Zarafetin gizli adı Joni Mitchell

Güncelleme Tarihi:

Zarafetin gizli adı Joni Mitchell
Oluşturulma Tarihi: Kasım 22, 1998 00:00

Haberin Devamı

"Ayışığı/Umutsuzluğuma yansır/Radyo gezer dururken/albümlerde/her şarkı/birer blöf/Birer gecelik işler/Formül müzikleri/Çıtı pıtı kızlar/Hakiki abur cuburu/yerken gençler.../ Alev alev yanan Kaplan/Miyav miyav kedicik/Gel ışığa pisi pisi/Gecelerin ormanı/sevsinler sizi."

Popun "ahvali" ile böyle ince alay edilir mi? Adınız Joni, soyadınız Mitchell ise, tabii. Bir diğer bakışla, eğer Joni'nin de canına tak etmişse, işler vahim demektir. Zihinler Spice Girls ile bulanıyor, Jagger ve ekibi güzel günlerin parodisi ile gözleri boyuyorsa, karamsar olmakta hiç bir mesele yok.

Müzisyenlerden önemli bir kesimle tanıştım. Hiçbir zaman, Mitchell ile yanyana gelişim esnasındaki kadar heyecanlı ve mutlu olmadım. Ne kadar huzursuz, ne kadar kendiyle örtülü olsa da, çevresini yakmaya hazır bir köz parçası. 1960'ların deneyimiyle dünyaya "yeniden" bakan; kuşağını ve onu izleyenleri öncekilerden farklı bir bakışla bu gezegeni sahiplenmeye çağıran, ama bunu Baez gibi açık açık değil, daha üstü kapalı yapan bir büyük müzisyen; besteci, aranjör ve şarkıcı. Resimde Van Gogh, yazıda Rilke nasıl bakıyorsa dünyaya, müzikte o da öyle. Hiçbir itiraz görmeyen tanımlamayla, ender bir tür: Müzisyenlerin müzisyeni.

Prince, Miles Davis, Seal, Michael Stipe, Bono, George Michael, Celine Dion, Natalie Merchant... Hepsi ona tapıyor. Hepsi. Kısa bir öykü: 1980'lerin ortasında, bir konseri ardından, meşhur Chaka Khan ile otelinde buluştuk. Ben ve iki İngiliz müzik muhabiri. Konser iyi geçmişti ve Chaka müthiş mutlu bir havadaydı, bizi süitine götürdü, içkiler getirtti, şarkılar söyledi, anekdotlar anlattı. Eğlenirken, söz geldi, vokalistler meselesine. Israrla soruyorduk: "En usta olan kimdir? Senden iyisi var mı?" diye. Niye böyle bir temaya girdik, hatırlamıyorum. Bir noktada aniden ciddileşti Chaka: "Bakın, bence en iyi şarkıcılar siyahtır, ama size, sadece beni değil, birçoğumuzu kıskandıran bir beyazı dinleteyim" dedi. Tabii ki, Joni Mitchell'dı bu. Chaka Khan'ın, bavulundan hemen bir CD bulduğunu, o çalarken kendinden geçmiş bir halde -tabii en az Joni kadar ustaca- Mitchell'ın bestelerine eşlik ettiğini, arada bir durarak "bakın bakın, nasıl söylüyor, dinleyin! Ah, Joni, ah!" diye haykırışını hiçbir zaman unutamam. Geceboyu övündü durdu Chaka, Mitchell'ın tüm şarkılarını ezbere bildiğini söyleyerek.

Dinlettiği albüm, 1975 tarihli "Hissing Of Summer Lawns"du. Çıktığı zaman Rolling Stone Dergisi onu "yılın en berbat albümü" seçmişti. Derginin utanç köşesine hiçbir şey bu tercih kadar yakışamazdı herhalde. Bugün o albümü bir klasik olarak kabul etmeyen kalmadı gibi.

Kanadalı -asıl adıyla- Roberta Joan Anderson, rock diyarının leydisi artık. Tanışmamız sırasında, "en büyük isteğim, zarafetle yaşlanmak" demişti. Eskime korkusu, bir keskin saplantı gibiydi onda. Ama, korkmasına gerek yok: Birbirinden olgun albümlerle, zarif bir yaşlanma onunki. Dört yıl önceki albümü "Turbulent Indigo", Grammy'leri toplayıp götürmüştü - sanki Joni umursarmış gibi. Şimdi daha da iyisini yaptı: Yeni albümü "Taming The Tiger"da -geçirdiği hastalığa rağmen- sanatının doruğunda, dünyaya derin kaygıyla, kişisel fırtınaları içinden bakan bir Mitchell var. Yazının başındaki şiir, işte bu sonuncu albüme adını veren parçanın sözleri.

Gururu yerindedir. Bana "hiçbir hit parçam olmadı" diye övünmüştü. Geffen şirketinin sahibi, Ahmet Ertegün'ün ahbabı David Geffen, onun yüzünden hep saçını başını yoldu. İnadı inattı leydinin. Hep "kendisi oldu", belki bedelini ödeyerek.

"Woodstock" bestesi onundur; o ruhu bugüne dek temsil etti. Son 25 yıldır, rock'un bitiş noktasından bir başka müzik yaratarak, yeni kuşaklara kılavuzluk yaptı. Pastorius ile aşk yaşadı, başka büyük aşkları gibi. 80'lerde basçı Larry Klein ile birlikteydi. O da bitti. Kötü bir bitiş: Albümdeki muhteşem "Man From Mars" herşeyi anlatıyor. Eşini uçak kazasında kaybeden, yakın dostu Wayne Shorter, her zaman olduğu gibi, Joni'nin kendi gezegeninden taşıdığı müziği süslüyor. Tabii, Brian Blade'in davuluyla birlikte.

Nedir bu müzik? Mitchell'in bilinen hiçbir şeye benzemeyen gitar akorları kadar girift bir soru.

Cevap aramayın, bu başyapıtın yumuşak akışına, şiirlerine bırakın kendinizi, yeter.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!