Kıskanılan damat

Güncelleme Tarihi:

Kıskanılan damat
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 09, 1998 00:00

Haberin Devamı

Sibel Can'ın eşi olmak hiç kolay olmamalı, Hakan Ural olmak da... TEMPO Dergisi, bu haftaki sayısında pekçok erkeğin kıskandığı ve yerinde olmak istediği Hakan Ural'la içten bir röportaja yer veriyor.

Sibel Can erkeklerin hayallerini süslerken, bir gün başım belaya girecek dediğin olmuyor mu?’’

- Zaten insanların niyeti başımı belaya sokmak. Benim başım belaya girerse, onu öldürürsem ya da onlar bana bir şey yaparsa çocuklarım ve karım yalnız kalacak. Ben yanlarındayken bunlar yapılıyorsa kim bilir ben yokken neler olabilir? İğreniyorum!

‘‘Sizinki ilk görüşte aşk mı?’’

- Sibel bana ‘Bıçak Yarası’ filminde aşık olmuş. Ben Sibel'i Maksim'de gördüm. Arkadaşım Kenan ‘‘Ya, ne kadar güzel bir kız’’ dedi, ‘‘Senin adın zamparaya çıkmış, haydi bu kızı elde et de görelim!’’ Bunlar Karagümrüklü, yani mümkün değil. Hemen bir peçeteye ‘‘İyi bir zamanda iyi bir yerde sizinle görüşmek isterim, arkadaşça’’ diye bir not yazdım. O da bana hayran, öyle sevinmiş ki. Banu Alkan ortak dostumuz, Banu'dan rica ettim bizi tanıştırmasını. ‘‘Yarın bana gelecek, uğra’’ dedi. Ertesi gün uğradım, Sibel beni daha kapıdan gördü, ‘‘Ben kalkıyorum’’ dedi, bir yaban domuzu gibi. Ben de iniyorum ‘‘Sizi bırakayım’’ dedim, yok mok. Karşıya geçecek, ‘‘Ben geçireyim’’ diyorum, olmaz, baktım yaban domuzu. Sonunda evinin kapılarına dayanarak filan, on gün sonra çıktık. Babasıyla ne münakaşalar. Gidiyorum, kahvenin önünden geçmem lazım, aralardan filan dolaşıyorum. Çok farklı gelmişti bana, hiç bozulmamış. Sonra evlendik.

‘‘Hâlâ aşık mısın?’’

- Sibel'den daha güzel kızlarla flört ettim. Daha güzel biriyle evlenebilirdim, daha zengin birini kolaylıkla bulabilirdim. Yapmadık, genç yaşta evlendik, iki çocuğumuz var. Aşktan başka ne olabilir?

‘‘Aşk alışkanlığa dönüşmedi mi?’’

- Sibel benim çocuğum, hatta kardeşim gibi. Başka bir boyutta. İlk dönemdeki gibi hiçbir zaman olamaz. Alışkanlığa dönüşüyor, düşünsene her şeyini biliyorsun. Nasıl kalkıyor, nasıl içiyor, nasıl dişini fırçalıyor, ağzı nasıl kokuyor...

‘‘Senin hakkında çıkmadık zamparalık dedikodusu kalmadı.’’

- Demet Şener'le bile kapak yaptılar. Olur mu? O kızın sözlüsü filan olabilirdi. Bunlar onun adına kötü puan. Ben nasıl olsa karıma anlatabiliyorum.

‘‘Hande Ataizi'yle de adın çıktı. Sen reklam aracı mısın?’’

- Bu benim tarzım değil. Biliyor musunuz, kızım Melisa, Hande'yi acayip kıskanıyor, onu görünce televizyona yumruk atıyor!

‘‘Cem Özer, Hülya Avşar ile Sibel Can'a medya maymunu deyince Kaya Çilingiroğlu küplere binmişti. Senden neden çıt çıkmadı?

- Gazetede görünce ilgilenmedim bile. Kamuoyunun gündemine bir şekilde gelip Hülya ile Sibel sayesinde tekrar hatırlandı. Yıllık bir program yapmak 300-400 bin dolar demektir. Onları maşa olarak kullanarak bir yerlere geldi. Toplum olarak kötüyüz. İnsanların mutluluğuyla mutsuz, mutsuzluğuyla mutlu oluyoruz.

‘‘Sibel'in kıyafetleri sana da seksi gelmiyor mu?’’

- ‘‘Giyme’’ dedimse onu atar, keser, başkasına verir. İkinci kez tekrarlamam. Çünkü mantık getiriyorum, özür dilerim diyor ve giymiyor.

‘‘Çok seksi pozlar verdi ama...’’

- Hata yapıyor. ‘‘Senin kafanı gözünü kırarım. Bir daha görürsem öldürürüm’’ desem yapamaz. Ama bu benim tarzım değil, anlatıyorum. İlk gazinoları bıraktırdığımda anlattım buraların iyi yerler olmadığını. Zaman içinde doğru söylediğimi gördü ve bıraktı. Böyle pozlardan en çok Sibel zarar görüyor. Reklama da ihtiyacı yok. ‘‘Yanlış kitlelere mal olursun’’ diyorum.

‘‘ Sibel'in hiç hatası yok mu?’’

- Eşim ilkokul mezunu. Hayatı boyunca mücadele vermiş. Çok genç yaşta şöhreti yakalamış. 20 yaşında anne olmuş. Sibel sayesinde 200 kişi çoluğunu çocuğunu doyuruyor. Ama bunları yazmıyorlar. Bunlar bir gün kazayla müstehcen poz versinler, o zaman gör! Ya, hata yapacaksın tabii, bu ne bombardıman!

‘‘ Kıskanmıyor musun?’’

- Kıskanmıyorum, kızıyorum. Sibel'i değerlendirirken ona bir malzeme gözüyle bakılması çok çirkin. Sanki onun ne kişiliği var, ne namusu. Ayıp geliyor bana.

1968 yılında İstanbul'da doğdu.

Çavuşoğlu Lisesi'nden mezun.

Selçuk Ural'ın oğlu.

Mankenlikten sinemaya transfer oldu.

1986'da Banu Alkan'la ‘Mavi Yolculuk' filminde rol aldı. Bu Yeşilçam'a ilk adımıydı.

30'dan fazla filmde rol aldı.

1988 Eylülü'nde Sibel Can'la evlendi.

Engin Can ve Melisa adında iki çocukları var.

Emlakçılık yapıyor.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!