Zaz Türkçe’yi söktü!

Güncelleme Tarihi:

Zaz Türkçe’yi söktü
Oluşturulma Tarihi: Haziran 29, 2012 00:00

Edith Piaf’ı anımsatan buğulu sesi ve sıra dışı duruşuyla dikkat çeken, “en beğenilen Fransız şarkıcı” olarak anılmaya başlanan Zaz, önceki gün Pozitif Günler etkinliği kapsamında Maçka Küçükçiftlik Park sahnesindeydi. “Zaz’a niye gelmedin” demesinler dedim, ben de soluğu orada aldım. İşte konserden izlenimler...

Haberin Devamı

Zaz adını duyan binlerce kişi önceki akşam Maçka’ya akın etti. Ama kapılar 19.00’da açılmasına rağmen konser tam tamına 22.00’de başladı. Ve uzun, sıkıcı bekleyişin sonunda Zaz sahnede göründü.     

“Les Passant”la startını verdiği gecede daha ilk şarkıda kan ter içinde kalınca “Bu gecenin sonunu getiremeyecek galiba” dedik ama yanıldık. Şarkının sonunda Türkçe “iyi akşamlar” deyip başladı en sevilen şarkılarını birbiri ardına sıralamaya... Sahnede bir oraya bir buraya koşturuyor, arada yine Türkçe olarak “siz de” deyip seyirciyi eğlenceye dahil ediyordu. Daha da ilginci, sahnede yere yapıştırdığı Türkçe cümleleri okumasıydı. Hatta “Bir süre önce şunu öğrendim; insanları sevebilmek için önce kendini sevmen gerek. Bu kendimize verebileceğimiz en güzel hediye” diye upuzun bir cümle kurmayı bile başardı.

Fransızca sözleri ise seyirciden fazla reaksiyon almadı ve Türk seyircisinin Fransızca ile imtihanı başlamış oldu. “Les Passants” ve “Je Veux” şarkılarına kelimesi kelimesine eşlik eden seyirci, diğer birçok şarkıda çuvalladı, ağızlarını oynatmakla yetindi.

FRANSIZCA BİLEN BİRİ SAHNEYE GELSİN

Zaz, şarkılarını söyleyip terledikçe bize ateş bastı. Ne yalan söyleyeyim, bir süre sahneye bakamadım. “O uzun saçlarını kestir be kızım” diye bağırasım bile geldi. Ama o kan ter içinde zıplarken halinden şikayetçi görünmüyordu. Saçlarını savura savura, dünyanın en rahat eşofmanımsı sahne kıyafeti ve spor ayakkabılarıyla koşturmayı sürdürdü.

“Je Veux”yı da okuyup bitirdikten sonra artık başka ne söyleyecek derken biz, bir “The Pointer Sisters” cover’ı olan “I’m So Excited”ı patlatıverdi. Zaten gecenin tek İngilizce şarkısı da bu oldu.

“Harikasınız”, “Burada olmaktan dolayı çok mutluyuz” dedikten sonra Fransızca’ya geçti, iletişim kopmasın diye de sahneye Fransızca bilen birini çağırdı. Resmen karga tulumba sahneye fırlatılan ve adının Arife olduğunu öğrendiğimiz izleyici-tercüman, “Gözlerinizi kapatın. Burnun üzerinde olan hani... Onu kapatın” diye çeviri yapmaya başladı Arife (Biz inatla kapatmayınca o faslı es geçti) ve devam etti: “30’lu yılların Paris’indeyiz. Sokakta çocuklar geziyor. Onlar bizleriz. 7-9 yaşlarındayız. Hayat çok zor ama içimizde kimsenin bize veremeyeceği bir şey var. Yaratıcıyız. Bir ekmekçi fırında ekmek yapıyor, mis gibi ekmek kokusuna kanalizasyon kokusu karışıyor. Tüm kokular birbirine karışmış durumda. Ama iyi hissediyoruz çünkü evimizdeyiz. Eğer siz de iyi hissediyorsanız ayağınızın altında koca koca taşlar var demektir.”

Ne yalan söyleyelim, bir ara ekmek kokusu almadık değil, sağlam transtı...

HAYVAN SESLERİ Mİ ÇIKARALIM!

Zaz şarkılarına devam ederken sık sık “bırakın kendinizi” diye Türkçe olarak bağırdı. Evet tahmininiz doğru, kimse kendini bırakmadı. İş çıkışı bu başarılı şarkıcıyı görmeye gelenler, günün yorgunluğunu konser dinleyerek atamıyordu besbelli. O kadar hızlı şarkıda bile duran, sallanmaya bile üşenenlerin sayısı epey fazlaydı.

Konseri interaktif bir hale dönüştürmeye kararlı olan Zaz, bu kez içeriden bir tercüman çağırdı. “Çok para harcanarak bir yarışma yapılıyor. Biz bu yarışmaya katılmadık ama onlar en iyi hayvan sesini kaydetmek için uğraşıyorlar. Bunu size neden anlatıyorum, şimdi sizden sevdiklerinize bir hediye vermenizi istiyorum. Sakladığınız duyguları bir hayvan sesi olarak dışarı çıkarın. 3 dediğimde bunu yapın, biz de sizi kameraya çekip en iyi bağırana sahnede kendi diliyle şarkı söyleteceğim” dedi.

Sahne önünün sus pus olduğu o anlarda Zaz yırtındı ama istediği sesi alabildiğini sanmıyorum. Hatta eminim, çünkü seyircilerden hiçkimse çıkıp da kendi dilinde şarkı söylemedi!

SESİ MUHTEMELEN KISILMIŞTIR

Devamında “Les Passants”, “Je Veux”, “Le Long de la Route” , “La Fee”, “Trop Sensible”, “Prends Garde a ta Langue”, “Port Coton”, “J’aime a Nouveau”, “Dans ma Rue”, “Eblouie Par la Nuit” şarkıları geldi. Zaz 75 dakika sonra konseri bitirmeye yeltendi ama seyircinin onu bırakmaya niyeti yoktu. Bis için alkışlar kesilmeyince konser 23.45’e kadar uzadı. Finalde Zaz rockstar gibi davul çalıp şarkı söyledi, seyirci dakikalarca alkışladı, görkemli bir kapanış oldu.
Kuvvetle muhtemel konserin yarısında çatladığını düşündüğümüz sesi şu an tamamen kısık olan Zaz, İstanbullular’a unutulmaz bir gece yaşattı. Ve bence gelecek seneye bir İstanbul konserini daha garantiledi.

Haberin Devamı

İSTANBULLU MÜZİKSEVERLER HARİKAYDI

Zaz, İstanbul’da olmaktan ve gördüğü ilgiden çok mutlu olduğunu söyledi: “İstanbullu müzikseverler harikaydı. Konserde onlarla çok iyi bir iletişim sağladık; Fransızca bilmeyenlerin bile şarkılarıma eşlik etmeye çalışmasından mutluluk duydum. Kısıtlı zaman nedeniyle İstanbul’u fazla gezme şansı yakalayamadım. Ancak çok yakın bir zamanda tekrar gelmek ve İstanbul’u gezmek istiyorum.”
 
BUGÜN İZMİR YARIN ANKARA

Zaz, Türkiye turnesi kapsamında; bugün İzmir Çeşme Babylon Aya Yorgi’de ve yarın Ankara ODTÜ Vişnelik Tesisleri’nde sevenleriyle buluşacak.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!