Yaşlıyız diye maratona çağırıyorlar, biz bitirmeden düzeneği kaldırıyorlar

Güncelleme Tarihi:

Yaşlıyız diye maratona çağırıyorlar, biz bitirmeden düzeneği kaldırıyorlar
Oluşturulma Tarihi: Haziran 02, 2012 20:03

Safder Kartoğlu 85 yaşını sürdüğü bugünlerde hâlâ maraton koşan, Nazım Hikmet’ten esinlenerek “Koşarak yaşamak güzel şey be kardeşim” diyen ak saçlı bir atlet. Beş kıtada, 15 ülkede koştu. Maratonun Kâba’si, New York Maratonu’nda 92’lik atleti gördü, hedefini koydu: “93’ümde orada koşacağım!”

Haberin Devamı

Zonguldak’ın Devrek ilçesinde, bahçesinde türlü meyve ağaçları, su kuyusu, ekmek fırını ve dibek olan bir ahşap evde, 1927’de doğdu Safder Kartoğlu. Kastamonu Lisesi’nde parasız yatılıydı, sömestr tatiline geldiği Devrek’ten parasızlık nedeniyle Ankara Hukuk’taki eğitimine geri dönemedi. Devrek Belediyesi’nde memurluk, ortaokulda Fransızca ve beden eğitimi öğretmenliği, devlet hastanesinde memurluk, Zonguldak Amele Birliği’nde saymanlık yaptı. Spor, daha öğrencilik yıllarında bir yaşam biçimiydi. Futbol, atletizm, basketbol, voleybol, hentbol, masa tenisi dallarında faaldi. 1957’de futbolu bıraktı ama sporu hiç bırakmadı.

1988 Hürriyet Gazetesi Dedeler Koşusu’nda, kendi yaş grubunda birinci oldu. Bizi Hürriyet Dedeler Koşusu’ndan hatıra Hürriyet 40. Yıl logolu eşofmanıyla karşılayan, bir gün önce Çayırova yarı maratonundan ödülle dönmüş Kartoğlu şöyle anlatıyor:

Haberin Devamı

NEW YORK’TA HAKKIM YENDİ

“50 yaşımda Hürriyet Dedeler Yarışı’na katılmaya başladım. Kaldırılıncaya dek bu yarışlara katıldım. İstanbul’da, Cağaloğlu’ndaki Hürriyet binasının önünden Gülhane Parkı’na kadar 1700 metrelik mesafe göz açıp kapayıncaya dek biterdi. Hep ilk 10’da yer aldım. İstanbul, Türkiye ve Balkan şampiyonalarında 5 ve 10 bin metre koştum. Göğsümüzde ay-yıldızlı formalarla, milli atlet olarak katıldık bu koşulara. Pist yarışlarının dışında Avrasya Maratonu’na katılmaya başladım. Önce halk koşusunu ardından da 21 kilometrelik yarı maratonu koştum. Sonra hep maraton koştum. 1995’e kadar dokuz kez katıldım. O yıllarda yolda bizi seyredenler olurdu, trafiği tıkadığımız için kızarlardı. Bu durum hoşuma gitmedi.
İlk maratonum İsveç’te Stockholm maratonuydu. Bu maratonlarda 60-70 yaş sonrası grupları var diye uygulamalar yapılıyor. Ama Türkiye’de yaş dilimlerini düzgün uygulamıyorlar. New York’ta ve diğer maratonlarda beşer yaşlık dilimler uygulanıyor. 2003’te New York Maratonu’nu koştum, yaş diliminde ikinci geldim, birincilik hakkımdı ama... 92 yaşında bir atlet gördüm orada. Ben de 93 yaşımda New York Maratonu’nu koşmayı hedefledim o kişiyi görünce. Yurtdışında katıldığım maratonlarda en yaşlı Türk atletim. En son Prag Maratonu’nu koştum. Avrasya Maratonu’nu iki yıldır yeniden koşuyorum. 2010’da en yaşlı koşucuya ödül vaat ettiler, ben de en yaşlı atlet olarak ödülü aldım.

Haberin Devamı

BU SAATTE NE KOŞUYORSUN

Yurtdışı maratonlarında en iyi dereceyi Rotterdam’da 1997’de, 70 yaşında yaptım; 3 saat 28 dakikada bitirdim. Şimdilerde maratonu 6 saat dolaylarında bitiriyorum. Kendimi zorlamadan koşuyorum ve bitirmeye odaklanıyorum. 18 Ağustos’ta İzlanda’daki Reykjavik Maratonu’na da kaydımı yaptırdım.
Spor benim için bir yaşam biçimi. Sabah erken uyanıyorum, sakal tıraşı oluyorum. 05.00 gibi giyinip yola çıkıyorum. Ataköy-Florya Atatürk Ormanı-Çiroz halk plajı çizgisinde koşuyorum. New York Maratonu’ndan gelen maraton çalışma izlencesini uyguluyorum. Pazartesi dinlenme, öteki günler altı mil koşu. Her türlü hava koşulunda koşuyorum. Araçlar geçiyor, kimi adres soruyor, kimi “Manyak bu saatte koşuyorsun, deli deli” diye sesleniyor, kimi küfür ediyor.
Üç çocuğum, dört torunum
var. Çocuklarımı spora yönlendirmek istemedim, öğrenimleri iyi olsun istedim ama hepsi sağlıklı. Oğlum İsviçre’de Dünya Sağlık Örgütü’nde doçent. Görevi gereği tüm ülkeleri dolaşıyor. Onun uçuş millerinden yararlanıyorum bazen. New York’a, Sydney’e öyle gittim. Büyük kızım diş hekimliği fakültesinde öğretim üyesi. Bir kızım reklam ajansı sahibi. Bozcaada’da kızımın bağ evi var. Her haziran-temmuzu orada geçiririm.
Şöyle bir olumsuzluk var: Maratona en yaşlı atletlerin katılmasını istiyorlar ancak bitirmesini beklemeden finiş düzeneğini kaldırıyorlar. Geçen hafta Çayırova’da da aynısını yaptılar, Avrasya Maratonu’nda da... Hiç hoş değil tabii. Madem en yaşlı atletlerin koşmasını istiyorsunuz, koşuyu bitirmelerini bekleyeceksiniz. Yurtdışı maratonlarında akşam karanlığına dek bekliyorlar bizi.

Haberin Devamı

EŞİM İÇİN HER YIL SEVDA KOŞUSU

24 Haziran’da eşim için her yıl koştuğumuz bir koşu var. Eşim 2004’te vefat etti. 2005’ten beri her doğum gününde ‘Bir Sevda Koşusu’ adıyla eşim adına Çanakkale’de koşuyoruz. Gelibolu-Kilitbahir arasında, Eceabat’a 10 kilometre kala koşmaya başlıyor, 15 kilometreden sonra vapurla Çanakkale’ye geçiyoruz, eşimin ortaokulu okuduğu öğretmenevinin, Mehmetçik Bulvarı’ndaki evlerinin önünden, Kordonboyu’ndan geçiyoruz, gömütlüğe dek gidiyoruz. Gömütlüğün başında bir konuşma yapıyorum. Her defa farklı, yine hazırladım. Bu yılki şöyle başlıyor: “Bir yaş gününde daha birlikteyiz. Bugün takvime göre 24 Haziran 2012 Pazar. Bize göreyse bugün 14 Mart 2012, doğumunun 87. yılını kutluyoruz. İyi ki doğdun, sana geldik, birlikte kezlerce gelip geçtiğimiz, bir yanda deniz, mavi Marmara, bir yanda yeşilin her tonuyla, yaşamın güzelliklerini soluyarak sana sana geldik. Kilitbahir’de yolun üzerinde hani bir çeşme var ya seninle her gelişimizde suyunu içerdin avuç avuç, sen oh derdin. Biz de içtik avuç avuç, oh dedik, sana geldik…”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!