. Bu kanıtlanabilir mi?

Bugüne kadar, müzikle duygu arasındaki bağ, beyindeki müziğe hassas bölgeler, müzik yapmanın etkilerinin biyokimyasal belirteçleri ve hatta anne ile bebeği arasındaki iletişimin müziği ortaya koymuş onlarca çalışma yapıldı. Ancak eğer müzikle tedavinin bilimsel olarak da kanıtlanmasını istiyorsanız biraz da olsa beklemeniz gerekecek.

Müzikle tedavi edilenler

- Rita bundan 2 yıl önce HIV pozitif taşıdığını gördü. Yıkıldı, içine kapandı, arkadaşlarını kaybetti ve işinden ayrıldı. Müzikle tedavisinin ilk seansında terapistini oldukça yordu. Rita’nın içindeki kaos ve depresyon, davullar ve büyük zillerin gürültülü sesleriyle kendini dışa vurdu. Terapist bu kaotik çalışı piyanoda da denedi.

Rita’nın müziği aşamalı olarak daha sakin ve daha ahenkli olmaya başladı. Artık daha ‘düzenli’ydi. Terapinin sonuna doğru, Rita diğer HIV hastalarıyla birlikte çalışan bir gönüllü olmuştu.

- 5 yaşındaki Mike otistik bir bozukluğa sahip. Yalnızlığı seven, kendini baskı altında hissettiğinde veya bir şeyi anlamadığında sinirlenen veya korkan biri. Terapisine başladığında, gergin ve odada bir yukarı bir aşağı yürüyordu. Terapisti, piyanoyu, onun bu dinlenmez halini yansıtacak, ama aynı zamanda da sakinleştirecek bir şekilde çaldı.

Mike bir süre sonra odanın içindeki enstrümanlara doğru hareket etmeye başladı. Birkaç saniye çalıyor, hemen ardından da kaçıyordu. Üçüncü seansta biraz daha uzun çaldı. Bu seansın sonuna doğru Mike, bir alette tamı tamına 10 dakika kaldı ve müzik Mike’ın bir diğer kimseyle iletişim kurması için heyecanını bastırdı. Müzik yavaşladı. Mike, yüzünde bir şaşkınlık ve memnuniyetle terapistinin yüzüne baktı. Sessizliği bir çığlıkla yok etmişti. Terapi işte bu anda başladı.

- Susan, ileri dereceli bir inme geçirdiğinde 34 yaşındaydı. Beynindeki hasar konuşamamasına neden olmuştu. Yalnızca sol kolunda küçük hareketler yapabiliyordu. Kaldığı merkezin çalışanları, Susan’ın içinde başarabilecek birinin bulunduğunu biliyorlardı ve bu nedenle müzik tedavisine yönlendirdiler.

Bir tepki alabilmek oldukça zordu. Terapist odadaki tüm enstrümanları çalıyor, ancak farkına varılabilir bir tepki alamıyordu.

Susan’ın ailesiyle konuşan terapist, hastasının şarkı söylemeyi çok sevdiğini öğrendi. Robbie Williams’ın Angels şarkısını çaldığında dikkat kesildiğini fark etti. Bir gün önce dudakları oynadı, kelimeleri hecelemeye ve yeniden şarkı söylemeye başladı.

Burada kullanılan tüm adlar değiştirilmiştir. Daha fazla bilgi için; www.apmt.org.uk / www.bsmt.org / www.musictherapy.org adreslerini inceleyebilirsiniz.

Kaynak:

New Scientist, 29 Kasım 2003
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!