Metroseksüel deÄŸilim ama...

Güncelleme Tarihi:

Metroseksüel değilim ama...
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 13, 2009 11:19

Mehmet Topuz, "metroseksüel değilima ama arada manikür yaptırıyorum" dedi.

Haberin Devamı

Akşam gazetesinin haberine göre; Futbol hayatının tamamını Kayseri'de geçiren Mehmet Topuz, bu yıl Fenerbahçe forması giyiyor. 3 yıllık sözleşmesi Fenerbahçe'ye kaba bir hesapla 35 milyon liraya yani eski parayla 35 trilyona mal oldu. Tabii sadece fiyatı değil, transferinin oluş biçimi de olaylıydı. Beşiktaş'la anlaştığı söylendi, sonra Fenerbahçe'ye imza attı; gergin geçen günlerin ardından kendini çalışmaya adayan ancak ardı ardına iki sakatlık geçiren Topuz, ilk kez verdiği bu röportajda olaylı transferi dahil her konudaki sorularımı yanıtladı. Aslında o transferin hikayesi; Türk futbolu, kulüp yapıları, yabancı kotası v.s. gibi birçok konu başlığını irdeledikten sonra anlaşılır olabilir; ben daha çok Yozgatlı orta halli bir ailenin 6 çocuğundan en küçüğü olan Mehmet Topuz'un ağırbaşlı mütevazılığının gerçek olamayacak kadar fazla, ama sahte olamayacak kadar da içten olmasına odaklandım. Kendini konuşarak değil, daha çok orta sahadan attığı isabetli şutlarıyla anlatmayı biliyor Mehmet Topuz, buyurun her yönüyle bu genç futbol yıldızını tanıyalım...

Haberin Devamı

- Çocukluğundan başlayalım, kendini ilk nerede hatırlıyorsun?
İlkokul birinci sınıftaki halimi hatırlıyorum. Bir de annemin Kayseri mantısını yerken.

- Futbol değil de okulu hatırlıyorsun, başarılı bir öğrenci miydin?
İlkokulda evet, ortaokulda da öyle; ta ki futbola başlayana kadar.

- Ondan önce oynamıyor muydun?
Oynuyorduk ama sokakta.

- Mutlu bir çocukluk mu seninki?
Mutlu bir çocukluk geçirdim. Sokakta oynamayı seven deli bir çocuktum; şımarıktım biraz da.

- Kaç kardeşin var?
6 kardeşiz, en küçüğüm. 4 ablam, 1 ağabeyim var.

- El üstünde tutmuşlardır seni ablaların, tabii şımarırsın...
Aslında onlarla çok fazla bir arada olmadık, hepsi ben küçükken evlenip evden ayrıldılar. Annemin-babamın gözbebeği olarak kaldım. Aileme çok düşkün bir insanım. Aslında bütün aile birbirine çok düşkündür bizde. Fırsat buldukça birlikte olmaya gayret ederiz.

TOP OYNAYARAK PARA KAZANILIR MI?
- Futbol oynamana karışırlar mıydı?
Annem desteklerdi de babam okumamı istiyordu. 'Top oynayarak para kazanılmaz' derdi hep.

Haberin Devamı

- Ne zaman karar verdin futbolcu olmaya?
Kayseri'de Yolspor'da amatör olarak başladığım ilk gün, artık işimin futbol olacağına karar vermiştim.

- Peki, Yolspor'da nasıl başladın?
Birlikte futbol oynadığımız bir arkadaşım vardı; babası Karayolları'nda elektrik ustasıydı. Yolspor da Karayolları'nın; bizi seçmelere götürdü ama çok küçüğüz. O yıl 77'liler-78'liler katılıyor; biz 83'lüyüz. Seçmelerin bitmesine de 5 dakika kalmış. Hoca, arkadaşımın babasına; 'Veli Usta bunlar ne, bunlar çok küçük' dedi. Veli Amca da 'Yahu bir dene' diye ısrar edince, denedi ve 4-5 sene Yolspor'da oynadım. O 5 dakika, hayatımın 5 dakikası oldu yani.

- Nasıl bir hayatın vardı Kayseri'de?
Ailemle yaşıyordum. Yakın arkadaşlarımla birlikteydim. İşini seven, antrenmanına gidip-gelen bir sporcuyum. Orada da öyleydim. Antrenman, maç, ev arasında geçiyordu hayatım ama en çok köpeklerimle vakit geçirmeyi seviyordum, hala da öyle...

Haberin Devamı

- Köpeklerini getirebildin mi?
Henüz getiremedim ama çok kısa süre sonra 'büyük oğlumu' getireceğim. O çok özel bir köpektir. Buraya uyum sağlayacağından emin olmak istiyorum.

- Peki, 10 yıl oynadın Kayseri'de ve orada, Türkiye çapında şöhret olmadan önce de bir şöhretin vardı...
Oraya transfer olan değil de, onların içinden gelen bir futbolcu olduğum için yerim ayrıydı ve herkes benim karakterimi iyi biliyordu. Orada yıldız olmanın benim hayatımı değiştiren bir yanı yoktu.

- Önce Yolspor ardından da Kayserispor, fazla mücadele etmen gerekmemiş.
Mücadele deÄŸil ama çok çalıştım ve direkt profesyonel oldum. Oraya geçiÅŸte hocalarım, aÄŸabeylerim çok destek oldular. Â

Haberin Devamı

- Son 2-3 yıl hep transferin konuşuldu ama kaldın. Anadolu takımları arasında kulübünde kalmak için en büyük ücreti alan futbolcuydun değil mi?
Kaç sene hizmet vermişsin; takımın kaptanı olmuşsun; söylediklerinden dışarı çıkmamışsın... Büyük transfer teklifleri gelirdi. Hiç kimseyle görüşmedim, kulübümü satmadım, onlar da hakkımı veriyordu. Bunlar karşılıklıydı.

NAZARA GELDÄ°M
- Kayseri'nin yıldızı sendin, burada herkes yıldız, ne hissettin?
Fenerbahçe çok büyük kulüp, Türkiye'nin en önemli sportif markası, bunu biliyordum gelirken. Ama geldikten sonra benim bildiÄŸimden, tahmin ettiÄŸimden çok daha büyük bir kulüp olduÄŸunu anladım. Bu büyüklük, kulübün koridorlarından stadına her yerde hissediliyor. Bunu, burada oynasanız da oynamasanız da unutmamalısınız. Ancak hiç istemediÄŸim bir ÅŸey oldu, gelir gelmez sakatlandım. 10 yıldır yaÅŸamadığım sakatlıkları iki aydır burada yaÅŸadım. Ama artık bitti, iyiyim. Sakatlığı düşünmek bile istemiyorum. Sürekli oynamak ve taraftarın gözdesi olmak istiyorum.Â

Haberin Devamı

- Nazar mı değdi?
Ben göze inanırım, herkesin gözü üzerinizde, nazar değdi. Oynayamadım ama bundan sonra herkes görecek. Başkanımızın sözü vardı, 3 yıl üst üste şampiyon olacağız diye, ben de diyorum ki; herkes görecek biz üç yıl üst üste şampiyon olacağız ve benim de bu şampiyonluklarda futbolcu olarak büyük payım olacak.

- Fenerbahçe'de olmanın baskısı olamaz mı? Belki çok üstüne gelindiği için kendini fazla hırpalamış olabilirsin?
Yok, onunla hiç ilgisi yok. Ben bir profesyonelim. Buraya Fenerbahçe'ye hizmet etmek için geldim. Öyle bir baskı hissetmem.

- Kurşun döktürdün mü?
Yok. Annemin dualarıyla atlatırım merak etmeyin.

- İstanbul'da sadece futbol hayatın değil, sosyal hayatın da değişecek, buna hazır mısın?
Tabii hazırım. Benim burada arkadaşlarım, dostlarım var, alışma döneminde onlar hep benim yanımda. Zaten çok renkli bir özel hayatım yok. Gece hayatı gibi şeyler benim çok uzak olduğum, ilgilenmediğim konular. Birkaç yakın arkadaşım var onlarla alışverişe, yemeğe, sinemaya gidiyoruz, birlikte vakit geçiriyoruz. Titanic Oteli'nin (söyleşiyi Kartal Titanic Otel'de yaptık) sahibi, çok sevdiğim ağabeylerimden biri; zaman zaman buraya gelir, kendimi şımartırım, saunada, havuzda vakit geçirir, masaj yaptırırım. Kayseri'de nasıl bir özel hayatım varsa burada da devam ettirmek niyetindeyim. Sonuçta İstanbul koca bir ülke çok daha dikkatli olmalıyım. Kaldı ki biz futbolcuyuz, futbolcu adamın fazla boş vakti olmaz, bütün hafta antrenman yapıp yoruluyorum. Bir izin günüm var onda da kendime zaman ayırmak isterim.

- Alışverişe gidiyorum dedin, neler alıyorsun?
Kıyafete düşkünümdür biraz. Genellikle şık spor kıyafetleri tercih ederim. Rahat giyinmeyi severim.

- Metroseksüel misin?
Kesinlikle hayır. Ara sıra manikür yaptırırım ama o dediğinizden değilim.

- Saçlarını kestirmişsin. Uzun saçlar senin alameti farikandı.
Sıkılmıştım uzun saçtan. Hem böylesini daha çok yakıştırıyorum kendime. Hem de yeni bir başlangıç olduğunu gösteriyor.

BALIK YEMEYİ İSTANBUL'A  GELİNCE SEVDİM
- İstanbul'da en çok ne etkiledi seni, neyi sevdin?

Yemek kültürüm değişti. Balık yemeyi sevmezdim mesela. Ben sadece büyük şehirlere deplasmana gidersek deniz ürünleri yiyen biriydim, o da ayda yılda birdi. Şimdi burada haftada 2-3 kez balık yiyorum. İstanbul balığı sevdirdi bana.

- Peki, sokakta tepkiler nasıl?Â
Genellikle güzel şeyler duyuyorum, bir de fotoğraf isteyen çok oluyor. İtiraf edeyim, bu durum hoşuma gidiyor. Kimin hoşuna gitmez ki...

- Beşiktaşlılardan tepki oluyor mu?
Hiç öyle bir tepkiye rastlamadım. Herkes her şeyin bilincinde. Allah'a şükür bir sorun çıkmadı.

- Peki, transferin esnasında yaşananları nasıl değerlendiriyorsun? Ailen ve sen Beşiktaş lehine açıklamalar yaptınız ama şimdi buradasın...
Bu konuyu geride bırakmalıyız artık. O günlerdeki şartları bilmeden o kadar çok şey yazıldı çizildi ki, herkes üzüldü ama ben kötü niyetli biri değilim. Başka hiçbir şey söylemeyeceğim.

- Peki, Beşiktaşlı mısın ya da şöyle sorayım, bir futbolcunun profesyonel olarak futbol oynarken bir takımı tutmasını etik buluyor musun?
Fenerbahçe'liyim. Hayatımı burada kazanıyorum, terimi Fenerbahçe için akıtıyorum.

- Takım arkadaşlarına uyum sağlayabildin mi?
Zaten hepsini daha önceden tanıyordum. Hele Semih ve Bekir var ki onlar benim eskiden beri iyi arkadaşım, 14-15 yıldır tanışıyoruz; Ümit Milli günlerimiz birlikte geçti. İstanbul'daki ilk günlerimde Semih'in benim için yaptığı iyilikleri asla unutamam. Aslında tüm arkadaşlarım, yeniler ve eskiler, neşeli bir atmosfer yaratıyor; Samandıra çok sıcak, güzel bir yer.

SAHADA ORTAK DÄ°L FUTBOL
- Peki Brezilyalılar?
Onlarla da anlaşıyorum ama bazen lisan farkından ötürü sessiz film oynadığımız da oluyor. Herkesin deÄŸiÅŸik bir yapısı var ama futbol oynadığınızda, sahadan içeri girdiÄŸinizde Türk ya da Brezilyalı fark etmiyor, bir tek hedefiniz var, amaç takım halinde galibiyete ulaÅŸmak ve onun için çalışıyorsunuz. Arada bir fark olmuyor. Sahada ortak dil futbol.Â

- Peki, çok genç yaşta ün ve para sahibi oldun ama dikkat çekici bir ağırbaşlılığın var, hep böyle misin, bunun kaynağı nedir?
Böyle durumlarda klasik bir cevap vardır ya; aile terbiyesi diye, eğer böyle olduğumu düşünüyorsanız, gerçekten de bunu aileme borçluyum. Sadece anne babama değil, kardeşlerime ve akrabalarıma da borçluyum. Ama tabii ben de hep böyle değilimdir. Biraz hırçın bir tarafım da vardır.

- Paranı nereye harcıyorsun?
Gayrimenkule.

- Kendine özel bir harcaman var mı, kıyafetin dışında? Örneğin saat seversin ona para harcarsın ya da elektronik aletlere...
Kayseri'den geldim; Kayserililer paranın değerini bilir. 2 milyarlık da saat var, 20 milyarlık da. Bir saate neden binlerce dolar vereyim ki? Ama bazen çok istediğim bir şey olursa, biraz hovardalık yapabilirim.

- Para seni değiştirmemiş ama belki büyük şehir değiştirir...
26 yaşındayım, şimdiye kadar böyle yaşadım, bu saatten sonra da değişmem.

- Sonuçta futbolcu denince; şöhret, güzel kızlar, güzel arabalar, gece kulüpleri geliyor akla...
O işler merak işi. Böyle konulara çok meraklı değilim, zaten futbolcuların büyük bir çoğunluğunun böyle bir hayatı da yok. Zaten olsa bile, herkesin kendi özel hayatı.

Ä°LK VE SON AÅžKIM ORTAOKULDAYDI
- Kız arkadaşın var mı?

Yok.

- Peki Kayseri'de...
Kayseri'de aşık olmuştum bir kere. Ortaokul aşkımdı, ondan beri aradığımı bulamadım. Belki de fazla aramadım. Arayacak zamanım da pek olmadı ama artık yaşım ilerliyor. Sanırım artık bu işe biraz daha zaman ayırmam gerekecek.

- Senin aramana gerek yok ki onlar seni bulur.
Öyle olmuyor. Hele onlar bulunca hiç olmuyor...

- Ne tür fiziksel özellikler arıyorsun?
Esmer kadınlar daha çok hoşuma gidiyor. Sportif, hareketli ve neşeli bir insan olsun, fizik o kadar da önemli değil... Ben de öyleyim çünkü. Birlikte spor yapabileceğim biri olsun isterim.

- Peki, tip konusunda fazla ipucu vermeyeceksin, huyu nasıl olsun ya da meziyetleri, annen gibi güzel mantı yapsın mı mesela...
Annem gibi mantı kimse yapamaz onu baştan söyleyelim. Saygı beklerim kendisinden. Şimdiki kızları biliyorsunuz... Ama annelerimizin yetiştirilme tarzı, saygıları daha farklı tam olarak aynı şey bu devirde yok ama en azından benim alışık olduğum tarz bir aile terbiyesi almış olması çok önemli.

- Türk futbolunun Beckham'ı olacak mısın, kulübünün böyle planları olduğu yansıdı basına?
Beckham, sadece iyi bir oyuncu değil. Batı kültüründe belirli yaşam tarzlarına ön ayak olmuş popüler biri. Ben, Beckham olacağım diye bir şey söylemedim; bu benim için yapılan bir benzetmeydi, itiraz etmedim; çünkü fiziksel özelliklerim ve oyun stilimle bir Beckham örneği oluşturabilirim. Onu David Beckham yapan da zaten en başta fiziksel özellikleri ve yeteneği değil mi? Onu taklit edecek değilim, Beckham değil kendim olacağım ve insanlar da bir gün Mehmet Topuz gibi olmak isteyecek.

ÇİMLERE DOKUNUR, YÜZÜME SÜRERİM
- Maçlardan önce uğurun var mı?

Maça çıkmadan dua okurum. Sahaya çıkarken de sağ ayağımla çıkar, maç başlamadan duamı okur, elimi çimlere dokundurup yüzüme sürerim. Bir de gol attığım ayakkabıyı sürekli eskiyene kadar giyerim.

- Diğer arkadaşlarından farklı olarak antrenman sonrası kalıp çalışmanla ünlüsün...
Antrenmanlara yüzde 100 veririm kendimi. Tabii ki antrenman sonrası ne eksiğim varsa onu çalışırım. Allah bir yetenek vermiş bana ama çalışmazsam o yetenek körelir. O nedenle ben çok çalışırım. Mesela iyi şut atarım ama antrenman sonrası şut çalışırım daha fazla geliştirmek için. Daha fazla kondisyon ve hız için de antrenmandan sonra tempolu koşarım. Kendimi hazırlıyorum...

- Beslenmen için de özel bir diyet uyguluyor musun?
Kulüp doktorları ve masörlerimiz kişiye özel programlar yazar ve hepimizin ideal formu için çalışırlar. Biz onların programını uygularız.

- Ne oldu buraya gelince, neden azaldı?
Daha fazla dışarıda yemeğe başladım.

Kaptan da olacağım
- Kayseri'de aynı zamanda kaptandın. Maça kolunda o bantla çıkmanın farkı var mı?
Kaptan olmak daha çok saha dışında önemlidir. Sahada pazıbantınız görünür ama saha dışında çok büyük sorumluluğunuz vardır. Kayseri'de bunu yaşadım. Oraya da kaptan olarak gitmedim ki. Burada da şimdi değil ama inşallah bir gün olurum. Önce taraftarın güvenini kazanmalıyım, neden sonra da kaptan  olmayayım ki?

GERRARD'LA OYNAMAK Ä°STERDÄ°M
- Şu anda Türkiye'nin en büyük takımlarından birindesin, bundan sonraki hedefin neresi?
Fenerbahçe'ye gelmişsiniz, ses getiren bir transfere imza atmışsınız sonra sakatlıklardan dolayı kendinizi gösterememişsiniz, tabii ki ilk hedefim bana inananlara neler yapabileceğimi göstermek, Fenerbahçe taraftarlarının gönlüne girebilmek. İlk hedefim kesinlikle bu.

- Peki, uzak vadede, yok mu yurtdışı hayalin?
Var tabii ama önce 3 yıl üst üste şampiyonluk. Başkanımızın sözü, bizim sözümüzdür.

- Hangi takım değil de o zaman şöyle sorayım, Avrupa'da hangi ülkenin futbolunu beğeniyor ve kendine yakın hissediyorsun?
İngiliz futbolunu beğeniyorum. En beğendiğim futbolcu ise Steven Gerrard. Bir gün birlikte oynamak isterim tabii. Kim bilir, belki Fenerbahçe'de birlikte oynarız.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!