Yoldan fotoğraflar

Güncelleme Tarihi:

Yoldan fotoğraflar
Oluşturulma Tarihi: Mart 15, 1998 00:00

Lale BARÇIN İMER
Haberin Devamı

Türkiye'nin köklü rock topluluklarından biri olan Bulutsuzluk Özlemi, üç yıl aradan sonra yeni şarkılardan oluşan farklı bir albümle dinleycisinin karşısına çıkıyor. Şarkılarında genelde kent sorunlarını ve kent yaşamını ele alan topuluk bu kez ‘‘yollara düşerek’’ Türkiye'nin değişik köşelerinde gördüğünü ve duyduğunu işliyor şarkılarında. Son yıllarda etki alanını daha da genişleten Bulutsuzluk Özlemi, Nisan başında marketlere girmesi beklenen ‘‘Yol’’ isimli albümünde yeni deneyler de yapıyor. Topluluk bunu yaparken ‘‘özüne sadık kalıyor’’, ancak kendi deyimiyle ‘‘yuvarlanıp giden hayatlara’’ çomak sokmayı ihmal etmiyor. Topluluğun lideri Nejat Yavaşoğulları, yeni albümle ilgili sorularımızı yanıtladı.

‘‘Yol’’ galiba farklı bir albüm oldu?

- Bulutsuzluk Özlemini'nin 10 seneyi aşan serüveninde bu albümün farklı bir yanının olduğunu söyleyebiriz. 15 tane şarkımız var. Hepsini bir şekilde değerlendirmek istedik. Aklımızda kalacağına CD veya kasette kalsın. Yaptığım şarkılardan kurtulmak istiyorum. Albümün yeni bir tadı veya sound'u olduğunu söyleyebilirim. Çok değişik müzik tarzları, geniş bir yelpaze var. Okay Temiz'in çaldığı, Hint müziği gibi bir şarkı var... Hint müziğinden hard rock'a kadar bir yelpaze var... Yaşamak istiyor ve müzik yapmaktan zevk almak istiyorsak eğer böyle yapmak gerekir bizce.

Değişim kaçınılmazdı öyle mi?

- Baştan sona hard rock bir albüm sadece belli kesimleri kapsıyor... Oysa bizim dinleyici kitlemizin çok daha da geniş olduğuna inanıyoruz... 10 seneyi geçti Bulutsuzluk Özlemi. İnsan tekrarlaya tekrarlaya farklı işlere de girmek istiyor.

Albümde nasıl şarkılar var ve neden ‘‘Yol’’ dediniz onlara?

- Yine özgün bir sound var albümde. Biz geçtiğimiz yıl bir grubun yapabileceği çok değişik çalışmalar yaptık. Grubun bir çizgisi ve vizyonu var. Her zaman İstanbul dışına da çıkan bir topluluktuk. Ama son yıllarda çok fazla dolaştık ve oralardan edindiğimiz izlenimleri şarkılara döktük.

Harran Ovası'yla ilgili bir şarkımız var. Ama biz bu şarkıda otantik enstrüman kullanmaktan yine kaçındık. Gitarlarımızı farklı kullandık sadece. Sonra bize gelen mektuplardan da esinlenerek şarkı yaptık.

Örneğin ‘‘Aç Güzelim Saçlarını’’ diye bir şarkı var...?

- Evet böyle bir mektup aldım. Zorla başını kapatmaya zorlanan bir kızı anlatıyor. Ama ben bu kıza ‘‘Eeee aç başını kimseyi takma’’ demiyorum, çünkü bu sorumsuzluk olurdu. Ama onun da çaba sarfetmesi gerektiğini hatırlatıp, ‘‘Özgürlük emek ister diyorum...’’ Sonra ‘‘Kuzuların Sessizliği’’ diye bir şarkı var. Orada da bir çocukluk anımdan yola çıkarak, yuvarlanıp giden hayatlara bir çomak sokmak istedik. Şöyle diyorum şarkıda ‘‘Çocuktum ufacıktım/ Sonra kuzum oldu büyüdüm/ Yaz tatili bir gün bayram dediler dualar ettiler/ Kan aktı cinayeti gördüm/ Düzen çalışır tıkır tıkır beyinler üşenir/ Sessizlik sürer gider, kuzuların sessizliği’’

Son yıllarda Şırnak, İdil gibi yerlerde konserler verdiniz...

- Ortaya koyduğumuz işlerden, grubun zihniyetinden dolayı önümüzde başka kapılar açılıyor... İçinde bulunduğum ortamda kendiğinden oluşan bazı şeyler var. Mesala birinin aklına başkasından önce biz geliyoruz ve işte ‘‘İdil kasabasının bir ilkokulunun müzik aleti yok, bir şey yapabilir misiniz?’’ diyor. Ben de diyorum ki orada biz konser bile verebiliriz. Onlar da ‘‘Ciddi olamazsınız’’ diye şaşırıyorlar. Olay bir anda ‘‘Birinci İdil Festivali’’ne dönüşüyor. Sonra Ankara'da bir senfoni orkestrasıyla konser verebiliyoruz.

Peki kent yaşamının içinde grubun tavrı nasıl?

- Her Cumartesi akşamı Hayal Kahvesi'nde çıkma presibimiz altı yıldan beri devam ediyor. Değiştirmek de istemiyoruz. Biz bir bar grubu değiliz, ama her hafta bizi dinlemek isteyen, bizim de onları devamlı görmekten edindiğimiz yararlar var. Bir aile ortamı gibi... Bizi Bob Geldof orada dinlemişti. Belki bir gün yıllar sonra oraya bir tabela asarlar işte Bulutsuzluk Özlemi burada çalmıştır diye.

Yeni isimlerin ne kadar etkili oldu bu değişimde?

- Bizim hep davulcu sorunumuz oldu... Onur gruptan ayrılmak istiyordu. Utku da bize çaktırmadan bize karşı eğilim duyarmış, grubu dağılınca geldi. Sunay da çok iyi bir basçı... Grup şu andaki kadrosuyla yapmak durumda kalacağı müziği yapabilecek kapasitede...

Sizce grubun ‘‘gerçek’’ dinleyicisinin profili nasıl?

- Belli bir arayış içinde olan insanlara cevap veremiyor bugünün müziklerinin bir kısmı. Bizi dinleyen gençlerinin kasetçalarının yanında duran kasetler Nirvana, Metallica ve çok değişik gruplardır, Türkiye'den onun yanına girebilecek pek fazla şey bulamıyorlar. Bizi dinleyecek olan başka kesimler de var. Biz kendi dinleyicimizi yavaş yavaş oluşturduk. Biz Bilsak'ta ilk konserimizi verdiğimizde orada 30 kişi vardı. Şimdi Denizli'de bir konserde 3500 kişi bir araya getiriyoruz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!