Metin Sertoğlu: Avcının sesi

Güncelleme Tarihi:

Metin Sertoğlu: Avcının sesi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 09, 2000 00:00

Metin SERTOĞLU
Haberin Devamı

YAŞLI usta avcıların ‘‘Kırk gün taban eti, bir gün av eti’’ demekle ne kadar haklı olduklarını yeni- yeni anlamaya başladık... Bana kalırsa bir günlük nafakayı da bulmak zorlaştı. Geriye sadece şişen tabanlar kaldı. Bu işin böyle gitmeyeceğini, eline tüfeği geçirenin kendini avcı zannettiğini, avcılığın ise usta çırak ilişkileri ile gelişen bir centilmenlik sporu olduğunu hem yazdım, hem de söyledim. Anlayanlara rastgele. Anlamak istedikleri gibi öldürmeyi meslek haline getiren teypçilerin ve silahçıların dümen suyunda gidenlerin ise yolu açık olsun! Çil keklik kalmadı, kınalı can çekişiyor. Bu sezon Anadolu'nun iç kesimlerinde bıldırcın ve üveyik beklenilen yavruyu çıkarmadı. Şimdi bütün ümitler göçmen kuşlara bağlandı! Belki kıyılarda, teypçilerin (Kızarmayan yüzü) biraz gülecek, diğer yöre avcıları kaz ve ördeğin gelişini titreyerek gözleyecek.

GÜNÜMÜZÜN AVCI YAZARLARI

‘‘Avcının Sesi’’ dergisinin temmuz sayısına bir göz attım. Editör Sn. Ramazan Koyuncu dahil olmak üzere, bütün makaleler doğayı ve hayvanları korumaya yönelik yazılmış. Yazarların hepsi avcı olmasına rağmen, içlerinde bu sorumsuzluğa hiç alkış tutan yok! (Alamancı hariç) ‘‘Av hayvanlarını ancak fotoğrafta görebileceğiz. Katliama son. Üretime ağırlık verelim. Avcılığın yüz karası eli tüfeklilere engel olalım, yasaklarla bir yere varamazsınız, katliam duygularını hayvanlarda değil, poligonlarda harcayalım, kaçak avcılık ülkeye ve millete ihanettir, av polisi kurulmalıdır. MAK kararları hatalıdır. Avlanma bedeli toplamak yasak değildir. Av müfettişliğini kaldırdılar, avcıları 30 milyon ödemeye mahkum ettiler’’, gibi avcıları uyaran, ilgili makamları eleştirip göreve çağıran yazıları okumaktan doyasıya keyif aldım. On yedi yıl önce başlattığımız, av hayvanlarını koruma ve bilinçli avcılık çağrısına, nihayet eli kalemli, değerli yandaşlar katılmıştır. Yazar arkadaşları kutluyorum.

VARSIN ÇANTALAR BOŞ KALSIN

Yazmayla hiç bir şey değişmez, imam bildiğini okur diye fetva vereceklerin bol olduğu bir toplumdur avcılar. Saptıranları yola getirmek yine avcıların görevidir. Elbette ki, usta avcılar kalemi eline alıp yazacaklar, gerektiğinde ellerinde tüfekleri dağlarda meralarda hünerlerini gösterip, avcılık dersleri verecekler. Söğüdün gölgesinde acılı güveçlerine ekmeği bandırıp, sohbeti paylaşacaklar. Geleneksel avcılığa dönüşen kulaktan kulağa taşınan boş laflarla ve palavralarla değil, okutmakla, öğretmekle dostluk ve şefkatle üstesinden geleceklerdir. En zorda kalan benim, avcı olduğum için hayvansevenler içlerine sindiremiyorlar.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!