Metin Sertoğlu: Cumhurbaşkanım ne dedi?

Güncelleme Tarihi:

Metin Sertoğlu: Cumhurbaşkanım ne dedi
Oluşturulma Tarihi: Ocak 23, 2000 00:00

Metin SERTOĞLU
Haberin Devamı

BELKİ de, dünyada ilk kez bir avcılık kulübü üyeleri devlet başkanı tarafından kabul edilmiştir! Zira, dünya ülkelerinde ‘‘ben avcıyım’’ diye sokakta dolaşan insana, çevreci ve hayvan korumacılara bir araba dolusu dayak atarlar. Zaten oralarda avcılara da pek ortalıkta rastlanması mümkün değildir. Her avcı kişi kendi mülkü ya da kiraladığı arazilerde yine kendi ürettiği hayvanı, ancak devletin belirlediği zaman ve limitler tahdidinde gözlerden ırak avlayabilir.

Bizde ise durum biraz farklı. Eline tüfeği alan babasının çiftliği gibi her yerde avlanıyor, bu doğa nimetlerinde payı olan, 65 milyon insanımızın hakları sorumsuzca gaspediliyor. Şimdi de üstüne üstelik, yalan yanlış öneriler yekün hanesi boş hesaplarla, Sn.Cumhurbaşkanı'ndan şefaat dileniyor! 18 Ocak günü İstanbul BAM Kulübü yönetimi, başkanları Emin Esenkova ve sağdan soldan topladıkları bazı insanlarla huzura çıkıp, kural dışı avcılıkta kendilerine destek verdikleri Marmara Bölgesi avcıları adına ahkam kesmişler. Yazmış olduğum bir önceki yazımda neler konuşabileceğini anlattığım, şifası mümkün olmayan federasyon hastalığına tutulmuş olan Alamancı ulema arkadaşları tarafından susturulmuş ise de, başkanları sayın Esenkova kendisine sözcü olarak vekalet etmiştir. Atıcılık ve Avcılık Ferderasyonu 77 senelik onurlu varlığı, yine huzurda inkar edilmek istenmiş, avcılığın spor olarak kabul edilmesi halinde ülke ekonomisinin zarara uğratılacağı eklenmiş, ‘‘statükocu zihniyetin engellerinden kurtulmak istiyoruz’’ demekle de doğayı gönüllerince talan etmek vizesini, acaba babadan alabilir miyiz gafletine düşülmüştür!

Tekrarlanan diğer hayali sözlerle, avcılığı bölgelere ayıralım, her avcı 10'ar milyon lira verirse bir milyon avcıdan 40 trilyon para toplanır demişler ama, hala hazırdaki uygulamada 5 milyon lirayı ödeyen avcı adedinin sadece ve sadece 20 bin kişinin olduğunu, ‘‘baba’’dan saklamışlardır.

Pancar üreticilerinin devlet ekonomisinde değeri varmış da, avcıların neden yokmuş! şeklindeki yakınmaları ile de kara avcılığı yasası çalışmalarına, Orman İktisat Prof.Uçkun Geray'ın neden başkanlık ettiği sorusuna, böylece açıklık getirmişlerdir.

Beyzadeler, günün modası Avrupa Birliği konusuna da değinmiş, ‘‘Siz, bu Kara Avcılığı Kanununu yazmayı beceremeyeceksiniz, gelin biz size dikte ettirelim’’ şeklinde, olabilecek batı Avrupa ülkeleri tekliflerine üzüntülerini ifade etmişlerdir. Ancak, istenmeyen bu durumu bertaraf edebilmek için; avcılak konusunda dersler veren kuşlar ve hayvanlar alemi hakkında kitapları yayınlanmış çevre dostu değerli hocalar ve bürokratlardan faydalanmak varken, çıkarcıların yönlendirmek istediği yetkili kurum genel müdürü Hüsrev Özkara tarafından hayranlıkla desteklenip, baştacı edilen, yeni avcılık yasasında -Avrupa'nın tam istediği gibi (!)- hayvancıkların canı, tomruk ve kereste hesabından değerlendirilmek istenilmektedir!

Devleti, Susurluğa benzeten Ankaralı bıçakçı Mehmet Bey, ismi anılmadan ve önüne mikrofon uzatılmadan yaptığı konuşmasında; 2.5 yıl avcılık konusunda bir gazetede yazılar yazıldığını söylemiş ama neden şutlandığını ve devleti niçin Susurluk'a benzettiğini devletin başına söyleyememiş! Bu ciddi konuşmacılar arasında! resmi evrakta tahrifat yapan İzmirli veznedara, nedense söz hakkı verilmemiştir!

Sonuçta; Sayın Cumhurbaşkanım her zamanki mütevazı ve babacan tavrını engin sabrıyla harmanlayıp, ‘‘Dökümanlara bakacağım, hem hükümete hem de parlamentoya gerekli tavsiyelerde bulunacağım’’ demiştir. 25 Ocak Salı günü ben de ‘‘Baba’’nın huzurundayım. ‘‘Kış şartları ağır geçiyor, hayvancıklar telef ediliyor, ilgilileri uyardım aldırış eden yok, emir verin 28 Şubat tarihini beklemeden durdursunlar bu yıl avcılığı’’ diyeceğim!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!