Yonca’dan ikinci dergi
Güncelleme Tarihi:
Röportaj: Dilek DALLIAĞ
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 22, 2006 00:00
Yonca Evcimik, yayıncılık dünyasında hızlı adımlarla ilerliyor. Bir süre önce 7-11 yaş arası çocuklara yönelik Yoncimik adlı bir dergi çıkaran sanatçı, yakaladığı satış başarısı üzerine 14 yaş üstünü hedef alan Yoncimix adlı ikinci dergisini de piyasaya sürdü.
Geçtiğimiz sezon "Dans Eder misin?" yarışmasıyla her hafta ekranda olan Yonca Evcimik, yayıncılık kariyerinde hızlı adımlarla ilerliyor. Bir süre önce 7-11 yaş arası çocuklara yönelik Yoncimik adlı dergiyi çıkaran sanatçı, yakaladığı satış başarısı üzerine şimdi de 14 yaş üzerine yönelik Yoncimix adlı dergiyi hazırladı.
ans, müzik ve tiyatro üzerine eğitim veren özel okulunu açtıktan sonra küçük çocuklara yönelik yayınlar çıkarmaya başlayan Yonca Evicimik, Yoncimik’ten Yoncimix dergisini de çıkardı. İki dergiyi de tamamen kendi imkanlarıyla çıkaran sanatçı, yayıncılık alanındaki çalışmalarını anlattı.
Bu iki dergi fikri nasıl ortaya çıktı?
- Bunlar yıllardır aklımda olan hayallerimdi. Yıllardır müzik ve dans ile birlikte devam eden hayalimi gerçekleştirdiğim için çok mutluyum. 1992 yılından bu yana ’Yoncimik’ olarak kurumsallaşmış markamı artık çocuklar için devam ettirmeye karar verdim. 7-11 yaş arası çocuklara ’Yoncimik’ dergisini, 14 yaş üzerine yönelik de ’Yoncimix’ adlı dergiyi çıkardım. Yoncimix adından da anlaşılacağı üzere hem erkek hem de kızlara yönelik bir dergi oldu. Dergide, müzik, popüler sanatçılar ve gençlik sorunlarının yanı sıra benim de bir çizgi hikaye bölümüm yer alıyor. Ayrıca kapak röportajlarını da ben ünlü isimlerle buluşarak yapıyorum. Bu ilk sayının özel kapak konuğu da genç kızların sevgilisi Keremcem oldu...
Genç kızların sevgilisini kaptınız yani?
- Keremcem gerçekten çok özel bir isim... O kendi kendine birinin desteği olmadan emin adımlarla yolunu çizerek bu noktaya geldi. Çok eski yıllardan beri birbirimizi tanıyoruz. İstanbul’a belki de gelmesine sebep olan isim olarak çok gururluyum.
Çocuklar için Yoncimik dergisinde neler yer almakta?
- Yoncimik’in Maceraları... Yani aslında bu benim maceralarım gibi yansıyor... Her sayıda başka bir dizi olarak gelecek. Ben burada çocuklar için bir ’rol model’im. Zaten dizi de psikologlara, psikiyatrlara danışılarak hazırlanıyor. Dr. Cem Mumcu, Dr. Türkay Demir, Psikolog Defne Aruoba gibi önemli isimler var danışma kurulumuzda. Doğum, ölüm, gözlüklü olmak gibi hakikaten anne babaların kimi zaman anlatmakta yetersiz kaldığı, kimi zaman çare bulamadıkları sorunlara bu dizide değinilecek. Dizinin ilk kitabı Bayram ve benim çocukluğuma dair anılarım... İllüstrasyonları Gözde Koçak adında bir arkadaşımız hazırlıyor ve bana çok benzetti.
Konumunuzu tarif eder misiniz?
- Bütün kültürel ve maddi birikimimi yeni projeler üreterek, hep çalışarak, asla özel hayatıyla gündeme gelmeyip, hayata karşı duruşunu ve üslubunu bozmayarak, büyüklerine karşı saygılı, küçüklerine karşı sevgili, doğaya karşı özverili davranarak ve her fırsatta bunun bir erdem değil zaten böyle olması gerektiğini vurgulayarak örnek bir insan olmaya çalışıyorum... Hayat işte böyle bir şey. Kimi ucuz şöhret peşinde koşar, kimi hakkı yenildiği için hayıflanır durur. Kimi tek taşını kendi alır, kimisi de bunu bir görev bilip durmadan benim gibi üretir.
Zatürree tehlikesi atlatmışsınız.
- Evet, çok ciddi bir rahatsızlıktı. İki ay müşahade altındaydım. 39 derece ateşle "Dans Eder misin?" yarışmasına gittiğim gün ateşim yükselmişti ve tansiyonum düşmüştü. O üşütme sandığım şey virütik bir hastalıkmış ve neredeyse zatürre olacakmışım. Bu havalandırmadan gelen bir virüsmüş. Sürekli serumlar ve iğnelerle evde dinlendim. Herkes bana çok iyi baktı. Sevgilim de dahil ne kadar önemsendiğimi bir kez daha gördüm ve çok mutlu oldum. Doktorum bir ay boyunca hızlı hareket etmemem, terlememem ve dans etmemem gerektiğini söyledi. Benim gibi hiperaktif ve yerinde zor duran bir kadın için zordu tüm bunlar ama Allah’a çok şükür geçti.
ans, müzik ve tiyatro üzerine eğitim veren özel okulunu açtıktan sonra küçük çocuklara yönelik yayınlar çıkarmaya başlayan Yonca Evicimik, Yoncimik’ten Yoncimix dergisini de çıkardı. İki dergiyi de tamamen kendi imkanlarıyla çıkaran sanatçı, yayıncılık alanındaki çalışmalarını anlattı.
Bu iki dergi fikri nasıl ortaya çıktı?
- Bunlar yıllardır aklımda olan hayallerimdi. Yıllardır müzik ve dans ile birlikte devam eden hayalimi gerçekleştirdiğim için çok mutluyum. 1992 yılından bu yana ’Yoncimik’ olarak kurumsallaşmış markamı artık çocuklar için devam ettirmeye karar verdim. 7-11 yaş arası çocuklara ’Yoncimik’ dergisini, 14 yaş üzerine yönelik de ’Yoncimix’ adlı dergiyi çıkardım. Yoncimix adından da anlaşılacağı üzere hem erkek hem de kızlara yönelik bir dergi oldu. Dergide, müzik, popüler sanatçılar ve gençlik sorunlarının yanı sıra benim de bir çizgi hikaye bölümüm yer alıyor. Ayrıca kapak röportajlarını da ben ünlü isimlerle buluşarak yapıyorum. Bu ilk sayının özel kapak konuğu da genç kızların sevgilisi Keremcem oldu...
Genç kızların sevgilisini kaptınız yani?
- Keremcem gerçekten çok özel bir isim... O kendi kendine birinin desteği olmadan emin adımlarla yolunu çizerek bu noktaya geldi. Çok eski yıllardan beri birbirimizi tanıyoruz. İstanbul’a belki de gelmesine sebep olan isim olarak çok gururluyum.
Çocuklar için Yoncimik dergisinde neler yer almakta?
- Yoncimik’in Maceraları... Yani aslında bu benim maceralarım gibi yansıyor... Her sayıda başka bir dizi olarak gelecek. Ben burada çocuklar için bir ’rol model’im. Zaten dizi de psikologlara, psikiyatrlara danışılarak hazırlanıyor. Dr. Cem Mumcu, Dr. Türkay Demir, Psikolog Defne Aruoba gibi önemli isimler var danışma kurulumuzda. Doğum, ölüm, gözlüklü olmak gibi hakikaten anne babaların kimi zaman anlatmakta yetersiz kaldığı, kimi zaman çare bulamadıkları sorunlara bu dizide değinilecek. Dizinin ilk kitabı Bayram ve benim çocukluğuma dair anılarım... İllüstrasyonları Gözde Koçak adında bir arkadaşımız hazırlıyor ve bana çok benzetti.
Konumunuzu tarif eder misiniz?
- Bütün kültürel ve maddi birikimimi yeni projeler üreterek, hep çalışarak, asla özel hayatıyla gündeme gelmeyip, hayata karşı duruşunu ve üslubunu bozmayarak, büyüklerine karşı saygılı, küçüklerine karşı sevgili, doğaya karşı özverili davranarak ve her fırsatta bunun bir erdem değil zaten böyle olması gerektiğini vurgulayarak örnek bir insan olmaya çalışıyorum... Hayat işte böyle bir şey. Kimi ucuz şöhret peşinde koşar, kimi hakkı yenildiği için hayıflanır durur. Kimi tek taşını kendi alır, kimisi de bunu bir görev bilip durmadan benim gibi üretir.
Zatürree tehlikesi atlatmışsınız.
- Evet, çok ciddi bir rahatsızlıktı. İki ay müşahade altındaydım. 39 derece ateşle "Dans Eder misin?" yarışmasına gittiğim gün ateşim yükselmişti ve tansiyonum düşmüştü. O üşütme sandığım şey virütik bir hastalıkmış ve neredeyse zatürre olacakmışım. Bu havalandırmadan gelen bir virüsmüş. Sürekli serumlar ve iğnelerle evde dinlendim. Herkes bana çok iyi baktı. Sevgilim de dahil ne kadar önemsendiğimi bir kez daha gördüm ve çok mutlu oldum. Doktorum bir ay boyunca hızlı hareket etmemem, terlememem ve dans etmemem gerektiğini söyledi. Benim gibi hiperaktif ve yerinde zor duran bir kadın için zordu tüm bunlar ama Allah’a çok şükür geçti.