Murathan Mungan kalede YaÅŸar Kemal defansta

Güncelleme Tarihi:

Murathan Mungan kalede YaÅŸar Kemal defansta
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 22, 2002 00:00

Her ÅŸey, Seul Belediyesi tarafından Türkiye-Çin maçı vesile kılınarak düzenlenen ‘‘Edebiyat Günleri’’ sırasında oldu. Türkiye'den davet edilen romancı Latife Tekin ve ÅŸair Haydar Ergülen'le birlikte Osaka üzerinden Seul'e doÄŸru yol alırken, Semerkant üzerinde filizlendi fikirler. Türkiye-Çin maçında, sahaya edebiyatçılardan kurulu bir takım çıksaydı ne olurdu acaba? Seul Dünya Kupası Stadyumu'nda maçı izlerken, Orhan Pamuk'un rakip defanstan top söktüğünü, Murathan Mungan'ın kalenin önüne çöktüğünü, Ahmet Altan'ın kendisine pas verilmediÄŸi için isyan edip çimlere gözyaşı döktüğünü gördük. Ben, Latife Tekin'le Haydar Ergülen'in yalancısıyım... Fikri ortaya atan Latife Tekin'di galiba. Yoksa Haydar Ergülen miydi? Seul Dünya Kupası Stadyumu'ndaki iki dev skorboard'da Türk Milli Takımı'nın kadrosu yer alırken, edebiyatçılardan kurulu bir futbol takımı düşüncesi, belki de kendiliÄŸinden geldi gündeme. Ãœstelik bu iÅŸi edebiyat tarihçilerine bırakacak kadar vakit de yoktu. Maç neredeyse baÅŸlayacaktı. Edebiyat Milli Takımı'nın kalesine Murathan Mungan'ın geçirilmesi konusunda herhangi bir tartışma yaÅŸanmadı. ‘‘Yüksek Topuklar’’ yazarı, topuk avantajını da kullanarak korurdu kaleyi nasıl olsa. Geri dörtlüyü tertip etmek o kadar kolay olmadı. Buna raÄŸmen, YaÅŸar Kemal ismi üzerinde kendiliÄŸinden bir ittifak doÄŸdu. Ä°ri cüssesi ile ‘‘top geçer adam geçmez’’ tanımına bu kadar uyan baÅŸka kim vardı? Ãœstelik, ‘‘Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana’’ ve ‘‘Karıncanın Su İçtiÄŸi’’ romanlarıyla puan cetvelinde ön sıralara tırmanmıştı.SAVUNMA ZAAFA UÄžRAMASINGeri dörtlünün sol tarafı için Ahmet Altan ismine de itiraz eden çıkmadı. Gerçi transfer görüşmelerine erken baÅŸlamıştı ama ‘‘İsyan Günlerinde AÅŸk’’ta sergilediÄŸi oyunla da hayli taraftar toplamıştı. Asıl tartışma, Hilmi Yavuz ve Orhan Pamuk ismi birlikte zikredilince yaÅŸandı. Latife Tekin mi, yoksa Haydar Ergülen miydi, ‘‘Yahu kardeÅŸim, bu arkadaÅŸlar soyunma odasında bile geçinemiyorlar, bir araya gelince savunmayı zaafa uÄŸratırlar’’ diye dertlenen? Yine de, ‘‘milli mesele’’ söz konusu olduÄŸunda eski kırgınlıklarını unutacaklarına dair fikir birliÄŸine varıldı.Adalet AÄŸaoÄŸlu, Fazıl Hüsnü DaÄŸlarca ve Attilá Ä°lhan. Orta saha pek fazla gürültüye meydan vermeden çözümlendi. Ancak, Adalet AÄŸaoÄŸlu'nun son maçta ciddi biçimde sakatlanması, Fazıl Hüsnü'nün bütün uyarılara raÄŸmen kebaba ağırlık verip kilo alması ve Attilá Ä°lhan'ın da, ‘‘TeÅŸvikiye Camii imamı olmadan maça çıkmam’’ diyebileceÄŸi ihtimali tartışmaya sebep oldu.Latife Tekin ve Haydar Ergülen, bilhassa Attilá Ä°lhan'ın kadro dışı bırakılmasının daha makul, Fazıl Hüsnü'nün yedek kulübesinde oturtulmasının daha makbul olacağını düşünüyorlardı galiba. Adalet AÄŸaoÄŸlu'na ise 'teknik ve taktik' açıdan itiraz eden yoktu da, sakatlığı düşündürüyordu. Buna raÄŸmen, onların yerine, 'altyapı'dan yetiÅŸen Ayfer Tunç, Cem AkaÅŸ ve Küçük Ä°skender'e prim veren olmadı. Çünkü hiçbirinin henüz milli maç tecrübesi yoktu.ELÄ°F ÅžAFAK’IN HANDÄ°KAPIAsıl kavga ileri üçlü söz konusu olduÄŸu zaman yaÅŸandı. Latife Tekin, ileri üçlünün kadınlardan müteÅŸekkil olması gerektiÄŸi konusunda ısrarlıydı. Ä°lk ortaya atılan isim Perihan MaÄŸden oldu. Gerçi fazla hırçındı ve sık sık kart görme ihtimali vardı ama rakip takımın oyuncularıyla sıkı bir mücadeleye gireceÄŸinden de kimsenin kuÅŸkusu yoktu. ‘‘İki Genç Kızın Romanı,’’ hayli fikir vericiydi bu açıdan. Hatta, arada fırsat yaratıp diÄŸer oyuncuları oyundan bile düşürebilirdi.Peki ya Elif Åžafak? Onun da handikapları vardı. Perihan MaÄŸden'e göre fazla sakindi, ‘‘Bit Palas’’ romanı gürültüye gelmiÅŸti bir miktar. Takım oyununu tutturmakta zorlanabilirdi, fazla 'bireysel' kalıyordu.Belki ‘‘Zargana’’ kod ismiyle kadroya dahil olan Hakan Günday kapatabilirdi bu ikilinin boÅŸluÄŸunu. Adı çok fazla duyulmamıştı ama ilk iki maçında gösterdiÄŸi performans bunu müjdeliyordu. Rakip kale önünde 'çoÄŸalmayı' bildiÄŸi kadar, savunmaya geri dönmeyi de biliyordu.TEKNÄ°K DÄ°REKTÖR DOÄžAN HIZLAN MI FETHÄ° NACÄ° MÄ°?En önemli soru uzun uzun tartışıldı: ‘‘İyi ama teknik direktör kim olacak, bu takımı sahaya kim sürecek, kim taktik verip yeri geldiÄŸinde oyuncu deÄŸiÅŸtirecek?’’ Uçak, YeÅŸilköy'e doÄŸru alçalırken Fethi Naci ve DoÄŸan Hızlan isimleri etrafındaki tartışmalar devam ediyordu. Aynı zamanda birer futbol uzmanı olan yazarların, Semih Gümüş, Tanıl Bora ve Ãœmit Kıvanç'ın isimleri de telaffuz edildi. Ama teknik direktör bulunamadan uçak Ä°stanbul'a indi.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!