Losyon, nosyon, federasyon

Güncelleme Tarihi:

Losyon, nosyon, federasyon
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 07, 2010 15:20

Ligin sonu yaklaştı ya, heyecan ve hesaplar var ya, ortalık Çarşamba Pazarı gibi ya. Bu hengamede gümbürtüye giden bazı vıcık vıcık işler, laflar tavırlar var ya. İşte onları görmüyoruz, duymuyoruz ve yutuyoruz sanmayın.

Biz her şeyin farkındayız. Herkesi anlıyoruz. Herkesin hakkını da biliyoruz. Ama hak dağıtma kudreti ne yazık ki bizde değil.
Ufacık, minicik bir örnek versem ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Ankaragücü’nün Başkanı çıkıyor, TV’lerde (tabiri caizse ki tam da caiz aslında) dayılanıyor.

- Bursa için oynayacağız. Fener’in çevirdiği numaraları biliyoruz. Vs, vs… diyor.

Sayın Başkan neden Bursa için oynuyor? Çünkü kendisi için yapacağı bir şey kalmamış. Geçen yazımızda belirttiğimiz gibi, ununu elemiş, eleğini asmış. Şampiyonluk ihtimali yok. Düşme korkusu yok. Avrupa mavrupa hak getire. Sanıyor ki istediği maçta istediği gibi oynar ya da oynamaz.

Yani şimdi benim anladığım bu maç Fener ile değil de Bursa ile olsaydı, sayın başkan çıkıp, “Bursa için OYNAMAYACAĞIZ” diye demeç verecekti. Yok vermezdi. Ben yanlış anlamışımdır. Zaten böyle şeyler de açık açık söylenmez. Yani çıkıp “falanca için oynayacağız”, denilebilir ama “filanca için yatacağız” denmez.

Ama ben yine de sayın başkana sorayım. Başkanım çıkıp televizyonda açık açık, “Biz Bursa’nın şampiyon olmasını istiyoruz. Fener maçında Bursa için oynayacağız” dediniz ya… Acaba maçınız Fener değil de şampiyon olmasını istediğiniz Bursa ile olsaydı ne derdiniz?
Bir sorum da federasyona? Şimdi Ankaragücü’nün maçı Bursa ile olsaydı ve Ankaragücü başkanı çıkıp “Biz Bursa’nın şampiyon olmasını istiyoruz. Bursa’ya yatacağız” deseydi ne yaparlardı?

“Fener’e karşı Bursa için oynayacağız” demekle, “Bursa’ya yatacağız” demek arasında ne fark var?

Peki, bir takım neden başka bir takım için oynar ya da oynamaz?

El cevap. Yıllardır aynı ligde aynı takımları izleyip duruyoruz. Aynı şampiyonları alkışlıyoruz. Süper Lig sanki birilerinin tapulu malı. Bazı guruplar kurulmuş. Dost, düşman ve kardeş takımlar var. İş sıkıya geldi mi, yumurta kapıya dayandı mı, yatışlar ve dostlar için düşmana kahramanca direnmeler başlıyor.

Darağaçları kuruluyor. Dostu en az olanlar gönderiliyor.

Peki çare? Bazı çare önerilerini geçen yazımda sıralamıştım. En çok destek alanı da, düşen takım sayısının artırılması yönündeki önerim oldu.

Federasyon “Süper Lig’den 5 takım düşecek, 5 takım da çıkacak” kararı alsın. Alsın da ondan sonra görelim, dost ve kardeş takımlar ayağına vıcık vıcık olmuş ilişkileri. Kurulan kumpasları. Hem biz her sene aynı takımları izlemek zorunda mıyız? Karabük gelecek, Buca gelecek, bir tane de diyelim ki Altay gelecek. Peki, Adana, Konya, Karşıyaka? Süper Lig’e gerçekten çok yakışacak bu ekipler ne olacak. Allah kerim. Seneye olmazsa öbür seneye…

Bu takım sayısının artırılması konusuna taktım anlayacağınız. “Şeytan azapta gerek” demişler. Can derdi ile uğraşan ne kadar çok takım olursa, dosta yatıp düşmana kalkan, iddaa vs ile düşüp kalkan sayısı o kadar azalır.

Gerisine de federasyon karışır. Losyon ile Nosyon’u merak eden var mı bilmiyorum ama sırf kafiye olsun diye yazdımdı…
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!